BÖLÜM 22

774 42 10
                                    

Ahmet ise bana bakıyordu. Birbirimize sarıldık. En azından küçük bir kızı mutlu edebilmiştim...

A-hadi gidelim artık
Onaylar şekilde kafamı salladım. İçim tarif edemediğim bir duyguyla kaplıydı. Ve huzurluydum. Arabaya bindik. Çok uykum vardı. Uyumamalıyım uyumamalıyım uyumamalıyım. Uyudum. Ne kadar kararlıyım.

Kendimi sallanır bir şekilde buldum. Biri beni taşıyordu. Gözlerim birbirine yapışmış gibiydi. Zorlada olsa açtım. Ahmet'i alttan görüyordum. Adama alttan bakınca bile yakışıklı. Ne diyom lan ben. Ama doğru. Bana baktı. Benim ise gözlerim tam açık değildi ama herşeyi görüyordum. Gülümsedi. Ve durduk. Cebinden bişeyi çıkarttı ve kapıyı açtı. Ama burası benim evim. Anahtarın onda ne işi var? Ama bunları sorgulayamayacak kadar yorgundum. Ve yatağıma yatırıldığımda uykuya daldım. Ölümün kardeşini niye bu kadar seviyordum? Hayattan koptuğum için mi? Anneme keşke hep uyusak diyordum. O da "o zaman hayatın bir anlamı kalmaz ki." Demişti. Haklı. O zaman abisine benzerdi neden benzemek istesin ki?

Sabah alarmın iğrenç sesi ile uyandım. Evde tektim. Ahmet beni bırakıp gitmiş. Ev dağınık değildi sadece pantolon ve tişört le uyuduğum için fazla rahat değildim. Hiç halim olmadığı için bugün klasik kombinime geri döndüm. Fazla giymediğim sweatlere bakarken en dipte saklanmış olan birtanesini gördüm. Bi peşimi bırak be adam! Rüzgar'ın eskiden bana verdiği bir sweat ti. Dolabın en köşesine koydum. Belki birine hediye ederim. Jsndksndkd üzgünüm bunu yaparım yeni gibi yeni aldım der veririm. Neyse ne boş yaptım. Beyaz asla giymem çünkü giydiğim gibi kirletirim. Ama çok güzel olduğu için giydim. 40 yılda bir güzel bir küpe taktım. Çok güzel oldum ayol. Kahvaltımı edip çıktım. Yine bir otobüs faciası. Tabi ya! Ahmet in arabasıyla gittiğim için aylık akbilimin süresi bitmiş. Yetersiz bakiye sesini duyunca tırsan tek kişi ben değilim heralde. İnip doldurmaya gidecekken. Şoför "sonra doldurursun kızım yoksa yok sen gir geç kalırsın sonra" teşekkür edip arkaya oturdum. Yess. Böyle insanlar içimi ısıtıyor gerçekten.

Sınıfa girdiğimde Ahmet'i gördüm.Hemen yerime geçtim
Z-dün beni bırakmışsın sağol
A-baya uykucu çıktın sende bu 2 oldu
Z-uyandırma diyen mi vardı?
A-o masumluğa kıyabilen mi vardı?
Hayatımda böyle bir iltifat almamıştım. Bişey diyemedim çünkü utandım. Evet.
Ahmet'in ağzından
Zeynep'e o şeyi yanlışlıkla söylemiştim. Utandı anlaşılan. Birşey demedi. Bende önüme dönüp hayatımın en sevmediğim bölümüne geçtik. Ders zamanı.

Öğlen tenefüsü olduğunda Zeynep'in çantası açıktı ve o notaların yazılı olduğu defteri gördüm. Sınıfta tektim. Hemen aldım ve biraz karıştırdım. Arka sayfalarda çok uzun bir yazı gördüm başlıkta "dağılmış hissediyorum" yazıyordu. Hemen çantamın içine attım çünkü biri gelmişti. O da çantasında birşey alıp sınıftan çıkınca defteri aldım ve tuvalete gittim. Kabine girip defterin o sayfasını açtım. Okumaya başladım.

Dağılmış hissediyorum,
Asla bir deftere duygularımı yazma taraftarı değilim ama buna ihtiyacım var. Eğer bunu ben dışında bir başkası okuyorsa okuduğunu belli etmesin çünkü onun bacaklarını kırarım. Bugün 21 Kasım. Annemin ölüm yıl dönümü. Çok eskiden o uçurumda bir çocuk görmüştüm. O zamanlar Rüzgar'a aşıktım. Daha sevgili değildik. O çocuğu görünce hiç olmadığım kadar etkilenmiştim ama "kendine gel sen Rüzgar'ı seviyorsun" demiştim. İşte o çocuk bizim okulda adı da Ahmet. Bana saçma sapan şeyler yaptı. Ona kızamıyorum bile. Saçma sapan birşey. Yine etkilenmekten korkuyorum. Bunu yapmayacağım aşk saçmalığına birdaha kanmayacağım. Annem, bu hayattaki tek sevildiğimi hissettiren insandı. Ama gel gör ki ben aşktan önce sevdiklerimi kaybetmeyi öğrendim. Yine o uçurumdaydım. Annemin mezarı orasıymış gibi hissediyorum. Ordan düşmekten korkmuyorum. Herneyse. Umarım bunu okuduğumda daha mutlu olmuş olurum. Tabi bir mucize gerçekleşirse.

Zeynep beni önceden de görmüş ve etkilenmiş. Buna inanamıyorum. 21 Kasım'ı aklıma kazıdım. Güzelim benim. Gerçekten çok seviyorum onu. Asla üzmeyeceğim. Onun mucizesi ben olacağım. Defteri hemen yerine koydum.
Zeynep'in ağzından
Okul çıkışı olduğunda beni Ahmet istemesem de bıraktı. Aslında bakkalın orda durdurdum çünkü akbilime para yükleyecektim. Ama aylık değil. 15 lira yükledim yeter de artar (şok şok şok)    öhöm . Eve geldiğimde ödevlerimi ne kadar şaşırsanızda adam gibi yapıp günümü geçirdim.

Bir okul sabahı daha. Okula geldiğimde herşey gayet normaldi. Yerime oturdum ve Ahmet'in gelmesini bekledim. Ama onun yerine hiç görmediğim sarışın bir çocuk girdi sınıfa. Yeni heralde. Girer girmez etrafı süzdü ve bana baktı. Bense çantamdan kalem kutumu çıkarıyordum. Çokta umrumda değildi. Ama bana doğru geldiğini hissettim. Ve yanıma oturdu. O kadar boş yer varken neden ben? Anlatsana biraz. Bütün kızlar kıskanmış şekilde bana bakıyordu.
Z- şey. Orası dolu.
?- evet şuan dolu
Z-yani başka birisi oturuyor orada başka yere geçer misin?
?- ben konuşurum onunla
Z-deneme bile bence
Hala kalkmadı. Egoist birisiydi. Gelir gelmez belli etti
Z- reis kalkmayı düşünüyon mu?
Hay şu reis deme alışkanlığım. BIRAK PEŞİMİ!
?- aaa oldu mu şimdi senin gibi güzel bir kıza reis demek
Yüzüme bir tutam saç düştü. Elini yüzüme uzattığında sertçe elini tuttum. O sırada bilin bakalım ne oldu? Ahmet geldi...

Umarım fazla kısa gelmemiştir
Öptüm siziğğ
İyi okumalar🖤🖤🖤

Boş ver ... (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now