-25-

369 60 4
                                    

Bölüm şarkısı Zakkum-gökyüzünde

Şaşkınlığım hala üzerimden gitmemişti.Eski hayatım,kafama estikçe yaptığım alışverişler ve bunlar gibi yaptığım birçok şeye son verecektim.Bu beni tabiki de üzüyordu.Fakat alışmaktan başka çarem yoktu.Ben düşüncelere dalmışken Sude'nin uyanıp yanıma geldiğini gördüm.Kendimi toparlamaya çalıştım.Ağlamaktan harap olduğum kesindi.

"Günaydııın"diyerek yanağımdan öptü Sude.Sessizce cevap verdim.

"Günaydın tatlım"

"Sen ağladın mı,birşey mi oldu"diyerek merakla sordu.

"Sude,İstanbul'a dönmeliyiz."dedim tüm yorgunluğumla.

"O niye"diye sordu merakla.Söyleyeceklerime üzüleceğini biliyordum.Şimdi söylemesem bile illa ki öğrenecekti.

"Bak Sude,bu sabah annemi aradım.Sesi çok kötü geliyordu.Neden olduğunu sordum.Ve babam iflas etmiş Sude.Herşeyimizi kaybediyoruz.Bu yazlıkta dahil"dedim.

Gözyaşlarıma hakim olamadım.Akşama kadar ağlayıp içimi dökmek istiyordum.

"Ahh canım benim,sakın üzülme.Hepsi geçer.Lütfen bak beni de üzüyorsun"dedi Sude.Her zaman yanımda olduğunu bilmek bana huzur ve güven veriyordu.

"İyi ki varsın"dedim sarılarak.Bir iki dakikalık sarılmanın ardından içeriye Ezgi'nin geldiğini gördük.

Beni böyle görmesini istemiyordum.Gözyaşlarımı silmeye çalıştım.

"Günaydın kızlar"diyerek gülümsedi Ezgi.

"Günaydın"dedik Sude ile.

"Ezgi,biz bugün İstanbul'a döneceğiz.Ailemiz öyle istiyor"dedi Sude.Olayları tam olarak anlatmamasına sevindim.

"Ya çok üzüldüm.Daha yeni tanışmıştık.Zaten bir daha ki yaza gelirsiniz"dedi.Gidecek olmamıza üzülüyordu.

"Şey..geliriz herhalde.Belli olmaz"dedi Sude.Benim yerime konuşuyordu.Ve bana destek oluyordu.Gerçekten o olmasa bunların üstesinden gelemezdim.

"Kaç gibi gidersiniz?"dedi Ezgi.En azından uçak bileti alacak paramız vardı.Ve bilet bulursak öğleden sonraki bir uçakla gidebilirdik.

"Öğleden sonraya bilet bulursak gidiyoruz"dedim.Biraz da ben konuşmalıydım.Yoksa herşeyi anlayabilirdi.Aslında anlasa bile anlayışla karşılardı.Bu durumdan kesinlikle utanmıyordum.Asla.

"O zaman eşyalarımızı toplasak iyi olur.Ben de internetten biletlere bakayım"dedi Sude.Tamam der anlamında başımı iki yana salladım.

"Bari siz gitmeden son kahvaltımızı yapalım"dedi Ezgi.Ve birşeyler hazırlamaya başladı.Ben de bahçeye çıktım.Biraz temiz hava alsam iyi olabilirdim.Yani biraz..

Yıllardır her yaz geldiğim bu yazlığı  bugün son görüşüm olacaktı.Çocukluğumun en güzel anıları burada geçmişti.Ve bu yazlığın elimizden alınacak olması beni mahvediyordu.

Telefonumun çalma sesiyle irkildim.Ekrana baktığımda Doruk'un aradığını gördüm.Şuan da hiçte onunla konuşacak havada değildim.Ve meşgule attım.Ben meşgule attıkça o inatla aramaya devam ediyordu.

Ama bendeki de inat ya sürekli meşgule atmaya devam ediyordum.En sonunda dayanamadı herhalde,mesaj attı.

"Alya,konuşmamız lazım." Ya ben konuşmak istemiyorsam.Sanki benim düşüncelerim yok.

Onunla niye buluşayım ki zaten.Boşver dedim kendi kendime.

Bahçedeki salıncağa attım kendimi.Burada son saatlerimdi belkide.Tadını çıkarmalıydım.Bir iki dakika öylece sallandım sadece.Uykum gelmiş olacak ki esnemeye başladım.

Gözüm bahçe kapısına kaydı.Uzun boylu,siyah deri ceketi ve ayakkabıları ile gelen Doruk'tu.Şaşkınlığımı üzerimden atamadan hızla yanıma geldi.

"Yürü,hadi seninle konuşacaklarım var"diyerek emretti.Allah Allah,yok ya...

"Ben hiçbir yere gelmiyorum.Bana böyle emredemezsin."dedim sinirle.

"Emretmiyorum zaten.Söyleyeceklerimi duymak istersin bence"diyerek beni isteklelendirmeye çalışıyordu.Merak etmedim de diyemem aslında.

"Tamam,ama fazla kalamam."dedim düz bir ses tonuyla.

"Peki"diyerek beni onayladı.

Siyah lüks arabasına bindik.Ve sahile doğru yola çıktık.Arabada da hiç konuşmadık.

Arabadan inip bir banka oturduk.

"Ee neymiş çok merak edeceğim şeyler"diye sordum.

"Alya,ailenin iflas ettiğini biliyorum"dedi.Nerden bilebilirdi?

Bu nasıl olurdu?

"Sen nereden bilebilirsin,kim söyledi sana."dedim şaşkınlıkla.

"Abim".Ahh ne güzel.Abi kardeş nasıl iflas ettiğimizi konuşmuşlar.

"Bu ne seni, ne de abini ilgilendirmez.Bunu söylemek için mi çağırdın beni?"diye bağırdım.Doruk'tan da Mert'ten de nefret ediyordum.Nefret...

"Bak Alya,ben seni hala seviyorum.Ama sev diye zorlamıyorum.Bana tek bi cevap ver.Abimden hoşlanıyor musun?"diyerek sordu.Gözlerimin içine bakıyordu.

"Abine karşı birşey hissedip hissetmemem zaman alır ve seni ilgilendirmez.Siz bence beni rahat bırakın.Bu aralar ikinizi de görmek istemiyorum"dedim ve uzaklaşmaya başladım.Ve tabi peşimden geliyordu.

"Alya,beklee!Alyaaa!Dur ve dinle.Sizin şirketin iflas etme sebebi biziz.Bizim şirkete olan borçlarınız yüzünden iflas ettiniz."

Duyduklarım karşısında durakladım.Ne yani,herşey onların şirketi yüzünden mi oldu?

"Girdiğiniz ihaleleri alamadınız, iflas ettiniz."dedi.Ben ne diyeceğimi bilmiyordum.Bugün yediğim kaçıncı darbeydi bu?Zorluklarla başa çıkacak gücüm kalmamıştı.

"Ve Alya,ben sana ne demiştim.Bir gün bana muhtaç olacaksın demiştim.Şuan istesem tüm borçlarınızı kapattırabilirim.Yine eski şirketiniz olur.Ama tüm bunlar sana bağlı tabi"diyerek iğrenç şekilde sırıttı.Bu benden ne istiyordu?

Bu piçten nefret ediyordum.Herşeyden,herkesten nefret ediyordum.Keşke bir araba çarpsa da ölsem diye düşünüyordum.

"Ne istediğimi az çok anlamışsındır"diyerek dudak altı sırıtmasına devam etti.

"O istediğin şeyleri çok beklersin.Asla düşündüğün şeyler olmayacak.Asla.Bunu o kuş beynine sok"dedim.Ve koşar adımlarla oradan uzaklaştım.Yürümeye bile takatim kalmamıştı.Ağlamamak için zorluyordum kendimi.Gözyaşlarımı biriktiriyordum.Ağlayıp güçsüz görünmek istemiyordum.

En sonunda eve geldim.Kızlar aniden soru yağmuruna tuttular;

"Hey sen nerdesin ha,insan haber verir.Meraktan öldük şurda.Kaç kere aradım.İnsan telefonuna da bakmaz mı?"diyerek dövmekten beter etti beni Sude.

"Şarjım bitmiş"dedim.Ve içeri girdim.

"Bilet bulabildin mi"diye sordum.

"Malesef,bugünlük bulamadım.Ama yarın için biletlerimizi aldım"dedi Sude.Ooff bugün gidip kurtulsak nolurdu sanki.Doruk yine beni rahatsız edecekti biliyordum.Benden istediği şeyi ona asla vermeyecektim.Benimle sevgili olmak istediğine emindim.O, o kadar acımasız biri ki abisine acı çektirmek istiyor.Ondan nefret ediyorum.

Hem de çok.

BİR ÇİFT MUTLULUKWhere stories live. Discover now