"Deniz kızı."

32 3 5
                                    

Kapı çaldığında gözümü, dışarıda yağmurdan ayırıp ayağa kalktım. Sırtımdaki şalı koltuğa bırakıp kapıya doğru gittim. Kapıyı açtığımda karşımda kaşı kanayan, gözlerinin altı kızarmış ve ıslanmış olan Deniz'i gördüm.

"Deniz!" dedim dehşete düşüp. İçeriye girdiğinde kapıyı kapattım.

"Ne oldu sana böyle?" derken ben, o ceketini çıkarıyordu.

"İyi misin?" diye sordum merakla.

"İyiyim." dedi ceketini asarken.

"Ne oldu?" diye sordum peşinden giderken.

"Bir şey olmadı Büşra."

"Kimle kavga ettin?" diye sorduğumda koltuğa oturdu. Kitaplığın en alttaki çekmecesinden çıkardığım pamukla yanına oturdum.

"Kavga değildi. Ufak bir tartışmaydı sadece."

"Bayağı ufak bir tartışmaymış gerçekten." dedim pamuğu kanayan kaşına bastırırken.

"Kimle tartıştın peki?" diye sordum yeşil gözlerine bakıp.

"Eski bir arkadaşla."

Diğer elimi gözlerinin altına götürüp baş parmağımı gezdirdim kızaran gözaltlarında.

"Acıyor mu?" diye sorduğumda gülümsedi.

"Acımıyor." dedi.

"Bir daha kavga etme, olur mu?" diye sorduğumda başını salladı usulca. Elimi çekip kucağımdaki pamuktan ufak bir parça alıp kaşının üstüne tuttum.

"Duş alacağım." dedi kendini geri çekip. Kaşlarım hafifçe çatılırken ayağa kalktı.

"Çok yorgunum uyuyacağım sonra da." diye ekledi merdivenlere yönelirken.

Cevap dahi vermeden ben, üst kata çıktı. Bir tuhaflık vardı onda. Telefonuma gelen mesajla gözlerimi merdivenlerden ayırdım. Yutkunup telefonumu elime aldım ve gelen mesaja baktım.

-Özel Numara-

Bir fırsat tanıyorum sana. Yarın sabah 10.00'da Emre'yi bir şekilde takip et. Bak bakalım seni nereye götürecek... Umarım yakalanmazsın, senin için kötü olur.

Ve sonrasında bir mesaj daha.

-Özel Numara-

Korkma, sadece dediğimi yap. Bana korkak olmadığını kanıtlamak istiyorsan onu takiğ et.

Yarın sabah Emre'yi takip etmemi mi istiyordu? Neden kim olduğunu bile bilmediğim kişinin dediğini mi yapacaktım? Ama belki de bildiği bir şeyler vardı. Yarın sabah Emre'yi nasıl takip edecektim? Deniz'e söyleyemezdim veya tekrar arabadını gizlice alamazdım. Ama bir şekilde onu takip etmem lazımdı.

>>>>>>>>>>>>>>>

Sabah ilk kez bu kadar erken kalkıp giyinmiştim. Deniz'e görünmeden evden çıkmıştım. Hava şansıma yağmurlu değildi. Evden yeterince uzaklaştığıma emin olduğumda bir taksiye bindim. Ve bu saatte Emre'nin yerinden emin olabileceğim tek bir yer vardı.

Taksiciye ücreti verip arabadan indiğimde Karanlık Yer'in tam karşısındaydım. Kapıdaki adam değişmişti. Emre'nin siyah arabası ise kocaman bir ağacın altındaydı. Rastgele park edilmiş gibiydi. Hızlı adımlarla kapıdaki adama görünmeden Emre'nin arabasına doğru gittim.

"Lütfen açık olsun, lütfen." dedim arka kapının kolunu tutarken. Korkuyla gözlerimi kısıp kapının kolunu çektim. Araba kilitli değildi ve kapı açılmıştı. Sevinçle arabanın arkasın binip kapıyı ardımdan kapattım. Şoför koltuğunun arkasındaki o boşluğa çömelip kendimi gizledim. Umarım çok geç olmadan gelirdi. Çok sürmeden gelmesi lazımdı yoksa arabayı açık bırakmazdı.

CAMBAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin