"Kırılırsam sessizleşirim."

54 5 0
                                    

Ben korkak değilim.
Ben korkak değilim.
Ben korkak değilim.

"Korkmuyorum..." diye fısıldadım titrek bir nefes alırken. Deniz'in evine gelene kadar yol boyunca bunu tekrarladım içimden.

'Ben korkak değilim'

Masalın prensesi korkuyordu, evet. Ama ben o masalı bırakıp cambaz olmayı seçtim. Düşmek umurlarında olmadan o ipte dans eden iki cambazdan biri olmayı seçtim ben, düşmeyi umursamayarak.

Ve ben... korkmuyordum. Bu cambaz, korkmuyordu.

Kapı açıldığında dolan gözlerim onun yeşil gözleriyle buluştu. Burnumu çekip birkaç adım attım ve eve girdim. Gözleri bendeyken arkamızdan kapıyı kapattı.

"Büşra."

Kolumdan nazikçe tuttuğunda ona döndüm.

"Deniz..." diye mırıldandım yere diktiğim gözlerimi yeşil gözlerine çevirip.

"Titriyorsun." dediği an deli gibi titrediğimi fark ettim. Titriyordum.

"Deniz..." dedim bir kez daha. Kolumdaki elini ıslak saçlarıma götürdü.

"Sen bu yağmurda yürüdün mü?!" diye sordu kızarak. Gözlerimden yaşlar akarken sıkıca sarıldım ona.

"Deniz ben korkak değilim..." dedim başımı  göğsüne bastırıp.

"Büşra, dur. Ne diyorsun sen? İyi değilsin." derken telaşlanıp kendini geriye çekti. Elini alnıma koydu, ardından gözlerime baktı.

"Ateşin var."

"Hayır, yok." dedim onunla inatlaşarak.

"Büşra, gel hastaneye gidelim." derken elimi tuttu. Gözyaşlarım akarken elimi ondan kurtardım.

"Ben hasta değilim... İyiyim..." dedim gözyaşlarımın arasından ona bakarken. Bakışları o kadar hüzünlü ve bir o kadar kızgındı ki... Eğilip bir eliyle sırtımı bir eliyle de bacaklarımı kavrayıp beni kucağına aldı.

"Deniz..."

O kucağında benle merdivenleri çıkarken, ben ağlıyordum. Bir yandan da titriyordum. Çok soğuktu, üşüyordum. Ve çok yorgundum. Ruhum ve bedenim sanki tüm bu olanlara dayanmıyor gibiydi. Ama güçlü olmam lazımdı. Olacaklar için kendimi güçlü tutmam lazımdı...

Gözlerim kapanırken beni bir yatağa yavaşça bıraktığını hissettim. Üstümü örtmedi ama ben üşüyordum. Bacaklarımı karnıma doğru çektiğimde koşar adımlarla odadan çıktığını duydum. Benim için telaşlanıyordu. Ve ben ona da zarar veriyordum.

Fark ettim de, ben hep zarar veriyorum. Kendime bile.

Birkaç dakika sonra alnımda soğuk bir şey hissettiğimde ufak bir inilti çıktı dudaklarımın arasından. Gözlerimi açmaya çalıltım ama bir türlü açamadım.

"Üşüyorum..."

"Ateşini düşürmemiz lazım Büşra."

"Hayır, üşüyorum..."

Cevap vermeden hafifçe üstümü örttü. Üstümdeki yorganı sıkıca tuttum bilincim kapanırken.

Ruhum o kadar güçsüzdü ki, en ufak şeyde bile hemen hastalanıyordu. Ama benim güçlenmem lazımdı. Her şeye rağmen, ayağa kalkmam gerekiyordu. Ve bu sefer olacaktı.

Bu neyin hikayesi, başrol kim, bilmiyorum ama ben intikam almaya geldim. Bunun için ruhumu güçlendirmem lazımdı...

Ruhumu ne güçlendirirdi?

CAMBAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin