"Ölü birine göre fazla gerçeksin."

32 2 0
                                    

Gözyaşlarım deli gibi akıyordu yine. Elimin tersiyle sildim ıslanmış yanağımı.

"Ben seni kaç defa kurtardım ölümden Büşra? Kaç defa?!" diye bağırdı Deniz.

"Hiçbir zaman kurtarılmak istemedim."

"Sen o bencil adamın peşinden ölüme gitmek istedin, yüzlerce kez. Her defasında kurtardım seni. Ölüme o kadar çok yaklaştığın zamanlarda bile kurtardım seni." diye bağırmaya başladığında bacaklarımın titrediğini fark ettim.

"Deliriyorum, farkında değil misin?! İlaçlarla yaşıyorum ben! Bu ne demek tahmin bile edemezsin. Tek çarem ölümken beni defalarca kurtarıp acı çektirdin bana."

"Sana acı çektirmedim. Sana hayatını hediye ettim."

Başımı iki yana sallarken güçsüz kalan dizlerimin üstüne çöktüm.

Alnını sıvazladıktan sonra derin bir nefes alıp birkaç adım atarak yanıma geldi. Yavaşça oturdu yanıma.

"Çok seviyorsun onu. Kendini öldürmek isteyecek kadar seviyorsun onu. " diye mırıldandı.

"Hayatıma öyle bir zamanda girmişti ki, kurtarmıştı beni. Beni ölümden kurtarmıştı." dedim gülümsemeye çalışıp.

"Ölümden kurtardığı gibi ölüme itti." dedi. Ona döndüm.

"Neden yapıyorsun bunu?" diye sordum ağlamaya devam ederken.

"Neyi?"

"Neden defalarca kurtarıyorsun beni?" diye sordum.

"Bizim hikayemiz öyle başlamadı mı?" diye sordu burukça gülümseyip beni uçurumdan kurtardığı günü ima ederek.

Nefesim kesildiği an gözlerimi açtım. Karanlıkla karşılaştığımda derin bir nefes almaya çalıştım. Uzandığım yatakta doğrulurken kesik kesik nefes alıyordum. Galiba terlemiştim. Karanlık odada gözlerimi karşımdaki duvara diktim. Deniz'i öylece bırakıp gitmem beni yeterince rahatsız ederken rüyama da girmesi hiç adil değildi. Karanlık odaya gözlerim alışırken üstümdeki yorganı çekip ayağa kalktım. Bir elimi acıyan boğazıma götürürken odanın kapısına yöneldim. Uyuyamıyordum bir türlü. Aklımda Deniz vardı, Beren vardı. Zihnim o kadar karışıktı ki bu kargaşada uyumama izin yoktu. Odadan çıktığım an kapının önünde durdum. Hemen yan odamda olacağını söylemişti. Uyuyor muydu ki? Uyuyabiliyor muydu rahatça? Zihnindeki gürültüye rağmen uyuyabiliyor musun?

Bakışlarımı kapısından ayırıp merdivenlere yönelttiğim sırada aşağıdan gelen cılız ışığı fark ettim. Uyumuyordu, tahmin ettiğim gibi. Zihninde bir kargaşa hakimse kendisi susamazdı. Zihninin onu yenmesine izin veremezdi. Merdivenlerden sessizce inerken geniş salonda gözlerimi gezdirmeye başladım. Büyük avizeden yayılan cılız ışığın altında öylece durmuş, başını yere eğmişti. Yumruk yaptığı elleri dikkatimi çekmişti. Düşüncelerine direniyordu, düşünceleri zihnini acıtırken o da bedenine acı uyguluyordu. Acıyı hissetmek istiyordu belki de acıdan besleniyordu. Ne de olsa buna alışıktı.

Merdivenlerin son basamağına gelince duraksadım.

"Ben," diye fısıldadı başını kaldırıp tam karşısındaki bana baktı.

"birini öldürdüm. Ben bir kadını öldürdüm. Annemi öldürdükleri gibi, ben de babama benzedim." diye devam ettirdiğinde cümlesini, elmacık kemiklerine vuran ışık sayesinde yanağından süzülen gözyaşını gördüm.

"Bu bir savaştı." dedim.

"Biz öldürdük onu."

Bir şey demeden öylece baktı bana.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 29, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

CAMBAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin