"Korktuysan vazgeç, ne de olsa daha yeni başlıyoruz..."

69 8 1
                                    

Şehrin sokakları ne kadar geniş olsa da o kadar dardı benim için. Sığmıyordum sokaklara. Ya da kayboluyordum. Ne kadar kalabalıksa etrafım o kadar yalnızdım. Kalabalıkta kayboluyordum her defasında. Her defasında, o geniş sokaklara sığamıyordum. Ne düşüncelerimle ne de ruhumla. İçimde taşıp duran şeyler yaşamımı zorlaştırıyordu. Nefes bile alamıyordum düşüncelerim yüzünden. Bana hep onu söylüyorlardı. Gitti, diyorlardı bana. O da gitti. O... Gitti. Bunu kabullenemezdim. Güneşin batışı bile bana onu hatırlatırken, onun gidişini kabullenemezdim. Bunu yapamazdım. Karanlık zihnimde bir yerlere mi saklanmıştı yoksa?

Söylesene sevgilim... Karanlığı çok mu seviyorsun?

Yüzüme değen rüzgar gözümde biriken yaşın akmasını sağladı. Bu rüzgar onun nefesiydi. Sanki varlığını bana böyle hissettirmek istediğine inandım o an. Onun varlığına inanmam beni hafifçe gülümsetti. Burdasın, gitmedin. Sonsuza kadar beraberiz. Sonsuza kadar...

Derin bir nefes aldım başımı kaldırırken. Her zamanki gibi yürürken başımı öne eğip bakıyordum. Ben, yürürken karşıya bakmak yerine yere bakan bir kızım.

Yaklaşık 10 adım önümde yürüyen adam dikkatimi çekti.

Bu... Emre'ydi.

İçimdeki saçma heyecanla peşinden gitmeye başladım. Ne hızlı yürüyordum ne yavaş... Koşup sarılmak istiyordum. Ama bacaklarımdaki gücü kaybetmiştim. Koşup ona sarılmayı o kadar çok istiyordum ki... Ama sanki ona yetişsem yine kaybolacak gibiydi. Yavaş yürürsem de ona yetişemeyecektim...

Sokağın köşesinden döndüğünde ben de peşinden gittim. Aramızda sadece 10 adım vardı. Yağmur yağmaya başlayınca montunun cebindeki elini çıkarıp kapüşonunu taktı. Arkasına bakmadan yürümeye devam ettiğinde heyecanla peşinden gittim. Emre... Burdasın. Köşeyi döndüğümüz anda kolumdan çekti biri. Kafamı çevirip ona baktım kaşlarımı çatıp.

"Ne yapıyorsun?! " diye kızdım bakışlarımı bizden uzaklaşan Emre'ye dikip.

"Asıl sen ne yapıyorsun?" diye azarlarken beni, kolumu çekiştirmeye başladım.

"Emre gidiyor. Ona yetişmem lazım, bırak beni."

"Büşra yine mi?" dediğinde, Emre yürürken başını arkaya çevirip kısa süreliğine bizim olduğumuz tarafa bakıp önüne döndü.

Bu... Emre değildi.

Yaşadığım hayal kırıklığıyla omzum düşerken Emre olduğunu sandığım adamın gidişini izledim.

"Bu kaçıncı farkında mısın? Defalarca birilerini Emre sanıp onların peşinden gitmeyi bırak." dedi Deniz kolumu bırakırken. Dolan gözlerimi ona çevirdiğimde bana sarıldı.

"Ağlama." dedi başını omzuma koyarken.

"Ama..." derken ben sözümü böldü.

"Yağmur hızlanıyor, eve gidelim."

>>>>>>>>>>>>>>

Evin kapısını açtığında içeriye girmem için geri çekildi. Tebessüm ettim bu naif hareketine.

Deniz... Ben seni hak edecek hiçbir şey yapmadım.

Eve girdiğimde montumu çıkardım. Montumu asmak için askılığa yöneldiğimde montumu elimden aldı.

"Ben asarım." dediğinde itiraz etmedim. Kapıyı kapattığında ben gri koltuğa oturuyordum. Arkama yaslanırken gözlerimi kapattım. Bugün yine birini Emre sanmıştım. Yine hayal kırıklığına uğramıştım. Herkes bana, o öldü, derken ben neden hala onun peşindeydim?
Dün gece geldi aklıma. O kızın söyledikleri yankı yapmaya başladı kafamda.

CAMBAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin