Can Apartmanı Sakinleri (Tamamlandı)

Adımla Seslendi

Merhaba Can Apartmanımın Canım Sakinleri ❤ Hayırlı bayramlarrr tekrar. Bugünkü bölüm çikolata yerine olsun 🍫🍩🍰 dünkü şeker yerineydi 😍

Keyifle okumanız dileklerimle 😄😍😘

Küçük bir çay bahçesinde kızlarla otururken anlattıklarına dikkatle kulak vermiştim.

Katun'u korkutan adam -yani daha demin hışmıma uğrayan adamdan bahsediyorum- okuduğu fakültede bir asistanmış. Bizimki geçen dönemin ilk başlarında hoşlanmış bu adamdan. Bir müddet görüşmüşler ama bakmış adam kıskançlıktan kıza nefes aldırmıyor. Bitirmiş aralarındaki şeyi. Bu dönem de başka biriyle görüşmeye başlamış. Adamın kulağına gidince bu, tehdit etmeye başlamış kızı.

"Sürekli bana mesaj attığı yetmiyormuş gibi Melike'yi de işin içine karıştırmaya başladı. Dışarıda hiç tek başıma onunla buluşmadım. Mutlaka Sivas merkeze giderken Melike'yi de yanımda sürükledim. Serdar'ı atlatıp geldiğimizi biliyordu. Melike'yi de o şekilde korkutuyordu. Bizimkilerin aslında kızmayacağı şeyi, arkalarından iş çevirerek yaptığımız için şu an bu durumu anlatmaya çekiniyoruz." Diyerek yüzünü elleri arasına alan Katun'u üzülerek izledim.

"Ağabeyimler duysa işin sonu kötü. Babamlardan bile çekinmiyoruz onlardan çekindiğimiz kadar." Diye devam ettirdi Melike. O sırada telefonumdaki ses kaydını durdurdum kızlara çaktırmadan.

Aklınıza gelen şeyleri silin canlar. Tabi ki görümceme şantaj yapmayacağım ama elimde tedbir amaçlı malzeme olmasında hiçbir sakınca yok bence.

"Bunların aramızda kalacağını söyleyebilirim." Güven vermek için ikisinin de ellerini sıktım konuşurken. "Şimdilik size bulaşacağını da sanmam ama sonrasını bilemeyiz tabi. En azından annelerinize söyleyin. Haberleri olsun. Böyle sosyopatlar maalesef ki dünyamızda çok varlar. Üzerinizde baskı kurmalarına asla izin vermeyin. Böyle saçma kişiler için de ailenizle papaz olmayın. İlk başta söylediğinizde kızsalar da daima arkanızda olacaklarına ben eminim. Şu geçirdiğimiz üç dört günde ben anladıysam siz hayli hayli biliyorsunuzdur zaten. İsterseniz Oğuz Murat ile bu durumu konuşurum. Adamın sizin durumunuz üzerinden fırsatçılık yapmasına engel oluruz." Dedim. Kızların gözleri son cümleyle kocaman açıldı. Bu tepkilerine anlam veremesem de sordum. "Onunla konuşmamı ister misiniz?"

"Hayır. Aslında haklısın. Ama ailemle konuşabilir miyim emin değilim. Eğer anlatırsam benimle her gün okula gelmeye başlarlar." Diyerek yüzümü buruşturdu.

"İstersen geri gidip o adamı bir süre daha hareket edemeyecek kadar benzetebilirim. Gözü iyice korkar ve seni gördüğü yerde yolunu değiştirir." Dedim çok mantıklı bir seçenekmişçesine. Melike gözlerini devirdi.

"Çoktan Sivas'a dönmüştür. Bence ona güzel bir ders oldu. Daha da bulaşacağını sanmam." Dedi Katun'un elini tutarak. "Bence abime söyleyebiliriz. Her şeyi değil elbette. Eksik anlatırız saklamaktansa."

"Kız Melike sen var ya bu Katun kişisinden daha cin fikirlisin." Deyip kahkaha attım. Benimle birlikte kızlar da rahatlayıp gülmeye başladılar. Üzerlerindeki gerginliği atmış gibiydiler.

"Ee sizi yalnız yakalamışken sorayım. Var mı bilmem gereken şeyler Oğuz Murat ile alakalı? Bana asla anlatmayacağı şeyler." Tek kaşımı kaldırıp muzip bir ifadeyle gözlerimi ikisinin yüzünde gezdirdim. Bunun üzerine Melike patlattı kahkahayı.

"Hatice abla sen de az cin fikirli değilsin." Diyerek kendi lafımı bana soktu. Elimle geçiştirdim bu hamlesini.

"Anlatın anlatın var bir şeyler." Dedim.