Sabreden Derviş

8K 625 180
                                    

Aptaldım ben. Kocaman bir aptal!

Dışarıda olmasaydık yaşadığım hayal kırıklığıyla o an hüngür hüngür ağlayabilirdim. Durumun vahametinin farkına varan Derya ablam iki eliyle omzumu tutup beni küçük çaplı sarstı. O sırada kitapevine girenler bize bakınca ablam kısık sesle beni uyardı.

" Sakın ağlayayım, deme ve sakın ama sakın klişeye bağlama. Orta sınıf bir romantik komedide değiliz. Yargısız infaz yapma hemen."

Oysa benim için her şey kabak gibi ortadaydı. İçimde bir yerlerde Oğuz'un bu durum için açıklaması olabileceğini haykıran bir ses vardı ama hemen kesmiştim o sesin kaynağını. Mantığım iptaldi. Kalbim ağrımaya başladı. Bir şey de diyemedim ablama. Suskunluğumu doğru değerlendiren ablam bir kez daha sarstı beni.

" Kız dur hele bacısıdır, kuzenidir, sütkardeşidir olmadı teyzesidir. Öğreniriz bir şekilde. En kötüyü düşünme."

Derya ablam elleriyle omuzlarımı sıvazlayarak bir yandan da mantığıma seslenerek beni az biraz kendime getirdi.

" Öyle mi diyorsun abla?" sesimdeki umudu bastıramadım, ilk fırsatta gün yüzüne çıktı.

" Öyle diyorum tabi. Sen fark edememişin ama kız baya küçüktü sanki. Şimdiki ergenleri bilmiyor musun? Hepsi GDO'lu gibi." Sessizce kıkırdayarak bana baktı. " sen gerçekten Leyla olmuşsun, Hatçem. Düşünsene adam komiser olmuş. Akrabası olmasa öyle emniyete girer mi? Hani nerede rütbesinin ciddiyeti?"

Ablamın söyledikleriyle, içimi kasıp kavuran fırtına ortalığı süt limana bırakınca, ağzım açık yüzüne bakakaldım. Mantığıma hitap ederek doğru şekilde düşünmeme vesile olan ablama doğru atılıp sıkıca sarıldım. Geri çekilirken mütebessim şekilde bana baktığını gördüm.

" Can ablam ya sende olmasan var ya? Düşünmek istemiyorum." Deyip tekrar sarıldım.

" Tamam, tamam. Şimdi ben kitaplarımı alayım. Bu fırsatı her zaman bulamıyorum malûm. Sonra doğruca eve gidiyoruz."

Ablam tekrar rafların arasına dönünce ben de kitapevinin yola bakan camından emniyetin kapısını göz hapsine aldım. Doğruca eve gideceğimizi söyleyerek tekrar emniyete gitme planımı ekarte etmişti ablam.

Ama durun!

Ben biliyordum o Oğuz'a ne yapacağımı. Şampiyonaya kadar nefes alacak vaktim olmayacaktı. Bu gördüklerimi bir kenara yazıp kendime unutturmayacaktım ama yine de oluruna bırakacaktım. Ablamın da dediği gibi bir şekilde öğrenirdim kızın kim olduğunu. Ne demişler eskiler?

Sabreden derviş, muradına erermiş.

*

Ablamla eve gelince direk üçüncü kata çıkıp Hatice teyzelerin zili çaldım. Senanur kapıyı açınca içeri doğru seslendim.

" Ayşenur, bi gelsene!"

Senanur şaşkınca yüzüme bakınca göz kırptım. Bir dakika içinde Ayşenur ile Hatice teyze de kapıda gözüktü. Hatice teyzeyi öpüp derdimi anlatmaya başladım.

" Hatice teyze benim antrenmanlar başladı yine. Kübralar okuldan yorgun geliyor biliyorsun. Beni antrenmandan sonra toplayıp eve getirecek biri lazım. Ayşenur benimle gelip gitse olar mı? Nail amcama sen söyler, ikna edersin? Ha, Hatice teyzem?"

Kendimi acındırma çabasına girerek kaşlarımı küçük Emrah'ınki gibi yaptım. Senanurla Ayşenur, Hatice teyzenin arkasından sessiz kahkahalarla bana bakarlarken surat ifademi bozmamaya çalıştım. Hatice teyze azıcık acımış olacak ki sol eliyle yanağımı okşadı. Dudak bükerek yüzüne bakmaya devam ettim.

Can Apartmanı Sakinleri (Tamamlandı)Where stories live. Discover now