Kabus

11.6K 643 182
                                    

Gözümü zorlukla açtım gördüğüm kâbustan kurtulmak için

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Gözümü zorlukla açtım gördüğüm kâbustan kurtulmak için. Kalbim hala çok hızlı atıyordu. Sakinleşmek için bir süre yatağın içinde kımıldamadan durdum. O sırada gözüm karanlığa alışmış odadaki eşyaları seçer hale gelmişti. Komodinin üstünden telefonumu alıp saate baktım.

03.42

Tekrar uykuya dönmek için bir süre yatağın içinde öylece uzandım. Kolay kolay korkan biri değildim ama bu tedirginlikle yalnız başıma da uyuyamıyordum. Elimde telefonla doğruca dişi kartalımın odasına gittim. Onun yatağı iki kişilikti hem. Rahat uyurdum. Telefonu yatağının yanındaki komodine bırakıp yatağın diğer tarafındaki boş kısma girip yattım.

Kübra ilk başta uyku sersemi ne olduğunu anlamadı. Kafasını kaldırıp tek gözüyle kontrol etti. Beni görünce de tekrar yatıp kollarını açtı. İyice yanaşıp sarıldım. Kalbim hala çok sert atıyordu. Korktuğumu fark etmiş olmalıydı, dudaklarının kıpırtısından dua okuduğunu algılayabiliyordum.

Ne ara uyuyakaldığımı bilmiyorum ama sabah kalktığımda Kübra yatakta yoktu. Doğrulup oturdum. Uykumdan sıyrılabilmek için bir süre odada boş boş göz gezdirdim. İçinde olduğum yatağın karşısında Kübra'nın makyaj masası vardı. Makyaj masası dediğime de bakmayın. Sıralanmış türlü türlü, her markadan losyonlar, tonikler, bitkisel yağlar, değişik maske kürleri adeta bir laboratuar ortamını anımsatıyordu. Her genç kızın odasında görmek isteyeceği türden bir laboratuar hem de. Ama bana sorsalar bu odadaki vazgeçilmezim kapının yanındaki Josephine koltuktu.

Kendim için de hep istemiştim. Nasipse ilerde inşallah bir gün alırdım. Ama önce bu yataktan çıkmam gerekiyordu. Yataktan kalkacak gücü bulur bulmaz kalkıp banyoya gittim. İhtiyaçlarımı hızlıca giderip soğuk suyla iyice yüzümü yıkadım. Dün geceden sonra gözlerimin altı çökmüştü. Çok uyumaktan gözleri şişen birisi için tezat bir görüntü oluşturuyordum. Ne kâbusmuş arkadaş!

Banyodan çıkınca tarihçiyle burun buruna geldim.

" Kız ben de tam seni çağıracaktım. Gel, kahvaltı hazır."

" Geldim, geldim. Hadi sen geç. Ben telefonumu alayım."

Kübra'nın odasından telefonumu alıp mutfağa geçtim. Sofrada yok yoktu. Üşenmeyip patates kızartmışlardı. Sevinmeden edemedim. Kendime çay doldurup masaya oturdum.

" Anlat bakayım." Dişi kartalım bana dönüp ağzıma salatalık tıkıştırmıştı. Dün geceyi sorduğunu biliyordum ama anlamazlığa vurdum işi.

" Neyi anlatayım?"

" Kâbusu, tabii ki." Deyince huysuzlandım. Rüyayı hatırlayınca içim bir tuhaf oldu. Anlatsam dalga geçeceklerini biliyordum. Ama kaçışım da yoktu.

" At gördüm." Dedim.

Derya ablanın baktığı falın üzerinden bir hafta geçmişti ama canım Kübralar hala attır, murattır söylenip duruyorlardı. Birlik olup benimle uğraşmak en büyük zevkleriydi. Artık ben de kızlardan nasıl etkilendiysem rüyama girmişti. Nereden at çıkacak, Murat çıkacak diye bakınıyordum.

Can Apartmanı Sakinleri (Tamamlandı)Where stories live. Discover now