Sen Sivas'ı Seyret

4.8K 339 36
                                    

Selam Can Apartmanımın Sakinleri ❤ özledim sizi bilin ki ara ara sürprizlerle geleceğim yanınıza 🎉 şimdi de yeni bölümle sizlerleyim 😍 bu bölümü kuzuum a ithafen yazdım çünkü 4 kasım lizzynin doğum günü 🎂🎈🎁 aşkımlizzim filizim iyi ki doğdun iyi ki can apartmanımın sakini oldun 😍 seni çok ama çok seviyoruz ❤


Ben diyeyim emri vaki, Oğuz Murat desin sürpriz.. Kendimi Sivas'a giden uçakta buldum. Kendisini ilk başta biraz zorladım. O da meğersem iki gün sonraya deyip bir hafta sonraya uçak bileti almış. Başına gelecekten haberdarmış. İkna edeceğinden de eminmiş baksanıza. Nasıl ikna oldum falan oralara hiç girmeyelim. Girersek çıkamayız. Panik ataktan panik atağa girip girip çıktım. Kaç gecedir gözüme uyku girmiyordu sevgilimin ailesiyle tanışacağım diye. Adama sormazlar mı niye tanıştırıyorsun diye? Sorarlar. Hatta sordum, biliyor musunuz? Peki, ne cevap verdi benim zümrüt göz?

Gelinleriyle tanışmak onların en doğal hakkı.

Ya beni gelin olarak görmeleri için önce evlilik yoluna girmemiz gerekiyordu be adam! Onun için de bir evlilik teklifi. Babamı geçtim, zaten ananı babanı alıp geleceksiniz istemeye o ayrı mevzu. Peki, beni benden istedin mi? Evlenir misin benimle diye sordun mu? Yo, sormadın! Ablamlar, Kübralar onayladı ilişkimizi diye kendi kendine mi gelin güvey oldun yoksa sen? Kıyamam! Ya da kıyarım. Benim daha okulum bitmedi. Daha kariyerime adım bile atmadım. Birkaç projem var ama yeterli mi? değil. Daha çok çalışmam lazım benim. Hem kickboksu da bırakabileceğimi sanmıyorum. Üçüncülükten dördüncülüğe gerilesem de bu sene daha da hırslandım ben. Bir dahaki turnuvadan birinci çıkacaktım. Evlilik planlarımda yoktu ki benim. Hem yavru kartalım da beni evlendirmeye hazır değil. O daha küçücük. Kaldıramaz böyle bir şeyi. Yok, daha neler dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız son kısmı abarttım biraz.

Sonuç olarak uçaktaydım.

*

Oğuz Murat'ın Sivas'a gidiyoruz demesinden iki gün sonra tarihçim de Derya ablam da dönmüştü İstanbul'a. Malum okullar. Hatice teyze de gelmişti Sapanca'dan. Malum okullar.

Yazıktı bu çocuklara! Ömürlerinin sonuna kadar okulda kalmazlardı inşaAllah Hatice teyzeleri ablaları gibi. Çünkü ömür bitiyordu, okul bitmiyordu...

Klasikleşmiş bir Can Apartmanı daire dört akşamında Derya ablam, tarihçim ve ben kış bahçemizde kahve içiyorduk. Kahveler bendendi. Gördüğünüz gibi ufukta bir isteme var gibiydi. Emin de değildim. Kesin bir şekilde yok da diyemiyordum.

Derya ablam gözlerini memnuniyetle kapatıp kahveden bir yudum aldı.

"İyi geldi kahve. Çok yoruyor bu düğün işleri kızlar beni."

Tarihçimle senkron kafalarımızı sallayarak ablamı onayladık. Bize baktığında gülmeden edemedi.

Ben kahvenin yanına bir karanfilli sigara yaktım. Sonra Derya ablam sonra da tarihçim birer dal aldı. Onların sigarasını yakarken masanın üzerindeki mumları da yaktım. Telefondan Hüsnü Arkan'dan Gönül Yarası açıp bluetoothlu hoparlörümüze bağladım. Arka fonda kısık sesle çalmaya başladı.

Sigaramın dumanını içime çekerken cızır cızır eden yanan karanfil sesini dinleyip "Şimdi bana akıl verin. Bir delilik yapmaktan korkuyorum. Sanki köşeye sıkışmış gibi hissediyorum." Dedim. Ablam sigarasını küllüğe bırakıp telefonunu eline aldı. Ne yaptığını önce anlamasam da Filiz ablamın sesini duymamla jetonum tık deyip düştü.

Can Apartmanı Sakinleri (Tamamlandı)Onde histórias criam vida. Descubra agora