Bölüm Şarkısı: Adamlar - Koca Yaşlı Şişko Dünya
*****
Kayra: Bu saatte uyanık değilsindir muhtemelen
(03.48)Kayra: Yani yazacaklarımı da bölmemiş olursun
Kayra: Anonim bu yazdıklarım sana umut veriyormuş gibi olmasın
Kayra: Tamamıyla hissettilerimi yazacağım
Kayra: Seninle konuşmak güzel anonim
Kayra: Eğleniyorum ama bu seni kullandığım anlamına da gelmesin
Kayra: Ben hayatımın bir döneminde ağır bir darbe aldım zaten sen de biliyorsun bunu
Kayra: Hayatımın çöküs dönemi gibiydi
Kayra: Sana onu anlatmak gibi hir aptallık yapmayacağım ama
Kayra: Onun bendeki yeri çok çok farklı
Kayra: Evet o beni bırakıp gitti
Kayra: Fakat maalesef bu hiçbir şeyi değiştirmiyor
Kayra: Unutamıyorum.
Kayra: Ama şundan da eminim
Kayra: Ona aşık değilim
Kayra: Seni görmediğim halde duygularını hissedebiliyorum
Kayra: Sana senin istediğin anlamda bir şans veremem
Kayra: Buna hazır olduğumu sanmıyorum
Kayra: Ama bugün bir arkadaşım bana bir şey söyledi
Kayra: Ve bende bunu uygulayacağım
Kayra: Ne kaybederim ki
Kayra: Konuşalım
Kayra: Sen hazır hissedene kadar bana tanıt kendini
Kayra: Ama ben açmayana kadar onun konusu geçmesin tamam mı?
Kayra: Onu unutacağım
Kayra: Ve sende bana yardımcı olacaksın
Kayra çevrimdışı...
Telefonu uçuş moduna alıp yatağımın yanındaki komodine koydum. Ellerimi başımın altına koyup her gece yaptığım gibi tavanla bakışmaya başladım.
Bugün Dorukla fazlasıyla konuşmuştuk. Önce güvenmek konusunda dikkatli olmam gerektiğiyle ilgili nutuk çekmiş sonra ise benim anlatmamı dinlemişti. Ona baştan sona her şeyi anlatıp birkaç mesajı okuduğumda seni gerçekten seviyor sanırım, demişti. Onu onayladığımda ise umut vermemeye dikkat etmemi ve artık Sarp defterini kapatıp önüme bakmamı söylemişti. Göz devirip söylemesi kolay dediğimde ise yalnız olmayacağımı ve bana her zaman yardım edebileceğini söylemişti.
Sonra beni eve bırakmıştı. Tam eve girecekken ise bana seslenip ne kaybedersin ki, demişti. Ve yine bir cümlesiyle beni ayağa kaldırmıştı.
Odamın kapısının çalınmasıyla irkildim. Yatakta oturur pozisyona gelince "Gir!" diye bağırdım.
Koray, elinde yastığı ile odama girince yüzüme bir tebessüm yayıldı. Uykulu gözlerini ovuşturup "Yanında bana yer var mı?" Elimle gel gel işareti yaptım ve yatağın sol tarafına kaydım.
Koray, yatağa girince bende yerimde kayıp uzandım. O bana dönük yatarken ben yine tavanla bakışıyordum.
"Kayra,"
"Koray, bana Kayra deme geriliyorum. Twin'e ne oldu?" Benimle ciddi bir şey konuşacağı zaman ismimi kullanırdı. Ve buda beni inanılmaz bir şekilde geriyordu. Yıllardır bana twin dediği için şu an gerilmem gayet doğaldı.
"Neyin var? Unutmuş gibiydin," diye fısıldadı mutsuz bir ses tonuyla. O gittiginde ben de Koray da çok yıpranmıştık. Benim gülmediğim zamanlar suratını asar şekilden şekile girip beni mutlu etmeye çalışırdı.
Sarpla kardeş gibilerdi, çok iyi anlaşırlardı. Ama o gittiğinde benim düştüğüm durum Koray'ı da değiştirmişti. Her zamanki alaycı tavrı hala üzerindeydi ama hiç olmadığı kadar ılımlı ve anlayışlı bir kardeş olmuştu. Tepeden tırnağa bir abi gibiydi...
"Kolay değilmiş..." Derin bir nefes aldım. "Yani, hayatının merkezine taht kurmuş birini söküp atmak kolay değilmiş."
O da benim yaptığım gibi tavana bakmaya başladı. Hiçbir şey söylemiş olmadı beni meraklandırırken sessiz olmayı yeğledi. "Mesefaler aşka engel değil derler bir de, yalan! Baştan sona yalan. Eğer mesafeler bize engel olmasaydı şu an onunla konuşuyor olurdum."
"Onunla konuşmayı istiyor musun?"
Kaygılı ses tonuyla bakışlarım ona odaklandı. Kaşlarını çatıp bu durumu kabullenmediğini göstermişti. "Sarp yok, Koray. Beni bırakıp gitti. Geri gelse bile ben bıraktığı yerde olmayacağım."
"Ama onun olmasına, varlığına o kadar alışığım ki..." Sesim sonlara doğru titremişti. Bunu fark eden Koray hızla yerinde doğrulup beni göğsüne çekti. "Şşş, geçecek güzelim. Beraber atlatacağız. Ağlama,"
Ağlamam iç çekişlere döndüğünde kafamı gömdüğüm boyun girintisinden çekip dolu dolu olan gözlerine baktım. Onun ağlamasını istemediğim için elimle gözyaşlarımı silip burukça gülümdedim. "Ağlamıyorum, gözlerim işiyor."
Güldüğünü görünce ona sıkıca sarıldım. Kollarıyla beni boğmaya başladığında huysuzlanıp geri çekildim. İki parmağıyla burnumu sıktı. "Sulu göz tabancası," Bu bana taktığı kaçıncı lakaptı acaba?
Yataktan çıkıp tavan ve duvarların bir kısmına yapıştırdığımız yıldızların düğmesine bastı. Oda bir anda aydınlanırken Koray, gülümseyip tekrar yatağa girdi.
"Senin için yıldız topladım." Kıkırdayarak aklıma eski anıları getirdim. Küçükken sürekli yıldızlara uzanmak isterdim. Bu yüzden çatıya çıkmışlığım ve merdivenden düşmüşlüğüm bile vardı. Hal böyle olunca annemlerin aklına bu yapay yıldızlar gelmişti. Babam ve Koray, dışarı çıkıp bunları almışlardı. Ve Koray, sevinçle odama gelip "Senin için yıldız topladım." demişti.
Gülümseyip minnetle gözümü yumdum ve Koray'a sarıldım. Tek dileğim Koray'ın da onun gibi beni bırakıp gitmemesiydi...
*****
Öbtüm, bb.
YOU ARE READING
CİVCİV || Texting
Teen Fiction"Kusursuz bir tablo gibisin ama benim seni resmetmeye kalemim yetmiyor." 7||4||20