48. bölüm

2.2K 135 258
                                    

The Neighbourhood - Sweater Weather

The Neighbourhood - Sweater Weather

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Temsili)

Musmutlu okumalar! 💛

*****

Siz hiç sevdiğiniz birinin yanındayken kendinizde değilmiş gibi hissetmiş miydiniz?

Ben şu an tam olarak öyle hissediyordum. Gülerken önce gözlerinin kısılması sonra da gamzelerinin ortaya çıkması aklımı başımdan alıyordu. Gülüşü içimi ısıtıyor, bakışları mantıklı düşünmemi engelliyordu. Bir şeyler anlatıyordu ama onu izlemeye öylesine dalmıştım ki sesi sanki suyun altındayılmışım gibi geliyordu. Elleri heyecanından dolayı sürekli havadaydı, hızlı hızlı konuştuğu için göğsü hızla inip kalkıyordu.

"Habeş maymunuyla bizim Poussin'ı evlendirelim diyorum, sen ne dersin güzelim?"

Daldığım yerden çıkmamı sağlayan son söylediklerini duymuş olmamdı. "Ha?" diye şaşkınlıkla soludum. Anlamayarak ona bakınca merhametli bir gülümsemeyle üzerime eğildi. Elleri saçlarımı okşamaya başlamıştı. "Daldın gittin yine, bir şey mi oldu?" Kafamı hızla iki yana sallayarak inkar ettim. "Yok ya, aklım bulandı biraz."

Gülüşüne takılı kaldım desem muhtemelen hastanelik olurdu.

Başımı düz uzattığı dizlerine yaslayıp ellerimi başımın altına yerleştirdim. O da doğrulup rahat bir pozisyon almamı sağladı. İyice ona sokulduğumda kolumu sıvazlayan elini avuçlayıp parmaklarıyla oynamaya başladım. Arada parmaklarımı eline geçiriyordum sonrasında da havaya kaldırıp birleşmiş ellerimizi izliyordum.

Okuldan sonra hiç vakit kaybetmeden Doruk'un evine geçmiştik. Önce biraz Mia ve Poussan'la oyalanmıştık. Ama onlar bir kenarda sızınca başbaşa kalmıştık. Aslında bugünde ek antrenmanım vardı ama onu ekip Doruk'la gelmiştim. Tabi o antrenmanım olduğunu öğrense binbir çeşit bahaneyle buluşmayı ertelerdi.

Bir süredir yaptığı şey tam olarak buydu. İşim var, başka bir gün gideriz diyordu. Ne antrenmanlardan ne de derslerimden geri kalmamı istemiyordu. O kadar düşünceli yaklaşıyordu ki bana karşı bazen gerçekliğini sorguluyordum. Ama anlamadığı bir şey vardı. Ben onunla olmak istiyordum, bu benim tercihimdi. Tercihlerimin sonucuna katlanmak benim sorumluluğumdu. Ona olduğundan daha fazla vakit ayırmaya çalışıyordum ama elbette ki müsaade etmiyordu. Her zaman onun önceliği olmuştum ama o, bunu benim de yapmama izin vermiyordu.

"Doruk, seni çok seviyorum. Biliyorsun değil mi?"

Kesik bir nefes aldı, kafamın altındaki vücudun kasıldığını hissettim. Hafifçe kıkırdayıp yumduğum gözlerimi aralayarak yan tarafa döndüm. Ona alttan bir bakış attığımda dudaklarını ıslatıp başını aşağı eğdi. Koyulaşmış elalarını görünce gülümsemem büyüdü. "Ben sana her "seni seviyorum" dediğimde böyle kalakalacaksan işimiz var birtanem."

CİVCİV || TextingWhere stories live. Discover now