⚚ Avernus 8

1.7K 358 135
                                    

Alıntı ve paylaşımlar için instagram sayfası: fasenix_series

 İçimde tutamadığım alevler tüm odayı yerle bir ediyor, Rhan gitmeden önce ona söylemek isteyip söyleyemediğim her kelime kontrolsüz bir ok gibi dudaklarımdan fırlıyordu. Öfkenin seliyle oradan oraya sürüklenirken kendimi durdurmaya çalıştığım her an, Rhan'ın yüzü gözümde canlanıyor ve tüm çabalarımı yalnızca varlığıyla yakıp yok ediyordu.

Zarar vermek istedikçe duvarlardan sekerek tekrar bana dönen ateşimle asla kazanamayacağım bir savaşa girmiş gibiydim. Aptallığımdan nefret ediyor, bilmediğim ve belki de hiç öğrenemeyeceğim o gücün altında eziliyordum. Üzerime gelen alevleri kollarımla savuşturup iki yana savururken, sarf ettiğim güçle birlikte haykırarak sırt üstü yuvarlandım. Gücüm tükenmemişti ama yığıldığım yerden kalkmak istemiyordum. Beni saracak sıcak bir ses arıyordum. Bana, yanımda olduğunu, her şeyin düzeleceğini ve ait olduğum yere döneceğimi söyleyecek bir ses...

Boş bakışlarım, biraz önce savurduğum alevlerimin sardığı 'Karanlığın Ateşi'ne sabitlenmişti. Beni yalnızca ben olduğum için sevmeye cesaret edecek biri olabilir miydi? Birini değiştirmeye çalışmadan sevebilmek, en zor ve en cesaret gerektiren şey olsa gerekti. Ben ise o kadar çok değiştirilmiş, o kadar çok kendimden koparılmıştım ki, şayet içimde İdella Alina'dan ufak bir parça kaldıysa bile, onu görüp çıkarabilecek kimse olduğunu sanmıyordum...

Ateş, yavaş yavaş duvardaki oymanın içini doldururken, tuhaftı ki bu hareketi bana suyu hatırlatmıştı. Delirmek üzere olduğumu düşündüğüm anda, tüm oyma alevlerle dolmuş ve simsiyah magma taşının ortasında kalan Karanlığın Ateşi, adeta alevlerden yükselmişti. Neler olduğunu anlamak için doğrulurken gözlerimi oluşan görüntüden ayıramadım.

Günlerdir üzerinde yattığım taş yatak gürültüyle hareketlenip yere gömülmeye başladığında, ben de sonunda ayağa kalkıp oluşan boşluğa yaklaşmayı başardım. Gömülen yatak, zeminin altında görmediğim bir noktaya doğru çekilirken beraberinde taş merdivenleri getirerek oluşan boşluğa oturtmuştu. Heyecanla atmaya başlayan kalbim, tesadüfen keşfettiğim bu geçitle ne yapmam gerektiğine karar vermemi engelliyordu.

Gözlerim, kontrol amaçlı kapıya çevrildi. Sessizlik, şimdilik yalnız olduğumu kulağıma fısıldarken Rhan'ın son sözlerini hatırlayarak öne atıldım. Sonunun nereye çıktığının şu an hiçbir önemi yoktu. Varacağım yer, buradan daha kötü olamazdı.

Aşağı indikçe daralan merdivenler, sonunda tek bir Avernus'un sığabileceği kadar dar ve kasvetli bir koridora bağlandı. Kimsenin sıkışıp kalmak istemeyeceği kadar cesaret kırıcı olan kızgın duvarlar arasında ilerlerken önümü görebilmek için ufak bir kıvılcımdan destek alıp almamak konusunda kararsızdım. Çok yavaş ilerleyebiliyordum ama öte yandan alev oluşturursam fark edilme riskini de göz alamıyordum. Böyle saçma bir yerde ölürsem, kendimi asla affetmezdim...

Nihayet ufak bir alev titreşimi gördüğümde, koridorun sonuna yürümeden önce birkaç saniye durup, etraftaki sesleri dinledim.

Yalnızdım.

Cesaretimi toplayarak ateşin ışığının geldiği yere doğru ilerleyip, boğucu koridordan kurtularak, yuvarlak bir masanın bulunduğu toplanma alanını andıran yere vardım. Geldiğim koridor gibi bu alana açılan yedi ayrı koridor daha vardı. İleri düzey eğitim alanındaki odalara bağlantısı olan gizli bir toplantı alanının ortasına düştüğümü fark ederek duraksadım. Üstelik tek fark ettiğim şey bu da değildi; masanın üzerindeki şekil, Fasenix'e aitti.

Şekilden yola çıkarak, hızlı adımlarla Kaj'ın oturduğunu tahmin ettiğim noktaya giderek sembolü tekrar inceledim. Yanılmıyordum, bu sembol kesinlikle o semboldü!

Fasenix Serisi 1 - AVERNUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin