"44"

18.5K 1.1K 918
                                    

Güzellerim :)

Nasılsınız :)

Kuzular şaşırdığınızı duyar gibiyim. Bende şaşkınım açıkçası. Neyse ballarım şehir dışındayım ondan dolayı bu hafta gelmeyecek bölüm. Memleketime döndüğüm gibi(2 hafta sonra) ard arda bölüm gelecek. Arayı bu şekilde kapatacağız. Sizleri seviyorum.. ❣️

Neyse şu alttaki yıldıza dokunup kalbimi alabilirsiniz :)

Keyifli okumalar :)

Umut ile kalın :)

....................................................................

-Bunu yapabilirsin.

Yazıyordu. Dakikalar önce durmadan hakaret edip tehdit eden adamdan aldığım cesaretle kapı zilini çaldım. Şimdi dönmek için çok geçti.

Kalbim ağzımda nefesim kesilirken açılan kapıya kaydı bakışlarım.................

.................................................. ..

Açılan kapının önünde 'Özde' diyerek, karşımda yorgun ve kızarık gözleriyle bana bakan adama bakıyordum.

Dört yıldır görmediğim abim fazlasıyla yorgun ve bitkin görünüyordu. En son ona def ol diye kurduğum kelimeler yankılanıyordu kulaklarımda. Belki de bundandı bu kadar korkmam. Karşımda ki virane halinin belki de en fazla nedeni benken buna sebep olmaktı aciz yüreğime en çok koyan. Sessiz bir şekilde bana bakarken şaşırdığı açıkça belliydi. Oysa saatler önce ağladım diye peşimden gelmemiş miydi? Hep abiler mi giderdi, bu defa ben gelmiştim.

'Aşkım kim' diyerek gelen Aysun da bana şaşkın bakışlarla bakarken 'Özde' diye sordu. Aramızda ki sessizlik özlemin kıyıya vurduğu hırçın dalgalar yüreğimizi döverken bakışlarım yanında duran kadına kaydı. En son bebeğimi kaybettiğim gün görmüştüm onu. Oda evden çıkmadan hemen önce. Ondan sonra zaten kimseyi hayatıma kabul etmemiştim.

Bakışlarım özlemle üzerlerin de gezinirken Aysun'un düz olan göbeği aslında ne kadar geç kaldığımı gösteriyordu. Onlara doğru dönen gözlerimle, hala bana anlamak ister gibi bakan adama yaklaşıp.

'Abi, geldim işte' şimdi dilimden dökülen üç kelime binlerce pişmanlık, geçen zaman ve kırgınlık içerse de korkunun ev sahipliği ettiği bedenimle cevabını beklerken

'Hoş geldin' dedi. Sesinde ki yorgunluk, kırgınlık en az benim ki kadardı. Bir tebessümün ev sahipliği ettiği dudaklarımla daha fazla yerimde duramadan önümde ki duvarıma sarıldım. Kollarımın zor kapandığı bedenine kavuşmuşken içimden tek geçen kelimelerimi fısıldadım.

'Ö-Özür dilerim' diyerek sıkı sıkıya sarılan bedenimin aldığı desteğe sığınırken dudaklarımdan firar eden hıçkırığım pişmanlık içindi. Ah dilimin bile takati yoktu artık. Neden o kadar zaman beklemiştim ki. Neden bu kadar çabuk vazgeçebilmiştik bir birimizden.

'Şşş canımın içi' diyerek ellerini saçlarımda sürmesiyle, kalan son direncimde kırılıp, artık içimde ne varsa dökmeye başladım. Yılların birikmişliği vardı, beni duraksatan, beni sekteye uğratan.

'Abi ç-çok pişmanım' diye söyledim. Dudaklarımdan firar eden kelimeleri zor bir araya getirmiştim. Neden bunu erteledin diye kızan iç sesime bile artık haklısın demekten yorulmuştum. Hıçkırıklarım göğsünde kaybolurken

KARANFİL(TAMAMLANDI:)))Where stories live. Discover now