"43"

17.6K 1K 674
                                    

Merhabalar umudun en güzel tonu olan güzel okuyucularım :)

Bu satırları okumaya devam ediyorsan beğendiğin içindir :)

Ondan dolayı yıldıza parmak uçlarını dokunduruyorsun ve sonra o parmak uçlarına aşklar, mutluluklar, çokça sevgi kelebekleri konuyor:)

Medya da ki şarkı hepinize gelsin :)

Bütün kelimelerim siz değerli okuyucularıma ithaf ediyorum :)

Umut ile kalın :)

....................................

Gözlerinde gördüğüm duygular filizlenen umudumu koca bir fidana çevirmişti. Hala bana yanan bir çift kahve gözün yüreğinde ki nefreti silmek için ömrümü harcamaya hazırdım.................................

...............................................

Karşımda duran adam hiç yaptığından pişman değilmiş gibi duruyordu. Boşalan meyhanede sadece ben ve o kalmıştık. Bakışlarla birini boğmak mümkün olsaydı her halde onu boğardım. En nefret ettiğim insan kategorisine yaptığı hızlı geçiş aptallığındandı. Bu pişkinliğine sebebiyet verende gerçi bendim ya.

Her ne kadar onun sayesinde Murat'ın dikkatini çeksem de yaptığının mantıklı bir açıklaması olamazdı. Geçirdiğimiz 17 gün boyunca asla iyelik ekini kullanmadığım adam kalkmış şu hayatta ölümü göze alacağım kadar sevdiğimin karşısında bana aşkım diyordu. Titreyen ellerimi zor bir şekilde zapt edip önce amacını anlamalıydım.

'Bak Özde' evet yine bıkmadan, usanmadan başlayacaktı. Artık bu zıvırtılarını duymak istemiyordum. Sırtımı dayadığım sandalyeden biraz yükselip, bağladığım kollarımı çözdüm. Saçma sapan bir ceviz kabuğunu dahi dolduramayacak açıklamalarını yeterince dinlemiştim.

'Amacın ne' sorduğum soruyla gözlerini kapatıp tekrar açtı. Her mimiğini takip ediyordum fakat tuhaf bir his vardı gözlerinde. Nefret, öfke ve ne acıdır ki sevgi.

'Amacımı neden sorguluyorsun'

'Çünkü kalkıp aşkım dedin bana. Mantıklı bir açıklama bekliyorum senden. Yoksa bir daha muhatabım olabileceğini sanmıyorum' kurduğum cümlenin farkındalığıyla, kaşları çatılıp gözleri kısıldı, ellerini dayadığı masada geriye yaslanıp

'Hangisiydi' anlamadığım için

'Ne' diye sorduğum da

'Hangisiydi yıllardır it gibi beklediğin' şimdi gözlerinde sevginin gölgesi değil de nefretin izleri vardı. Ne demişti it.

'Ne saçmalıyorsun sen' diyerek çattığım kaşlarımla bakarken

'Hangisiydi dedim' yüksek çıkan sesi sinirlerimi gererken aynı onun gibi ayarsız ses tonumla

'Sana ne. Sen kimsin de bana bunu soruyorsun' sorduğum sorumla

'Sevgilinim' aldığım derin nefesi hayretle dışarı verirken

'Salak mısın sen. Ne sevgilisi Özgür' şaşkındım şuan. Karşımda ki adamın saçmalığına diyecek bir şey bulamıyordum.

'Özde sen ayrıldın fakat ben ayrıldığımı söylemedim' anlamak ister gibi tekrar tekrar beynim kurulan cümleyi dile getiriyordu. Sonun da

'Bu saçma davranışlarınla iğrençleşiyorsun' diyerek tekrar sırtımı sandalyeme yasladım.

'Benimleyken başkasını düşünen kadın bence daha iğrenç' kıvrılan dudağım karşımda ki densizeydi.

KARANFİL(TAMAMLANDI:)))Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt