KARANFİL(TAMAMLANDI:)))

"33"

Neden vote sayısı bu kadar düşük hiç anlamadığım için tekrar yükledim bölümü. Çok küfretmeyin seviyorum sizi❤️

........................................

'of ulan' diye söyleyerek bana döndüğünde asla tahmin etmeyeceğim ismi dudaklarından çıkardı......................................

.........................................................

'Deniz' dediği isimle bedenimi yataktan çıkarıp

'neyi var ki' diye sordum.

'kanser hastası' diye verdiği yanıtla günler önce şahit olduğum konuşma aklıma geldi ansızın,

-Tedavi için evlenmeleri lazım- diyen Nergiz hanım

-ona bunu yapamam- diyen Orhan bey

-Durumu biliyorsunuz- diye söyleyen Deniz

-Kardeşimin bunu yaşamasına izin vermem-  diye tavrını koyan Salih. O Gün sorgulamadığım konuşma şimdi önüme gelmiş ve öğrendiğim gerçekle bedenimi kocaman bir yalnızlık sarmaya başlamıştı.

'Özdem, karanfil' diye seslenen Murat ile bakışlarımı gözlerine dikip

'Senin onunla evlenmeni istiyordular' diye yanıtladım. Aklımdan geçen bütün kelimeler, bütün cümleler ansızın dudaklarımdan firar etmişti.

'ne' diye sorduğu soruyla

'o gece aileni konuşurken duymuştum' diye söylediğim şeyle çattığı kaşlarıyla 'yani' diye söyledi.

'Senin onunla evlenmen gerekiyordu' diye verdiğim yanıtla hızlıca yanıma gelip

'Seninle evliyim. Saçma sapan konuşup asabımı bozma giyin dönüyoruz' diye söylemesiyle soğuk bir ter sırtımdan aşağı indi.

'HAYIR bana bu konuyu açıklamadığın sürece asla gelmeyeceğim' diye söylenerek yaşadığım yıkımı umursamadan yatağa tekrar oturdum. İstediğim cevapları almadan bu odadan ancak cesedim çıkardı.

'Özde saçmala uçak kalkmak için bizi bekliyor' diye söylemesiyle saatler önce parmağıma taktığım yüzüğüme baktım. Nasıl bu kadar kör olup her şeyi öğrenmeden kabul etmiştim. Aşkın gözü kör ettiğini şimdi anlıyordum. Gözüm ör olmuş, dilim lal olmuştu.

'ÖZDE' diye yükseltiği sesle yerimden irkilip ona döndüm. Sinirle kısılmış gözleri ve kasılan çenesiyle gerginliğini gayet net belli ediyordu. Sesini yükseltmesine hiç gerek yoktu, sadece istediğim bir açıklamaydı.

'Bana bağırma. Cevap ver' diyerek bakışlarımı ona çevirdim. Hızlıca aldığı solukla ellerini saçlarının arasından gezdirip

'Sikecem tribini' diyerek ettiği küfürle 'Benimle düzgün konuş karın var karşında' diyerek yerimden kalktım.

'ulan vakit yok diyorum acele etmemiz lazım' diye söylemesiyle

'Bana açıklama yapmadan bu odadan ancak cesedimi çıkarırsın' diye yanıtladım. Kesinlikle açıklama yapmadığı takdirde sonucu ne olursa olsun bu odada kalacaktım. 

'Saçmalıyorsun' diye söyledikten sonra ciddiyetimin farkına varıp 'sikerim inadını' dedikten sonra üzerime doğru adımlamasıyla pes edişini anlamış yatağa oturmuştum. Duyacaklarımın hiç hoşuma gitmeyeceğine adım gibi emindim. Ne kadar kendimi hazırlamak istesem de böyle bir durumu kendimi asla hazırlayamazdım. Aldığım derin nefeslerle bana dönüp aldığı nefesle

'Deniz lösemi. İlik nakli için bebeğinin olması lazım' diye direk söylemesiyle

 'Neden  senin onunla evlenmen istenildi' diye direk sormam ile kolay anladığım için şaşırmış