"21"

35.7K 1.1K 339
                                    

'Ben' diyerek bakışlarımı ellerime indirip güç almak ister gibi derin nefes aldım. Hazır olduğuma kanaat getirdiğimde verdiğim kararı sorgulamadan dile getirdim. Şaşkınlık vardı baktığımda ve hayal kırıklığı..........................................

........................................

'ben gitmeyeceğim' dediğim de Murat'ın gözlerinde ki ışıltıya tutuldum. Beklemediği açıkça belliydi. Hiçbir şey söylemeden aldığı derin nefes ile arkasını dönüp viski kadehini eline alarak cama yöneldi. Gerilen sırtını çok net görebiliyordum. Bakışlarım onda kitli iken Oğuz'un

'Vay yengeme de bu yakışır' diyerek sarılması üzerine bakışlarımızın camdan karşılaştığı Murat kaşlarını çatmış izliyordu. Bakışlarında ki kıskançlık mutlu etmişti çok hem de. Beni arkadaşından dahi kıskanan kahve ayım. Bakışlarımı ona kitleyip gerilen yüz hatlarını daha rahat izlemeye başladım. 

'Abi ben çıkıyorum' diyerek sabah gördüğüm adam konuşmuştu, Oğuzdan ayrılıp bir adım geriledim.  bakışlarımı ona çevirdiğim de Murat'tan biraz daha kısa boylu iri yapılı biriydi. İlk defa sabah görmüştüm onu.

'Çık Salih' diyerek yanıtlaması üzerine adını yeni öğrendiğim şahıs halinden memnuniyetsiz bir şekilde baş selamı vererek çıktı. Bakışlarında karşılaştığım hayal kırıklığı ve soğukluğa şaşırmadan edememiştim. Ona çok takılmadan konuşan Oğuz'u duymayan kulaklarımla dinleyip onaylı yordum, devamlı. Şuan tek odak noktam Murat idi. Sevindiğini gözlerime bakarak göstermesini istiyordum. Şuan acı kahveleri görmeye ihtiyacım vardı. Verdiğim karardan pişmanlık duymamam için.

'Dostum bende gidiyorum' diyen Oğuz ile bakışlarımı ona çevirdim. Ne anlatmıştı, ne konuşmuştu hiçbir şey bilmiyordum, sadece başımı sallamıştım. Fakat gitme fikrini şuan için istemiyordum

'Kalsaydın' diye mırıltıdan farksız sesim ile konuştum. Yalnız kalmak istemiyordum, yalnız kalmak istiyordum. Tereddütlüydüm. Tereddüt ettiğimi gören Murat acımadan ona da

'Tamam git' diye onu da gitmesini söylemişti.

'Gitme Oğuz' diye söylememe aldırmayan Oğuz

'Kazan mübarek olsun' diyerek tebessüm edip evden çıkmıştı. Kocaman oda git gide gözümde küçülmüştü. Sanki küçücük bir alanda ben ve o tek vardık. Etrafta gözlerimi gezdiriyordum. Ona bakmamak için boşa çabaladığımı bildiğim halde.

Daha fazla kaçamayacağım için olduğum yerde durmuştum. Şimdi o cama dönük beni izlerken ben de arkasında durarak onu izliyordum. Aramızda en fazla beş adım vardı. Koşup sarılmak isteyen yanım kırgındı ona. Bilmediğim şeyler yüzünden aşamıyordum bu adımları. Verdiğim kararı sorgulamayacaktım kendime bu sözü vermiştim değil mi? O zaman neyi bekliyordum ki. Ağır adımlarla ona ilerleyeşimi gözünü kırpmadan izliyordu, ne gel diyordu ne de gitme. Fakat kararımı söylediğimde gördüğüm bakışları bana yeterdi. Varsın dile gelmesin bazı şeyler ama yaptığımdan emindim. Hiçbir şey söylemeden arkasından gidip sıkı sıkıya sarıldım. Bedeninde ki gevşeme ile tutuşumu daha da sıkılaştırdım. Burnumu ceketine sürtüp kokusunu bütün ciğerlerime soludum. Tamamlanmıştım işte.

Sıkı sıkıya sardığım kollarımı sıkılaştırdıkça bütünleşiyor gibiydik. Kokusu ruhuma iyi geliyordu. Ne zamandandır bu adamın kokusu huzurum oldu. Ne zamandandır ben bu adamı kokusunda huzuru bulmuştum. Hissettiklerim korkutuyordu beni aradan geçen sürede ne o konuşmuş ne de ben ellerimi çekmiştim. Kalkan göğsü ile

'Gideceksin sandım' diyerek kollarımın üzerine ellerini sarıp derin nefes aldı. O nefes aldıkça avuçlarımın içinde ki bedeninin sıcaklığı avuçlarımı yaktı

KARANFİL(TAMAMLANDI:)))Where stories live. Discover now