KARANFİL(TAMAMLANDI:)))

"26"

'Seni Seviyorum karanfil'

Seni seviyorum Kahve ayım'

................................................... 

'uykucu kalk haydi' diye sırtımda gezinen parmak uçları ile başımı diğer tarafa çevirdim.

Uyumak istiyordum. Çok uykum vardı. Kaldığım yerden devam ettiğim uykuda  'Karanfil' diyerek ensemde hissettiğim dudaklar ile derin nefes alarak kokusunu ciğerlerime çekip, yaptığı davranıştan heyecandan tutulan dilimle 

'M-murat' diyerek ona döndüm. Ne güzel bir uyandırılma şekliydi bu. Her sabah bu şekilde uyanmak istemem fazlamı olurdu.  'Günaydın uykucu' diye söylemesi ile kollarımı iyice gerip 'günaydın' diyerek ona bakmam ile onun gözlerinin başka yerde olduğunu fark ettim. Gözlerini takip eden gözlerimle bakışlarının yaktığı  göğüslerimi utançtan saklamak için ellerimi kapatmam ile 

'Kapatma' diye boğuktan gelen sesiyle bakışlarım ona döndü. ellerim ağır bir şekilde yanlarıma düşmüştü. Emrine itaat ediyordum artık. Farklı bakıyordu gözleri. Çokça tutku kokan, çokça aşk vaad eden. Bu bakışları daha çok sevmeye başlamıştım. 

'U-utanıyorum' diye verdiğim yanıt sonrası 'utanma benden. Uğruna öldüğüm' diyerek göğsüme kondurduğu buse sonrası sıkıca bedenime sarıldı. Teslimiyet hiçbir zaman bu kadar kusursuz olmamıştı. sıkıca sarıldı kollarında yarasına denk geldi parmak uçlarım. Dün gecenin emaresi olan kanamayı temizlemiştik. Ne çok üzülmüştüm. Canını tekrar acıttığım için. 

'Gideceğiz, birazdan şimdi çıkmazsam asla seni bırakamayacağım' demesi üzerine 't-tamam' diyerek sardığı kollarında nefes almaya çalışıyordum. Fazla sıkıyor gibiydi. Hatta daha da fazla  artan baskısı üzerine 'M-murat nefes alamıyorum' diye fısıldadım. Alamıyordum. Koala gibi sarılmıştı. 

'bak sen' diyerek aniden kollarını çekmesi ile 'nefesimi kestin' diyerek sırt üstü attım kendimi

'ahhh ulan siktir' diyerek anide yataktan kalkması ile sadece üzerinde bulunan boxera kaydı gözlerim. Bu ne biçim lanetti. Gözlerim bayram ediyordu şuan. Gördüğüm görüntü ile sesli bir yutkunma sonrası 'ısırma dudaklarını' diye söylemesiyle, dudaklarımı ısırdığımı dahi şimdi fark ediyordum. 

't-tamam' diyerek onu izlemeye devam ettim. 'Karanfil ben çıkıyorum sende hemen giyin' demesi ile derin nefes alıp başımla onayladıktan sonra başımı geriye atıp derin nefes aldım. Bütün bedenimde gezinen bir yorgunluk vardı fakat bütün bedenimi ateşe atan bir arzuda mevcuttu. Kapının kapanma sesi üzerine Allah'ım yardım  et diye fısıldadım. 

.Aldığım derin nefesler sonucu biraz daha sakinleşmiş idim. Daha fazla zaman kaybetmemek adına Yataktan hızlıca çıkıp üzerimi aramaya başladım. O kadar dağıtmıştık ki odayı hiç bir şeyimi bulamıyordum. Büyük uğraşlar sonucunda  sadece kıyafetlerimi bulabilmiştim. İç çamaşırlarım yoktu ortalıkta. Daha fazla çıplak gezmek istemediğim  için hızlıca giyinmiştim onları. Saçlarım darmadağınık, boynum mosmor, dudaklarım dolgulu dudaklar gibi iki beden büyük. Göğüslerim şişmiş fazlası ile ağrıyor ve kadınlığım ah o. Darmadağınıktım. Nasıl bu şekilde hırpalandığımı hatırlamıyordum bile. Nasıl kaybede bilmiştim kendimi bu kadar. 

Daha fazla kalamadığım odada sonunda çıkmıştım. İlerlediğim salonda Murat'da giyinmişti. 

'Çıkalım mı' diye sormasıyla 'evet' diye verdiğim yanıt sonrası Tek kelime etmeden daha fazla da bir birimizi zorlamadan araca doğru ilerledik. Aracı Oğuzların götürdüğünü bildiğim için,

'Kim getirdi arabayı' diye sorarken kapıyı açıp geçmeme yardımcı olduktan sonra 'Salih diye kısa bir yanıt verdi. Onunda araca geçmesiyle bakışlarını bana çevirip yüzüme düşen saç tutamı kı kulağımın arkasına koyup