11| konsey büyücüleri

7K 893 909
                                    

Hooopp ben geldim.

Bu bölüm çok güzel oldu bence, farklı bir dil kullandım yazarken ama çevirdim elbette. Umarım beğenirsinizz.

Hepinizi seviyorum, iyi okumalar!

•••

Genç kadın karanlık ormanda ilerliyordu. Uzun, koyu mavi cüppesinin etekleri Konsey Büyücüleri tarafından oluşturulan illüzyonik ormanın uzun çimlerine sürtünüyordu. Cüppesinin kapüşonu kafasına örtülüydü ve okyanus mavisi gözleri kısılı bir şekilde etrafta kimsenin olmadığından emin olmak ister gibi geziniyordu. Bembeyaz elinde tuttuğu ve her adımında yere bastırdığı krem rengi asasına bağlı olan tıldaşı, beyaz bir baykuşa benziyordu fakat daha farklı bir yapısı vardı.

Kadın bir anda durdu ve etrafı dinledi, çimlerden parıltılar yükseliyordu ve ağaçlardaki yapraklar hafif bir rüzgarla kıpırdanıyordu. Kadın derin bir nefes aldı ve asasını tam önüne yerleştirdi. Gözlerini kapattı ve mırıldanmaya başladı.

''Ma kutsun pimedast metsast välja''
(Karanlık ormandan sesleniyorum.)

''Valgusta mind oma valgusega''
(Beni ışığınla aydınlat.)

Sözlerine başladığı anda etrafı saran rüzgar artmış ve ağaçların yapraklarını sertçe uçurmaya başlamıştı. Ağaçlardan kopan her yaprak okyanus mavisi bir renk alıyor, kadının etrafında belli bir ritimle dönüyordu. Çimlerden havaya doğru kalkan parıltılar artmış ve etrafta fısıltılar duyulmuştu. Kadın devam etti.

''Näita mulle ennast''
(Bana kendini göster.)

''Näita mulle fakte''
(Bana gerçekleri göster.)

O sırada kadının sesi artmış, bağırmaya başlamıştı sözleri. Mavi rengi alan ve kadının etrafında dönen yapraklar hızını arttırmaya başlamıştı. Sanki bir hortummuşçasına kadını ortalarında sıkıştırmışlardı. Fısıltılar yükselmiş parıltılar ışık hüzmelerine dönüşmüştü. Kadının elinde sımsıkı tuttuğu asası titremeye başlamıştı fakat kadın asayı avuçları arasında sıktı, yere iyice bastırdı ve gözlerini sımsıkı kapattı.

''Lase mind sisse''
(İçeri girmeme izin ver.)

''Ma jooksen sinu poole''
(Sana doğru koşuyorum.)

Yapraklar o kadar hızlı dönüyordu ki etrafında, tamamen masmavi bir hortum oluşmuştu. Her yer ışık hüzmeleriyle doluydu, göz kamaştırıyordu, fısıltılar bağırışmalara dönmüştü, ne dedikleri anlaşılmıyordu, başka bir dilde bir şeyler diyor ve bağırıyorlardı. Kadın gözlerini sımsıkı kapattı. Tamamlamak zorundaydı büyüsünü.

''Võta mind kaasa!''
(Beni yanına al.)

Son cümleyi söylediği anda bütün sesler kesilmişti, bağırışlar durmuştu. Kadın gözlerini açtı, gözleri tamamen maviye dönmüştü, onun gözlerini açmasıyla beraber, asasında duran tıldaşı da masmavi gözlerini açmıştı. Kadın asasını kaldırıp hızla yere vurduğunda yapraklar hızla etrafa saçılmış, yerden açık mavi bir güç dalgası etrafa yayılmıştı. Etrafında mavi renkte bir ateş yükseldi ardından, onu içine çekti, kadın asasını yerden çekmedi, ateş onu yuttu ve her şey eski haline döndü. Ateş söndü, yapraklar eski renklerini aldı. Orman tekrardan kendini karanlığa bıraktı.

BLACK SWAN | tkМесто, где живут истории. Откройте их для себя