◘36◘ Özür

3K 237 72
                                    


Joep Beving-Ab Ovo

"Kızım!" 

Gözlerimi devirerek ellerimin altındaki köpeği sevmeye devam ettim. Siyah, minik köpek uzun tüylerini sallayarak sesin sahibine döndü, annem olabildiğince heybetli bir şekilde gelirken yüzüme çarpıp beni serinleten rüzgar köpeği korkutup  -koşarak kaçmasına sebep olmuştu. Köpeğin arkasından bakarak bir kez daha gözlerimi devirdim ve havaya doğru derin  bir nefes verdim.

"Sana belki de 1000 kere dedim ki.."

"Evet, evet. Biliyorum. Kendime dikkat etmem gerekiyor."

Bu sefer annem gözlerini devirdi. Sabırlı olmaya çalıştığını görebiliyordum.

"Hades, seni burada görürse öldürür."

"O, öyle birisi değil." diye mırıldandım ama kalp sancım bu cümleyi kurarken kendini hatırlatmıştı. 

"O bir şeytan." dediğinde derin bir nefes vererek anneme döndüm. Kalkmaya çalışırken bir elimi karnıma koydum diğer elimle ise yerden destek aldım. Karnıma dokunduğumda artık şişkinliği daha rahat hisseder olmuştum.  Anneme bir şeyleri açıklamayı daha önce denemiştim ama kendi istediği gibi anlamıştı. Bir de tam şu anda hiç uğraşamazdım. 

Annem yanıma gelerek ellerini yanaklarıma koydu. "Karnın şişiyor ama çok kilo veriyorsun. Yanakların içe çöktü. Hastalanacaksın diye korkuyorum. Lütfen beni anla."

Ellerimi annemin ellerinin üzerine koyarak yanaklarımdan indirdim ve tekrar karnıma koydum. "Biraz yürüyeceğim, anne. Dikkat ederim."

"Kendini, bir çift kara gözün hatırına karanlığa teslim etme."

Annem öleceğimi biliyordu.

Bunu biliyordu ama yine de yeryüzüne döndüğüm için mutluydu. İşin sonucunda ölüm olmasına rağmen hayatımda belki de en değer verdiğim iki insanın böyle davranması.. Her neyse.

Derin bir nefes alarak üzerimdeki şala sarıldım ve anneme arkamı dönerek Kırmızı taşların olduğu o mağarayı belki bu sefer görürüm umuduyla yürümeye başladım. Bu yaptığım şeyin sonucunun hüsran olduğunu biliyordum ama en azından oraya gidersem güçlenirim ve bu kızım için daha iyi olur diye düşünmekten kendimi alamıyordum. 

"Kendini, bir çift kara gözün hatırına karanlığa teslim etme."

"Kızım!"

"Kızım!"

Ağzıma buram buram kan tadı geliyordu, burnuma ise kül. Gözlerimi açmaya çalışarak nerede olduğumu anlamaya çalıştım ama yapamıyordum. Kulaklarıma dolan gürültü boğuk seslerin birleşiminden ibaretti ve gördüğüm hiç bir şey net değildi, yalnız kargaşanın dışında. Karnımda hissettiğim acıyla öne doğru eğilmek ve ağzıma kadar gelen kanı kusmak istedim ama olmayan gücüm kalkmama izin vermedi.

Ağzımın kenarından kan aktığını biliyordum ama onu da hissedemiyordum. 

Kulağıma kargaşanın içinden ayrılarak kopup gelen ismimin haykırışını fark ediyordum. Ama sesin kimden geldiğini bile bilmiyordum. Zaten yorgun olan bedenim ve zihnim, bu kargaşayı daha fazla kaldıramadı.

"Sevgilim,"

Arkadan sarıldığım koca bedenine kendimi biraz daha yapıştırdım. Fırça olmayan elini kollarımın üzerine koyan Hades'in dudaklarından dökülen bir tek sözcüğe erimiştim.

Yasak Meyve: Nar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin