◘13◘ Part 1 ◘ Yeraltı Yemeği

8.5K 397 44
                                    

5727 kelimeden sonra bölümü iki parta ayırmaya karar verdiğim doğrudur. 

Baktım bitecek gibi değil böyle giderse 7000'lere adım atacağız, ben bu bölümü burada keseyim dedim. Çünkü çok uzun bölümleri okumaktan sıkılıyorum ben, belki sizde sıkılırsınız diye düşündüm. Aslında bu bile çok ama. 

Neyse.

Umarım sıkılmadan okur ve beni yorumlarınızla ödüllendirirsiniz.

Bu arada hikayenin videosunu yapmaya karar verdim ama gifler bulmakta zorlanıyorum. Sizler bulabiliyorsanız eğer, -nar olur, ateş olur, doğa olur- bana özelden veya başka bir yerden atabilirsiniz. Yani atarsanız çok sevinirim :D

Baş dönmesi.

Hissettiğim ve önümüzde ki günlerde en yoğun hissedebileceğim şey büyük ihtimalle bu olacaktı. Ah, bir de pişmanlık.

Başımı kaldırmak şu anlık çok güç olduğundan sadece gözlerimi açmakla yetinip yatakta öylece durmaya devam ettim. Hades yanımda yoktu ve acaba nereye gitti diye düşünmekten kendimi alamıyordum. Bir yanım sana ne diye bağırsa da diğer yanım ona baskın geliyor ve nereye gittiğini mutlaka öğrenmelisin diyordu. Ben iki tarafım arasında arada kalmışken başımda ki ağrı da bana hiç yardımcı olmuyordu.

Yattığım yerden doğrularak derin bir nefes bıraktım. Diğer bir güne geçmiş miydik acaba? Yoksa geçmemiş miydik? Zaman kavramını yitirmiştim. Ellerimi birbirine kenetleyerek gerindim ve dün olanları hatırlamaya çalıştım. Aklım derinlere giderek bir şeyler bulmayı denese de dünden aklımda kalan tek şey beni nektar ile sarhoş olduğum için aşağılamasıydı. Gerisi boşluktu.

Sanki hayatım birilerinin önüne yatırılmış da, onlar belirli kısımları seçerek anılarımın içinden almışlar gibi hissediyordum. Ve inanılmaz şekilde ağrıyan başım bu tezimi sağlamlaştırıyordu. Çığlık atmak isteyerek ağzımı açtım ama son anda fark ettiğim şeyle ağzımı kapattım.

Ben. Hades'in. Odasındaydım.

"Çüş." diye mırıldandım dudaklarım öne doğru giderken. Aklımı biraz daha zorlayarak buraya ne zaman ve neden geldiğimi sorgulamaya çalıştım ama yoktu. Yanımda yatmasını istediğimi de hatırlıyordum. Hatta bu yüzden uyanır uyanmaz onu aramıştım ama buraya neden geldiğimi ve neden Hades'in yatağında yattığımı bilmiyordum. Kafamı eğerek üzerimdeki giysilerin hala üzerimde olup olmadığına baktım ama artık griye dönüşen ve üzerime yapışmış olan kıyafetim neyse ki üzerimdeydi.

Gözlerimi odada bulunan her bir eşyanın üzerinden geçirirken dudaklarım haylaz bir şekilde yukarı doğru kıvrıldı ve onları saklamak isteyen ben dudaklarımı dişlerimin arasına aldım. Hades'in odasındaydım ve bunu değerlendirmeliydim. Yavaşça yataktan çıkarak üzerimde ki elbiseyi bir kaç kez silkeledim. İnanılmaz kirlenmişti ve artık kendimden iğrenmemi sağlıyordu.

Umursamadan bir kaç adım attım. Masası gözüme hoş göründüğünde oraya doğru ilerlemeye başladım. Bir taraf boyalarıyla kaplıydı. Bütün renkler neredeyse koyu renkler olduğunda kaşlarımı çattım. Diğer taraf ise bir mürekkep ve kağıtlarla kaplıydı. Bir kağıdı kaldırarak muhteşem el yazısına ve altında bulunan imzasına baktım.

"Şu dünyada sonsuza değin sürmeye değer anılar, neden hep seninle menekşem? Gökyüzünde parlayan yıldızlar, neden bize bu kadar uzak menekşem?"

Dudağımı dişlerimin arasına aldım.

"Ve ben senin sesinden günaydınlarla uyanmak isterdim... Ama sen bir elveda ile sonsuz uykularda bıraktın beni..."

Yasak Meyve: Nar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin