◘17◘ Veda

6.8K 352 17
                                    

Merhaba!

Umarım aranız da bölümü gördüğü zaman gerçekten sevinen okuyucularim vardır. Çünkü ben bu bölümü yazabildiğime gerçekten cok mutlu oldum. Saat 22:12 ve uykum var. Yaz tatilindeyiz desenizde fındık diye bir şey -andır galası- var. Yani ayıptır söylemesi ama yazın bile boş duramıyorum bir Trabzonlu olarak.

Herneyse.

Bu bölümü umarım çok güzel yorumlarınızla donatırsınız çünkü diğer bölümü bence okuduğunuzda çok seveceksiniz. Aslında bu bölümden önce bir bölüm yazdım ama yazarken aklıma bunun bir kac olay sonra olması daha iyi olur diye diye düşündüğümden yazdım bu bölümü. Normalde söz verdiğim gibi hemen gelecekti yoksa.

Dediğim gibi. Bu bölümde cok yorumluk bir şey olmasada en güzel yorumlarızdan yapmaya çalışın çünkü diğer bölümde eliniz kendiliğinden gidecek inşallah yorum butonuna. Ne kadar güzel yorum o kadar çabuk bölüm. Yorumlarınız ilham veriyor çünkü.

Seviyorum sizi.

İmza: yoruma aç yazar

İnsanlardan kendini soyutlamış olan bir kız vardı Olimpos'ta. Korkan, konuşmayan, ürkek ve sessiz. O kızı öldürmek isteyen çok kişi olmamıştı. Sadece annesi vardı. Ama annesi bu konuda başarılı değildi.

Annesi kızın kendi seçtiği o sessizliği kıramıyordu ve kıramazdı. Kız buna izin vermiyordu. O, kendi sessiz kabuğundan memnundu. Kimse onunla uğraşmıyordu ve kimsenin dikkatini çekmiyordu. Bu, o kızın tam olarak istediği şeydi. Hayalet olmayı seviyordu. O sessizlikti.

Fark edilmeye ihtiyaç duymuyordu. Onu keşfedecek özel bir şeyi bekliyordu. Herkesin istediği ve sevdiği şey olmak istemiyordu sessizlik. Tek bir kişinin bildiği ve gerçekten özel bir şey olmak istiyordu. Ona onun gibi birisi lazımdı birnevi. Belki sessiz değil, belki özgüven sahibi ve kendinden daha üstün ama alanın gibi biri.

Güzelin ve iyinin kıymetini bilen ve onları keşfetmeyi bilen birisi.

Yoktu.

Öyle birisi Olimpos'ta bulunmuyordu ve kız bunu keşfettiğinde tam olarak kendini kendi kabuğuna çekmişti.

Ama gün gelmişti ve o kızın gözleri karanlık bir adam tarafından keşfedilmişti.

Karanlık sessizliği keşfetmişti.

Tuhaf, Olimpos'a ait olmayan bir güzelliği vardı adamın. Ruhunun bariz bir güzelliği vardı ama bu yüzüne yansıyamamıştı. Yüzünde ketum ve sert bir ifade vardı. Güçlüydü.

O sadece tuhaftı.

O karanlıktı.

Sessizlik karanlıktan korkmuştu. Ona yaklaşmak istemiyordu. Ondan uzak durmaya çalışıyordu ama bu sadece bir oyundu. Sessizliğin karanlığa karşı duyduğu şevki ve ihtirası bir oyun belirli bir raddeye kadar getirebilmişti.

Karanlığında bir sessiz tarafı vardı ve Sessizlik bunu merak ediyordu. Sessizlik, onun gibi birini beklediği için kendi kabuğuna çekilmişken bu adamı bu kadar susturan şey ne idi?

Ona yaklaşamıyordu. Kimi zaman Sessizlik kendini geri çekiyor, kimi zaman Karanlık sessizliğin ulaşamadığı kuytuluklara kapatıyordu kendini.

İş son raddeye geldiğinde ve Karanlık, Sessizliğin gogünde dinlenmeye başladığında acı bir yakarış kopmuştu sessizlik duvarlarından karanlık havaya.

Sessizlik, karanlığa alışmıştı.

Gözlerimi açarak kafasını kendime biraz daha yasladım. Bencil olan ve uyanmak için can atan kafamdaki o ufak parçadan bir ses bu anı herkesin görmesini istiyordu. Herkese Hades benim diye bağırmak istiyor ve onu göğsümde daha da fazla bekletmek istiyordum. Hades'i hep yanında istiyordum. Bir şeyleri sadece benim bilmem ve başkalarının bilmemesi beni her zaman yeterince tatmin eden bir sey olmuştu. Eğer benim iyi bir şeyim varsa ve onu ben bilirsem bu bana yeterdi. Ama şimdi öyle değildi.
Deli gibi bencillik yapmak istiyordum.

Yasak Meyve: Nar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin