Gelecek Bölümlerden Alıntı

6.9K 281 4
                                    

Bu bölümü neden yazdım bilmiyorum bile. Sadece yatağa yattığımda bir anda aklıma böyle bir sahne düştü ve bende yazmak istedim. Diğer bölümden alıntı değil. Gelecek bölümlerden alıntı.

İyi okumalar.

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

Saçlarımda bulunan tokayı büyük bir sinir çerçevesinde çözdükten sonra sinirle masaya doğru fırlatmamla saçım omuzlarıma doğu döküldü. Gözlerimle masayı taradıktan sonra tarağı bularak elimle kavradım. Sinir tüm hücrelerimde dolaşırken ona eşlik eden nefret, üzüntü, keybetme duygusu elimi ayağıma dolaştırıyordu. Elim titriyor, gözlerim yanarak ağlayacağını belli ediyordu ama ben bu değildim. Ben Hades'in bana yeraltına indiğimden beri bölük bölük döndüştürdüğü bir kişiliktim. Hades'in bana olmayı öğrettiği kişilik; güçlü, her şeye ağlamayan bir kişilikti. Persephone'du.

Ağlamak ise Persephone'ye göre değil; eski, güçsüz, zayıf derinlerimde gömülü olan Kore'ye göreydi. Hades'ten ve yaptığı şeyden dolayı nefret ediyor olabilirdim ama bana öğrettiği şeyin önemini bildiğimden elim kolum bağlı bekliyordum. Tarak saçlarımda gezinirken sanki her saç telime dokunduğunda benden biraz dağa sabır ve dayanma gücü alıp gidiyordu. Daha fazla dayanamayarak sinirle tarağı aynaya doğru fırlattım.

Bir kaç parça ayna masaya doğru düşürken aklıma dolan parçalanma anlarıyla dişlerimi sıkrak eş zamanlı olarak ellerimden tekini belime diğerini ise alnıma koyduktan sonra ovaladım. Sözümü Cerberus'a geçiremediğim, Hades'i ikna edemediğim için kendimden ölesiyle nefret ettim.

Ama daha çok Hades'ten.

Gözlerimi ıslak olmamasına rağmen yine de sildim ve başımı lüks ve gösterişli tavana dikip sabır ve dayanma gücü dilendim. Kırık ayna parçalarına bir kez olsun bakmadan saçlarımı bir kaç saniyelğine ensemden uzaklaştırarak havalandırdım. Bunalmaya başlamıştım ve böyle giderse ne yapacağını bilememekten ölüp gideceketim.

Sakin olmam ve hamlemi zamanı geldiğinde yapmalıydım fakat hamlemin ne olduğunu bile bilmeyince bu o kadar da kolay olmuyordu. Kulaklarımda çınlayan çığlıkları geçiştirmeye çalışarak ofladım. Doğru düzgün düşünemiyordum ve elimi sıkacak kadar dahi gücüm yoktu.

Birini daha kaybetmenin beni nasıl yaraladığını görmeden sevdiğim insanları elimden parça parça alıyordu. Beni tanıdığını düşünen birisinden beklenmeyecek bir şekilde inanılmaz bencildi. Aptal bir güç uğruna çevresinde ki insanları kendinden uzaklaştırıyordu. Bu sonunda onu savunmasız ve yapayalnız bırakacaktı ama bu onun şu anda umurunda olan bir şey değildi. Yıllar sonra anlayacaktı ama bu, hiç bir işe yaramamakla beraber onu daha fazla yakacaktı.

Kaybettikten sonra gelen pişmanlık ne onun için ne de bir başkası için bir anlam ifade etmeyecekti. Çünkü artık geri dönüşü yoktu.

Elimi alnıma koyarak gözlerimi kapattım. Rahatlamaya ihtiyacım vardı. Tüm kötü düşüncelerden sıyrılmam ve kendimi güçlü göstermem gerekiyordu. Ama öyle bir şeydi ki sevdiğim insanları kaybetmek, nefessiz kalmış gibi, beni öldüren, ama bir diğer değer verdiğim insan işin içinde olunca beni çıkmazda bırakan. Derin bir nefesi daha alarak dudaklarımı yuvarladım. Hades birazdan gelirdi ve ben onun gözü önünde üzerimi değiştiremezdim.

Kıyafetlerimin olduğu rafa doğru ilerlerken neden bu kadar çok aynanın odayı süslediği kafamı bulandırıyodu. Kırmızı elbisemin omzunu kavradıktan sonra vücudumdan kaydırarak kendimi kötü düşüncelerden itmek istediğimde diğer omzumda ki elbiseyi de düşürdüm. Belimde takılı kalan elbiseyi elimle çekiştirirken bir anda kapının açılma sesi duyuldu. Bir an ne yapmam gerektiği konusunda ikileme düşerken kapının kapanma sesi geldi. Ve sadece bir kaç saniye sonra da aynada Hades'i görüyordum.

Yasak Meyve: Nar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin