◘19◘ Kırgınlık

8.2K 342 50
                                    

Merhaba millet. Yine uzun bir aradan sonra uzun bir bölüm ve ben. Kendimle gurur duymasam da bir kaç değerli okuyucum bölümün ne zaman yükleneceğini sorunca ve yorumlar da bu yönde geldiğinde artık yaz Emine dedim ve yazdım.

Dün gece 1'e kadar ders yapıp birden sonra 3e kadar bölüm yazdım. Robot gibiydim ciddende 😁 bölümü yazdım ve ınterneti kapatıp yattım. Meğer bölümü yayınlamamışım ☺ neden hic vote ve yorum yok diyorum bende. Neyse.

Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur. Uzun uzun yorumlar yapın lütfen. Vaktim çok olmuyor ama uzun ve güzel yorumlarınızi görünce bir şekilde yazmaya çalışıyorum yine de!

****O yüzden şöyle yapalım. En güzel yorumu yazana bölümü ithaf edelim ve bir daha ki bölümde onun istediği bir replik olsun. Nasıl fikir? Ya da buraya da bir replik yazabilirsiniz isterseniz. Hayalinize biraz daha yaklaşır hem hikaye 😊  desteklerinizi beklerim.

Sevgiler saygılar!

Yapacaklarından ve başarabileceklerinden emin olan insanların alnında biriken ter kadar kendimi değerli hissetmediğim çok fazla an olmuştu. Kendini bir amaç uğruna kaybedilen değersiz şeyler kadar bile görmeyen birisi olarak her ne kadar tanrıların yüz karası olduğumu bilsem de şu an dünyanın en değerli insanı gibi hissediyordum.

Hades'i öpmüş olduğum için değil. Hayır, kesinlikle hiçbir alakası yoktu. Kendimi bu kadar değerli görmemi sağlayan şeylerden ilki, uzun zaman sonra içimden gelen şeyi yaptığımda sonunun iyi bitmesiydi. Ve de aynı zamanda uykudan uyandığımda onun kollarında olmak bana pınarı içeride olan bir kaynaktan mutluluk aşılıyordu.

Ondan etkileniyordum.

Bunu söylemek bile kahrolası her şeyden ürken ben için büyük bir adımdı. Ah! Düşününce ondan kim etkilenmezdi ki? Tamam, sevgisini tam olarak gösterebilen değildi. Şiirleri ve aşırı derecede zararlı kıskançlıkları dışında. Ama onu tanıyan birisi onun davranışlarında tutarsızlığa rağmen bakışlarındaki gerçeği görürdü. Bu gerçeği görmeye başlamıştım.

Hades'i tanıyordum ve tanıdıkça bağlanıyordum.

Elimi kaldırarak çıplak göğsündeki uluyan asil kurda dokundum. Uyansın ya da uyanmasın. Dün büyük bir bendi aşmıştım. Bundan sonrasından korkum yoktu. İşaret parmağımın ucuyla dövmenin üzerinden geçerken eğilip dövmeyi dudaklarımla mühürledim. Sıcak teninin seviyordum. Artık ona yakın olmaktan kendimi alıkoyamıyordum ve ona bağlanmaya başlamıştım.

Yerine hareketlendiginde uyanacağını sezmiştim. Ama kendimi geriye çekmedim, sadece dirseğimi yastığa dayandıran sonra elimle başıma destek oldum. Biraz hareketlendikten sonra uyanmadığında kaşlarımı çatsam da bu daha çok işime gelmişti. Elini kaldırarak saçlarının arasına geçirdim. Yumuşak saçlarıyla temas eden parmak buğumlarım şu anda dünyanın en şanslısıydı.

"Benden uykumda yararlanıyor olman beni korkutmuyor değil." Gözleri kapalıyken konuştuğunda gülümsedim.

Elimi saçlarından çekerek derin bir nefes aldım. "Üzülerek söylemek isterim ki senden yararlanmıyorum."

Yasak Meyve: Nar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin