devrim kadını | Veda Busesi

Start from the beginning
                                    

Çarpık gülümsemesi yüzünü hakimiyeti altına almıştı. "Hmm," diye hoşnut bir mırıltı çıkardı. "Demek beni seyrettin," dirseğini yastığa koyarak yanağını avcuna koydu. "Nasıl, horluyor muyum?"

Muziplik sezmiştim her kelimesinde. Oyununa dâhil oldum. Dudaklarımı öne doğru büktüm. "Galiba evlenince ayrı odalarda uyumak zorunda kalacağız,"

Belimdeki elini sıklaştırarak canımı acıtmadan bedenimi göğsüne çekti. Yastığa bastırdığı kaslı koluna alnımı dayadım. "Bunun olacağına inanıyor musun?"

Yüzümdeki engelleyemediğim gülümseyi silmekte epey zorlandım. "Demir," deyip dudaklarımı birbirine bastırdım. "Sevdiğin kadının uykusuz kalmasına gönlün razı gelir mi?"

Dirseğini çekerek aramızdaki tüm engelleri aştı. Belimin altından geçen güçlü koluyla beni altına almıştı. Başımın altındaki yastığın iki yanına ellerini koyarak üzerimde doğruldu. Yakınlığımız tüm dialogumuzu unutturacak boyuttaydı. "Sevdiğim kadın," etkileyici erkeksi sesini kulağımın dibinde üflediği nefesle birlikte tüm hücrelerimde hissettim. "Sevdiğin adam şimdi seni öpecek,"

Mesafemiz kapandığında aceleyle dudaklarımı kıpırdattım. "Açım ben!"

Hiç etkilenmeden aşık olunası sesiyle "Ne tesadüf bende," diye cevap yetiştirdi bana. Yeniden bakışları çenemin üzerini buldu. Derin ve arzu dolu bakışı içimi titretiyordu. Alt ve üst kirpikleri yaklaştı ve dudaklarını ıslattı. "Canım böyle kızıl bir portakal istedi, sulu sulu, mayhoş,"

"Portakal?" tek kaşım otomatikman havalanmış ve ses tonum hırçın bir hâl almıştı. Parmakları saç tutamlarıma uzandı ve kulağımın arkasına ittirdi. "Benim mis kokulu portakal çiçeğim,"

"Hiç kıvırmayın Demir Bey," yanağını kavrayıp sakallarını çekiştirdim. "Portakal dedin mi dedin? Cezanı çekeceksin,"

Başını masumiyetle sağ omzuna yatırdı. "Sevdiğin adama kıyabilir misin?"

Benim lafımla beni alt ediyordu. Kızgınca burnumu havaya diktim. "Kıyarım tabi,"

"Hmm," iç çekti. "Pekâlâ, neymiş cezam?"

"Biraz önce söylediğin şeyi yapmayacağız,"

Cıkcıkladı. "Seni öpmemi hiçbir kuvvet engelleyemez,"

Yutkundum. Oldukça kararlı görünüyordu. Bir saniye o dudaklarıma mı bakıyordu?

"Kapı mı çaldı?"

Çarpık gülümseyişi beni benden alırken "Yo, o ses midenden geldi sanırım," diyerek sakallarını yanağıma sürttü. Tenime batan sakallarıyla huylanmıştım. Başını geriye ittim. "Demir yapma şunu,"

"Seninde hoşuna gidiyor, nazlanma,"

Gözlerim kısıldı. "Dalga mı geçiyorsun benimle?"

Kafası aşağı yukarı hareket etti. "Sen benimle dalga geçerken iyiydi ama küçük hanım,"

Çenemi dikleştirdim. "Ben dalga geçmedim ki seninle. Gerçek neyse onu söyledim,"

"Horluyorum yani,"

Ellerimi ensesine koydum. "Hayır," dedim yoğun bakışları altında eriyip giderken. "Çok güzel uyuyorsun, seni izlerken dalıp gitmişim,"

Göz bebekleri büyüdü. Konuşmamıza bir anlam yüklemeye çalışıyordu. "Beren sen iyi misin?" dedi sonunda.

Gülümsedim. Alt dudağımı ısırıp serbest bıraktım. "Sen yanımdasın, iyi olmamam mümkün değil ki,"

DEVRİM KADINIWhere stories live. Discover now