Bölüm 30

1.1K 69 0
                                    

Boş yıldızı (⭐️) doldurarak başlayabilirsiniz 😇

Keyifli okumalar ❤️

Gözlerimdeki ağırlık uzun süredir yaşanılan durumlardan oluşan yorgunluğumun bir sebebi gibiydi. Bunca travma etkisi yaratacak bir sürü olay yaşamama rağmen yine de iyi toparladığımı düşünüyorum. Ya ölen kocam bir anda karşıma çıktı ve meğersem hiç ölmemiş , yıllarca başkasının mezarında ağlamışım ... Hayatın en sert sınavı yaşadım desem yeridir. Arabanın durmasıyla geldiğimizi anladım.
Evime yakın şirin bir kafe seçmiştim hem sahilede komşu bir kafe . Denizi net göreceğim bir masaya oturduktan 5 dakika sonra Sinan yanıma gelmişti. Uzun süredir onu görmüyordum o da oldukça yorgundu ve eski vurdumduymaz halinden eser yoktu. Önüme rahat bir şekilde oturup rüzgarda karışan saçlarını düzeltip boynunu sıkan kravatını gevşetip bana bakarak "bu çökmüş halinde ne böyle?" Diye soran Sinan'a muzur bir gülümsemeyle bakıp "benden bir farkın yok." Dediğimde o da hafifçe gülümseyerek "arada sıkıştım Cemre... sevdiğim bir insanın ümitsizliğine kapıldım , kopamıyorum." Dedi yanık sesiyle . Onu ilk defa bu kadar duygusal gördüm. "Bu sen misin ? Hiçbir haltı kafasına takmayan Sinan Doğan?" Diye iğnelediğimde Sinan buralı değildi , uzaklara dalmış beyninde dönen düşüncelere uygun sözcükler arıyordu...
"Sevmek nasıl bir şey diye hep düşündüm ama sanırım en büyük acıya rağmen hâlâ onu istemek sanırım." O burada olsa dahi aklı başka yerdeydi.
"Güzel tanımladın...sevgi karmaşık bir duygu herkeste farklıdır ; kimi zamanı gelince hiç düşünmeden terk ederken kimi de her şeye , herkese rağmen onu sevmeye devam eder." Dedim yaşadıklarımı düşünerek. Sinan'ın ciddi bakışları gözlerime ilişince bende ciddileştim "sen gerçekten Akın'ı çok seviyorsun ve o adamın seni hak etmediğini düşünüyorum." Dediğinde ufak çaplı bir şok yaşadım.
"Neden böyle bir kanıya vardın ki?" Merakla sordum.
"Baksana senin yanında olmak yerine Defne ile birlikte." Diye kestirip atınca modum düştü. Herkes artık aynı şeyi düşünüyor ama Akın zorunda olmasa bunu yap...
"İçinden Akın'ı savunduğuna eminim, işte her şeye rağmen onu savunacak bir sebep buluyorsun kendine bu da senin mükemmel bir kalbinin olduğunu gösteriyor. " Sinan normalde de yersiz yere beni övdüğü olmuştu ama bana karşı düşüncelerini ilk defa böyle abartısız söylemişti. Derince soludum ,
"Onu çok seviyorum, onun da beni sevdiğine hiçbir şüphem yok...yaşadıklarını tam bilmiyorum ama burada olamamasının büyük bir nedeni olduğuna o kadar eminim ki! " diye ona bakmadan konuştum sonra göz ucuyla ona baktığımda o da bana bakıyordu sessizce sonra bakışlarında kısa bir acıma fark etsemde bu uzun sürmedi tekrar eski moduna dönerek "umarım düşündüğün gibidir yoksa çok üzülürsün." Diye son noktayı koyunca yorum yapmadan önüme konulmuş çayıma yöneldim. Dakikalarca iş ve olağan olaylardan konuşmuştuk , bu adama güven duymasam bile bu onun iyi bir dinleyici olduğunu yalanlayamam.
Sinan ile görüşmemiz bitince eve gitmek için yola çıkacağım sırada telefonum çaldı ; Akın.
"Alo , Canım?"
"Cemre biz ne zaman bir konu hakkında konuşsak ben halloldu diye rahatladığımda ertesi gün başka bir sürpriz çıkıyor karşıma." Diye öfke saçan bir çıkış beklemediğim için ilk birkaç saniye şoku atlatmaya çalıştım,
"Akın ne diyorsun yine?" Sesim onun sesine nazaran daha sakindi.
"Cemre , Defne'ye soruşturma açmakta nedir?" İşte şimdi neden bu kadar öfkeli olduğu anlaşıldı ...
"Defne için bana bağıracaksan telefonu kapatıyorum." Diye net bir şekilde konuştuğumda Akın'ın hırıltılı nefesini net duyuyordum.
"Cemre , Defne ile..." cümlemi tam olarak kavramamıştı sanırım bu yüzden canımı sıkmasını istemediğim için telefonu yüzüne kapatıp doğruca arabayı eve sürdüm.

Eve geldiğimde oğlum odasındaydı bende doğruca yanına gittim.
"Bebeğim..." diye seslendiğimde Berke gülerek yanıma koştu
"Annem ne zaman geldin ? " diye sarıldığında ona kocaman bir öpücük kondurup
"Yeni geldim. Eee ne yapıyorsun bakalım ?" Diye merakla sorduğumda Berke gülen gözlerle odasında ki kuleyi göstererek
"Kocaman bir kule yapıyorum." Dediğinde ona doğru dönerek
"Eee yanına inşaattan anlayan bir çalışan almak istemez misin?" Diye teklifte bulunduğumda Berke hiç düşünmeden
"Alıyorum , büyük olsun böyle koskocaman bir kule." Dediğinde üzerimdeki trençkotu kenara koyup kalan enerjimi oğlumla vakit geçirmeye harcadım.

HATA-2-Where stories live. Discover now