Bölüm 28

1K 64 2
                                    

✅BOŞ YILDIZI DOLDURMAYI ES GEÇMEYELİM LÜTFEN ⭐️EMEĞE SAYGI 😊
Keyfli okumalar ❤️

      Emniyette hâlâ beklemeye devam ediyorduk , dakikalar sonra belki de her şey bitecek ya da yeni olaylar oraya çıkacak . Hepimizin canı burnundaydı bir an önce bitmesi için dakikaları sayıyorduk.
Telefonuma gelen mesaj ile düşüncelerimden sıyrılıp telefonuma baktım. "Şimdi müsait değilim daha sonra ararım seni." Gelen mesaj Akın'a aitti. Mesajına cevap vermeden tekrar karamsarlığa gömüldüm. "Cemre çık biraz hava al." Babamın uyarısıyla bakışlarımı babama yönelterek "yok babacığım iyiyim ." Dedim kısaca . "Off valla bastılar bana burada , ben bir şeyler alıp geliyorum. Çay , su , kahve isteyeniniz var mı?" Diye soran Berk'e gülerek bakarak "açık bir çay iyi olur." Dediğim de Oktay ve babam da birer kahve istediler.
"Baba ne zaman biter bu sorgu öleceğim heyecandan." Dedim etrafımda fır dönerek "kızım az sabırlı ol. Daha yarım saat oldu." Dediğinde keyifsizce yerime geri oturup normalden yavaş ilerleyen dakikaların bitmesini bekledim. 5 yıldır bekledin 1 saat mi bekleyemiyorsun ? Diyen iç sesime '5 senedir Akın'dan haberim olmadığından olabilir mi !' Dedim kendimle savaşarak beklemeye devam ettim , beklemek ne de zormuş !

🌸🌸🌸

Saatlerce gezmediğim kat , içmediğim içecek kalmadı neredeyse 3 saattir bekledik ve sonunda sorgulama bitmişti. Savcı ve komiserin bilgi vermesi için gelmesini bekliyorduk. Ellerim ve bacaklarım heyecandan titrerken , sırtımdan soğuk terler akıyordu. Kalbim ağzımda atarken sıkışan göğüsüm nefes almamı zorlaştırıyordu. "Cemre biraz heyecanını gizlesen iyi olur." Gülerek beni izleyen Oktay'ı yeni fark edince yaşadığım anlık şaşkınlıkla gülümsedim. "Şu an neler hissettiğimi anlatmaya hiçbir dil yetmez." Dediğim sırada savcı ve komiser birlikte içeri girince bizlerde otomotikmek ayaklanıp tekrar hep birlikte oturduk. Bizler meraklı gözlerle ikisine bakıyorduk , savcı önünde duran dosyaları incelerken komiser bize kısaca olayı anlatmaya başladı. "Dr.Mustafa Tekin , bu süreçte oldukça korktuğu için ona itiraf etmemiz uzun sürdü ama tam olarak itiraf etmişte sayılmaz..." komiserin keskin ses tonu beynimde yankılanırken kötü bir sonuç beni ölesiye korkutuyordu "yani kimin Akın'ı kaçırdığını bilmiyor muyuz?" Diye soran Oktay'a tüm gözler dönünce bu soruya savcı cevap verdi "elimizde 10 kişi  yani sizin şüphelendiğiniz kişiler var ama gösterdiğimiz fotoğrafta hiçbirini tanımadığını söyledi." Diye cevaplanan soruyla yıkılmıştım , tanımadığımız kim olabilir ki ? "Mustafa Tekin,  Akın'ın tedavisi sırasında kendisini tehdit eden adamlar olduğunu söyledi ama kimler olduğunu asla bilmiyor ve o da çok korkup bu teklifi yani Akın'ı öldü göstermeyi para karşılığı kabul etmiş." Diyen Komiser'e şaşkınlıkla bakıyordum. Biz o gün kendi canımızla cebelleşirken insanlar arkamızdan kuyumuzu kazıyormuş. "Bu onu suçsuz olmadığını göstermez öyle değil mi?" Diye titreyen sesimle sorduğumda komiser bana dönerek " asla , görevi kötüye kullanmak başlı başınca büyük bir suç zaten , ki doktor sizin eşinizi ölü göstermiş ... asla cezasız kalmaz. "
"Eee şimdi sonuç ne , elimiz boş mu kaldı ?" Diye soran babama umutla baktım neyse ki biri bunu sorabildi.
"Hayır , bu dava burada kapanmadı . Doktor tam konuşmadı çünkü yaptığı hatadan dolayı o da çok sarsılmış durumda biraz unutkanlık söz konusu ; sağlık raporunda da belirtilmiş." Daha ne kadar şok olabilirim anlamıyorum . Adamı birileri tehdit etmiş ama o kim olduklarını bilmeden kocamı direkt ölü göstermiş şimdi de gelip vicdan azabından dolayı ruhsal çöküntüde diyorlar ! "Doktor ile konuşma şansım yok mu savcı  bey?" Diye son bir umutla sordum çünkü yaşadığım hayal kırıklığından aklım allak bullak. Savcı bana dönerek "şimdi değil , 2-3 gün bekleyelim sonra görüşmenize izin vereceğim." Dediğinde daha çok kötü olmuştum. "Pekala ben başka bir bilgi vermeyecekseniz eğer gidiyorum." Diye aniden ayaklandığımda savcı ve komiser de ayaklanarak "şimdilik söyleyeceklerimiz bu kadar , bir gelişme olursa size bilgilendirme yapacağız. İyi günler." Diyen komiser den önce savcı iyi dileklerde bulunup çıkınca babam ile komiser birlikte odadan çıkmıştı . "Cemre iyi misin ?" Diye yanıma gelen Oktay'a zorla gülümseyerek "buna hazır olmam gerekirdi. " Dediğimde Oktay sırtımı güven verircesine sıvazlayarak "her şey zamanla çözülecek rahatla sıkma canını."
"Deneyeceğim . Ben ayrı gideceğim biraz kafamı dinlemek istiyorum." Dedim ve ikisiyle vedalaşıp hızla arabama gittim.
Arabaya oturup yaşadığım hayal kırıklığını haz etmeye çalıştım fakat komiserin dedikleri aklıma geldikçe sinirlerim alt üst oluyor. Telefonuma baktım , Akın'dan hâlâ bir geri dönüş yapılmamış . Telefonu gelişi güzel koltuğa koyup arabayı eve doğru sürdüm.
   Eve geldiğimde bitkindim ve evdekilerin sorularına maruz kalmamak için anahtarımı kullanıp yavaş hareketlerle eve girdim. Sessizce etrafa göz attım sesler mutfaktan geldiğini duyunca vakit kaybetmeden hızla odama geçtim. Odama geldiğim gibi göz yaşlarım kendiliğinden aktı , yanaklarımdan süzülen yaşlar içimdeki sıkıntıyıda alıp akıyordu sanki. Küçüklüğümden beri başıma gelmeyen şanssızlık yoktu ama en ağır sınavı şimdi yaşıyorum. Canımdan çok sevdiğim adamı alıp getiremiyorum bunu yapsam dahi o çok ama çok yıpranır! Kıyafetlerimi çıkarıp düşüncelerimi bir kenara ittim güzel bir uyku çekmek için yatağıma girdim böylelikle başımdaki bu ağrı da son bulur.

HATA-2-Where stories live. Discover now