Bölüm 15

1.1K 66 3
                                    

✅BOŞ YILDIZI DOLDURMAYI ES GEÇMEYELİM LÜTFEN ⭐️EMEĞE SAYGI 😊
Keyifli okumalar 🦋

Sabah uyandığımda güneşin yakıcı sıcaklığı tenimi yakarken gözlerimi açtığımda baş ucumda bana sevgiyle bakan badem gözlere gülerek baktım. "Berke..."Dediğimde oğlum boynuma sarılıp "bu sabah seninle uyanacağımı bilseydim daha erken uyanırdım." Diyen oğlumun tatlı sitemi gözlerimi yakarken boğazımı yakan ateşten topu zorlukla yuttum, onu bu süreçte çok yalnız bıraktım. "Arada böyle süprizler yapacağım." Dediğimde sesimin titrememesi için dişlerimi sıktım fakat gözlerimden akan göz yaşını engelleyemedim. Berke üzerimden kalkıp yüzümü inceledi şaşkınlıkla ama hiçbir şey demedi sadece göz yaşlarımı sildi ve tekrar bana sarılarak "o kadar güzel gülmelisin ki anne seni ağlatmaya korksunlar." Dediğinde ağlamam şiddetlenmişti , oğlum küçüktü ama o çoğu şeyin farkında . O daha küçükken biz birlikte büyüdük ; o babasız ben de hayatımın yarısı olmadan. Yıllar sonra yaşantımızın yarısı çalındığını öğreniyorum ama elimden bir şey gelmiyor onu geri yerine getiremiyorum oğlumun karşısında böyle çaresizim işte.  Berke üzerimden kalkıp "bugün babama gitmek istiyorum." Dediğinde dağıldım ! Berke hâlâ babasının ölü olduğunu sanıyordu ne yapacağım ben ? "Şey bugün gitmesek olur mu?" Diye zorlukla sordum çünkü ona bu haksızlığı yapmak istemiyorum. "Neden anne? Hani ben ne zaman istersem gidecektik?" Diye soran oğluma ne diyeceğimi bilemedim, o çocuk kalbiyle o kadar saf o kadar masum ki ona bu kötülüğü yapan kişi annesi! "Biliyorum ama bugün büyük bir toplantım var eğer katılmazsak şirketimiz büyümez ." Dediğim ilk defa oğluma yalan söylüyordum . Berke düşünceli bir şekilde bana bakıp "tamam." Dediğinde yıkılmıştı ... onu bu hale soktuğum için kendimi suçlu hissetsemde bunu onun için yapıyorum . "Hadi hazırlan okula seni ben götüreceğim." Dediğimde yüzü biraz olsun gülmüştü onun gülmesi demek hayatın tekrar canlanması demek .

•••

Berke'ye söz verdiğim gibi onu okula bırakıp babam ile hastaneye gittik. Ne olduysa bu hastanede olmuştu , savcı hastanenin tüm kayıtlarını inceleyecekti ama ben bu işi hemen çözmek istiyorum . "Baba başhekim bize yardımcı olur mu?" Diye şüpheyle sorduğumda babam kendinden emin duruşuyla bana dönerek "ona açacağımız tazminat davasını duyunca it gibi yardım edecek." Dediğinde içim rahatlamıştı. Hemşire kapıyı tıklayıp içeri geçti bizde arkasından , genç kız açıklama yapacağı sırada babam önceden davranıp "tamam biz hallederiz." Diyerek kızın çıkmasını bekledi . Hemşire çıktığında ikimizde başhekime döndük ; adam 60'lı yaşlarda beyaz tenli ve zayıf bir adamdı . Yüzünü kaplayan kocam gözlükleri vardı ama bu gözlükler onun çekici yüzünü gölgelemiyordu. Bize şaşkınca bakan adamın karşısına oturduk sırayla elimizi uzatarak kendimizi tanıttık. "Buyurun size nasıl yardımcı olabilirim."diyen Sedat beye babam sert bakışlarını yumuşatmadan bakmaya devam ederek "Sedat bey biz buraya yıllar önce bize yapılan iğrenç olaya sebep olan çalışanlarınızla görüşmeye geldik." Diye söze başlayan babamı Sedat bey pür dikkat dinliyordu , "Sene 2014 , Akın Mertoğlu ve Mahmut Mertoğlu bir trafik kazası geçirdi ve tedavi için buraya getirildi. Günlerce tedavi altına iyileşmelerini beklerken bir anda Akın Mertoğlu'nun ölüm haberini aldık , ama öldüğünde hiç birimiz onun naaşını göremeden apar topar cenaze işlemleri başlatıldı! " Sedat bey ciddiyetle babama bakıp "ne demeye çalışıyorsunuz Baran bey?" Diye şüpheyle sorduğunda babam sakinliğini korumaya çalışarak "Akın aslında yaşıyormuş ve damadımı ölü gösteren doktorunuz ortalıklarda yok! " diye gürleyen babam karşısında Sedat bey şaşkınlık içindeydi. "Ama nasıl olur ? " diyen adama öfkeyle bakıyordum "kocamı elimden aldınız ve bu soruyu bize mi soruyorsunuz?" Diye öfkeyle konuştuğumda adam boynuna doladığı kravatı gevşetip "bakın o dönemin doktorlarından tutun tüm kayıtların hepsini inceleyeceğiz lütfen sakin olun." Diyen adamın sakin hali beni delirtiyordu "sakin mi olalım ? Sedat bey hastanenizin işlediği suçun büyüklüğünün farkında değilsiniz sanırım , savcılık zaten buraya dava açmış durumda." Diye tıslayarak konuştuğumda Sedat'ın yüz ifadesi korkuyla büyüdü. "Daha ortada bir şey yokken ne davası? " diye saçmayalan adam yaşlı olmasaydı onu tokatlardım. "Sedat bey bize Dr.Mustafa Tekin'in nerede olduğunu söyleyin !" Dediğimde Sedat beyin gözleri korkuyla büyüdü "Dr.Tekin hastanemizde artık çalışmıyor." Derken yüzü kireç gibi olmuştu . "Onu biliyoruz , nerede bu adam?" Diye sorumu tekrar sorduğumda Sedat bey derince soluyup "inanın bilmiyorum. En son 2014 yılında işten ayrılmadan önce gördüm onu." Dediğinde beynimden vurulmuşa döndüm "2014 yılında mı işten ayrıldı?" Diye sorduğumda başını sadece salladı. "Bu adam bilerek kocamı ölü gösterip ortadan yok oldu öyle mi?" Diye kükrediğimde Sedat bey korkuyla sandalyesine gömüldü , babam hızla ayaklanıp yanıma gelip önüme geçti "Sedat bey size 3 gün mühlet , bize o doktoru bulacaksınız yoksa size açacağımız tazminat davasında hastaneyi satsanızda ödemeyensiniz." Dedi ve bir şey demesini beklemeden odasından çıktık.
    Elim hâlâ öfkeyle titriyordu , bir insanın hayatı bu denli önemsizdi işte! İnsanlar sadece para karşılığında vicdan sahibi gibi davranıyorlar . "Merak etme halledilecek her şey ama biraz sabır göster." Diyen babama sıkıntıyla döndüm "Berke mezara gitmek istedi bugün , ona ne diyeceğimi bilemedim kendimi çok suçlu hissediyorum baba." Dediğimde sesim kırgındı. "Cemre , Akın ruhsal hali ne durumda bilmiyoruz yani o bizi kabullenmeden yani hatırlamadan sakın olaki Berke ve Akın'ın ailesine bir şey anlatma." Dediğinde bu fikirde olması içime su serpti. "Tamam baba. Hadi gidelim bu hastanede olmak sinirlerimi bozuyor." Koridoru hızla yürüyüp oradan ayrıldık , artık bu konuyla babam ilgilenecek ben sadece takip edeceğim.

HATA-2-Kde žijí příběhy. Začni objevovat