Bölüm 21

1.2K 67 2
                                    

♦️ BOŞ YILDIZI DOLDURARAK HİKAYEYE BAŞLAYABİLİRSİNİZ
Keyifli okumalar 💝

Kasıklarımda oluşan ağır bir acıyla gözlerimi aralayıp kolumun üzerinde uyuyan Akın'ı fark etmemle hareketlerimi yavaşlatıp kolumu yavaşça Akın'ın başının altından çekerek uyuşan kolumu kısaca sıvazlayarak banyoya gittim. Hızlıca sıcak bir duş alıp kendime gelmeye çalışmalıyım.
Dakikalar sonra duştan çıkıp Akın'a ait olan bornozu üzerime alarak saçlarımı kurutup hızla taradım , o uyanmadan kahvaltıyı hazırlamış olmalıyım. Hızlı ama nazik adımlarla odaya geldiğimde Akın hâlâ uyuyordu ; saçı dağılmış , yüzü güneş gibi parlıyordu. Bu görüntü beni daha fazla oyalamasın diye gözlerimi oradan çekip giyinme odasına giderek üzerime bana ait olan kıyafetleri geçirerek yine aynı sessizlikle mutfağa indim. İlk uyandığımda kasıklarımda oluşan ağrı sıcak duş almamala ağrı uçup gitmişti . Gece olanlar hafızamda canlanınca utançla alt dudağımı ısırdım ... Pekala geceyi düşünürsem hiçbir şey hazırlayamayacaktım. Düşüncelerimi bir kenara itip hızla bulduğum malzemelerle kahvaltıyı hazırlamaya başladım .
Tam tamına yarım saatte masa oldukça iştah açıcıydı. Son kez masaya bakıp Akın'ın yanına gideceğim sırada gözüme telefonum ilişti ; 2 gündür kimseden haberim yok! Elime telefonumu aldığımda oldukça fazla bildirim vardı ; %80 Sırma ve aileme aitti diğerleri şirket! Önemli olanlara kısaca cevap verip üst kata gittim . Odaya geldiğimde Akın'ı odada bulamayınca gözlerim odanın içinde bulunan banyoya iliştiğinde bir anda banyonun kapısı açıldı , Akın duş almış bordo bornozu üzerine geçirmişti. Beni fark edince hafif gülümsemeyle bana bakıp "günaydın. Neredeydin?" Diye sorarken öte yandan üzerine giyecek kıyafetlerini seçiyordu "kahvaltı hazırladım. Uyandırmak için geldim ama sen çoktan uyanmışsın." Dediğimde Akın bana başını çevirip "o zaman kıyafetlerimi giyinip geliyorum." Dediğinde nazikçe kovulmuştum . Hızla odadan çıkıp mutfağa gidip bardakları doldurdum .
"Oh ne güzel kokuyor böyle..." diye enerjik sesle içeri giren Akın'ı gördüğümde keyifle gülümseyerek "gel otur şöyle. Soğumadan yiyelim." Diyerek elimle menemeni gösterdiğimde Akın'ın gözleri sevinçle büyüdü , ekmeğin başını alıp direk tavaya gömüp ağzına attığında şaşkınca bakakaldım , Akın asla böyle yapmazdı ... istemsizce bu haline gülerek Akın beni fark edip "ne oldu ?" Diye şaşkınca sorduğunda gülümsemem genişlemişti "çok açıkmışsın sanırım ." Dediğimde Akın başını sallayıp "Defne bu tarz şeyleri yapmayı hiç beceremiyor . Dışarıdan da yememe izin vermiyor. Özlemişim." Dediğinde şaşkınlıkla baktım , Akın'a neden böyle bir baskı yapıyor ki? "Defne'yi ne zamandan beri tanıyorsun?" Diye ciddiyetle sorduğumda Akın hem yiyip hem de cevaplıyordu "5 yıldır..." diye kısaca cevapladığında kaşlarım şaşkınlıkla çatıldı "ama sen bana 10 yıl dedin." Diye sorduğumda Akın son lokmasını yutup "bana öyle dedi." Diye yine kısaca cevapladığında ikinci kez şaşırmıştım "Akın şunu doğru düzgün anlat , Defne nasıl olurda seni 10 yıldır tanıyorum der!" Diye öfkeyle sorduğumda Akın elini silip bardağını yudumlarken göz ucuyla sabırsız halime güldüğünde "Akın... hadi." Diye direttiğimde Akın elimi tutup "Her halin mi güzel olur?" Diye mırıldandığında utançla yüzüm kızardığında Akın tekrar gülüp " Peki Peki seni utandırmayacağım. Defne'yi hastanede tanıdım , beni kendisini sevgilim olarak tanıttı o günden beri birlikteydik ama ben geçmişi yavaş yavaş hatırladığımda bir oyun içinde olduğumu anladım bunun üzerine araştırma yapmaya başlamıştım ki sizler çıktınız bir anda karşımda... Cemre sırf planım bozulmasın diye bu şekilde davrandım ama sana karşı daha fazla dayanamadım. Oğlumu çok özledim bir ara yine görüşelim." Diye ciddiyetle anlattığında duyduklarımı zar zor idrak etmiştim. Akın'ı , Defne'mi kaçırmıştı yani ! Derince soluyarak öfkeyle atan kalbimin sakinleşmesini bekledim "Cemre... biliyorum neler hissettiğini fakat sana dediğim gibi buradan çıktığımız zaman asla bu şekilde davranmayacağız yoksa her şey elimde patlar." Diye şart koştuğunda sıkıntıyla üfleyip kabul ettim. "Defne 'mi senin şu an tek şüphelin ?" Diye sorduğumda Akın çayını tazeleyip "Sinan da dahil !" Diye cevapladığında korkuyla ona baktım "o ne alaka?" Sesim titremişti çünkü son günlerde adamla görüşüyordum "Cemre bu adamı bir kaç kez Defne ile gördüm başka şeylerde var ... neyse bırak onu bunu da ailem nasıl onu anlat ." Diye özlemle sorduğunda Akın'a fazla yüklenmeden 5 yıldır yaşanılanları uzun uzun anlattım. Akın bu yaşanılanlardan kendini sorumlu tutması beni üzmüştü çünkü o hiçbir şeyden haberi yokken olmuştu her şey. Onu çok özlemiştik ama biraz daha sabredeceğiz yoksa bu işin gerçek suçluları asla çıkmayacak ortaya. "Bana Berke'nin fotoğraflarını at. Aileminde olsun." Diye yaşlı gözlerle bakan Akın'a içim sızlayarak baktım "ne kadar hatırlıyorsun bizleri?" Bu sorunun cevabını aylardır arıyordum "doğrusunu bilmen gerekirse , neredeyse çok az ! Berke'ye ait anılarımı neredeyse hiç hatırlamıyorum ama sen her zaman rüyalarımdaydın Cemre."sesi titresede güçlü durmaya çalışıyordu. Elimi elinin üzerine koyup "her şey hatırlayacaksın Akın, gerekirse destek bile alacaksın !" Akın hayır anlamında başını sallayarak "şu an değil. Defne senden hiç hoşlanmıyor bu yüzden gözü hep bende. Onun kim olduğunu ve neden beni kaçırdığını öğrenmeden asla destek almayacağım. Sen bana anlatırsın bu bile bana yeter." Diye sevgiyle gözüme bakan kahvelerin içinde sıkıştım. Kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim , kocamın bu yaşadıklarının bedelini hepsi çok ağır ödeyecekler.

HATA-2-Donde viven las historias. Descúbrelo ahora