🥀Trente-deux

4.7K 409 207
                                    

Ω Cygne Rosabel Ω

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ω Cygne Rosabel Ω

🥀

Gidenler ne götürürdü, kalanlar ne kazanırdı?
Yerimizde saydığımız her bir saniyede binlerce insanı aynı anda kaybediyorduk,haberimiz yoktu. Taa ki o binlerce kişinin içinden ayrılan kişinin sizinle bir bağı olması durumun farkına varmanızı sağlardı.

Bay Darcy, tek yöne bir bilet almıştı.
Zorunlu bir yolculuğa habersizce çıkmıştı. Ölümünü bilmezdi sözde insan. Kimilerinin kendi seçtiği ölümler olsa da çoğumuz ne zaman öleceğimizi bilmezdik. Bay Darcy de bilmiyordu işte. Şimdi hiçbir şeyden haberi yokken o soğuk, ıssız tren vagonlarının ürkütücü karanlığında uzun bir yolculuğa çıkmıştı.

Kalbime giren bir başka kramp gözlerimi keskin bir bıçak gibi açmamı sağladığında nefessiz kaldığımı hissederek uzun zamandır yattığımı anladığım yabancı bir yatakta doğruldum. Hemen ardından sırtıma konulan sıcak eller sayesinde sesini işittim.

"Ross? İyi misin?"

Yorgun ses tonu kulaklarıma iliştiğinde kendimi nefes almaya zorlayarak ciğerlerimi havayla şişirdim fakat gerçekten nefes alamıyordum. Bir elim kalbimin üzerini, giren krampları geçirmek istermişcesine okşarken başımı iki yana olumsuz anlamda salladım. Çok geçmeden önüme uzatılan su bardağını elime alıp kuruyan boğazımı ıslattım. Bir dikişte bitirdiğim bardağı Jungkook'a geri uzattığımda onu alıp hemen yanımdaki komodinin üzerine bıraktı. Önüme gelen dağınık saçlarımı elleriyle omzumun arkasına attığında yatağın ucuna oturarak nazikçe boşta kalan elimi tuttu.

"Güzelim?"

Yavaş yavaş ciğerlerimi yakan havayla nefesime kavuşabildiğimde hızla inip kalkan göğsümün normale dönmesini bekledim kısa bir süre. Ardından güçlükle yutkunup yanan gözlerimi kırpıştırdım. O sırada odanın içerisinde gezinen bakışlarım sayesinde bir hastane odasında olduğumuzu daha yeni fark etmiştim. 

"Dün buz pistinin üzerinde bayılınca sağlık görevlileri seni buraya getirdiler."

Yaptığı açıklama üzerine başımı aşağı yukarı salladım. Konuşmak istiyordum bir şey sormak, dün akşam tam olarak Bay Darcy'e neler olduğunu sormak istiyordum fakat dudaklarım birbirlerine kenetlenmişcesine açılmıyorlardı.
Başımı arkamdaki hastane yatağının başlığına yasladığımda yataktan kalkmıştı. Yanımdaki tekli kanepenin üzerinden ceketini alıp üzerine geçirdi.

"Ben çıkış işlemlerini halledip geleceğim. Sen burada beni bekle."

Sadece gözlerimle onayladım onu. Ardından telefonunu da komodinin üzerinden alarak küçük odadan çıkıp gitmişti. Odada yalnız kaldığımda odanın içerisindeki hava, kasvetle üzerime çullanmıştı. Karamsar ve boğuk bir siyah duman çevrelemişti etrafımı. Kötü düşüncelere kayan aklımı bastırmaya çalışarak pencereye baktığımda kararan hava hiç ışık tutmadı içimi saran kasvete karşı.

DÜELLØ°JJKWhere stories live. Discover now