🥀Quarante deux

4K 347 151
                                    

Ω Jeon Jungkook Ω

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ω Jeon Jungkook Ω

🥀

Aşk neydi? neyin nesiydi? Bunların hiçbirinin cevabını tam olarak bilmiyordum. Yani benden bir tanım istenilse kesinlikle yapamazdım fakat bir betimleme yapabilirdim, sanırım...

Aşk, onun kollarındayken tüm dünyayı arkanda bırakmak gibiydi.

Onun kokusunu solurken, avuçlarımı onun saç tutamları gıdıklarken, bacaklarım arasında sıcak bacakları yer alırken ondan başka bir şey düşünmem imkansızdı. Çünkü o an hücrelerime kadar ona tapıyordum.

Narin bedenine daha fazla sokulmak, burnumu boynuna daldırmak, yüzümü saçlarına gömmek aralarında tercih yapmayı düşündüğüm tek şeydi.

Tanrıça'mdı. En güzel Tanrıça'm. Sevgisi ve merhameti kutsal kaseden damlayan benim en güzel Tanrıça'm...

Dikeni batınca kanatmayan tek güldü o.

Başımdaki saç havlusunu omzuma indirip, buharlaşan aynadaki buğulu yansımamda göz gezdirdim. İki hafta herkes için çok zor geçmişti. Farkındaydım. Ama bir şeylerin de artık yayına oturtulması gerekiyordu. Ross ile bir ilişkim vardı. Kendimi kapattığım karanlık bir odada onun merhametine sırtımı dönemezdim. Bu yüzden Jiwoo'yu hiç unutmamak üzere kalbimin bir köşesine saklanmıştım. O benim için her zaman güçlü bir kadın olmuştu. Seçtiği bu zayıf ölüm ona hiç yakışmamıştı.

Bir yandan bu şekilde düşünen kalbime karşılık beynim onun ölümünden benim de sorumlu olduğumu fısıldıyordu hücrelerime. O da haklıydı. Onun ölümünde benim de parmağım vardı. Bunu inkar etmiyordum fakat düşünmek istemiyordum. Aklıma getirmek istemiyordum. Çünkü bu fazla ağırdı. Düşündükçe kendimi cezalandırmak istiyor, onun gibi benim de canımın yanmasını istiyordum. Fakat sadece kendi canımı yakmak istiyordum. Onun da değil. Kendime vereceğim zararda en çok kimin canının yanacağını bilmek önüme tüm engelleri seriyordu. Bu yüzdendi kendimi durdurmam. Onun sevgisi ve merhameti.

Banyodan çıkıp karşımdaki hafif aralık kapıyı açarak odama girdiğimde onun hala uyuyan narin bedenini görmem dudaklarımın gerilmesine sebep oldu.

Dün gece, sabaha karşı uyuduğumuzdan ikimiz de yorgunduk. Hele ki ben bir de direkt uyumuştum fakat o duş almış, ve yatak yorganlarını değiştirerek uyumuştu. Utangaç kızım benim.

Utangaç olduğunu belli etmemeye çalışan halleri gözümün önüne teker teker gelmeye başladığında istemsizce kıkırdamış omzumdaki havluyu bir kenara atarak yatağa doğru ilerlemeye başlamıştım. Üzerinde yine benim tişörtüm vardı. Kendi kıyafetlerini de buraya getirmişti fakat benim kıyafetlerimle daha fazla vakit geçiriyordu. Bu hoşuma gitmişti, fakat ona belli edersem bana iç çamaşırlarımdan başka bir şey bırakmazdı. Bu yüzden kendimi onun yanına atıp onu izlemeye başladım. Küçük bedeni yorganın içinde neredeyse kaybolacaktı. Bu yüzden mavi yorganı biraz daha aşağı indirip yüzüne değen saçlarını kulağının arkasına ittirdim.

DÜELLØ°JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin