🥀Trente-trois

4.6K 410 193
                                    

Ω Cygne Rosabel Ω

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ω Cygne Rosabel Ω


🥀

Hatırlıyorum.

Hatırlıyorum demişti bana o geceye dair bir şey hatırlamadığını söylemişken.

Dudaklarından soluduğum nefesimi kesen sözleri kalbimi iki elleri arasında sıkıştırıyormuş etkisi yaratmıştı. Gözlerim dakikalar önce kuruyan gözyaşlarımın kasvetini taşıyordu. Duygularım ise ihanetin kapısının önünde diz çökmüş öylece bekliyorlardı.

Göğsündeki elimle onu benden uzaklaştırdım. Şimdi en azından bir dudak mesafeden daha uzaktı bana. Yüzündeki başka şeyler,yanlış şeyler, düşünmemi sağlayacak ifadeyi görmezden gelerek başımı ondan aksi bir yöne çevirdim.

"B-bana yalan söyledin?"

Alt dudağımı ısırdığım zaman da hala onun tadını hissedebiliyordum dudaklarımın üzerinde. Sıcak nefesinin dudaklarımı tütsüleyen tadını...

Omzumdan tutarak beni kendisine çevirdi. Fakat bakışlarım bu sefer kucağımdaki ellerime kaydı. Gözlerimi kapatmak bir daha açmamak istiyordum.

"Söylemek zorundaydım, güzelim."

Hayır, şu an onunla göz teması kurmak istemiyordum. Fakat içimdeki bu dürtü de neydi. Eylemlerime itaat etmeyen bu içgüdüm Jungkook'un bende bıraktığı etkinin ufak bir parçasıydı. Ne zaman bana dokunsa, göz göze gelsek, yakınımda dursa bu parçam kalbime ulaşmak için bedenimi ele geçiriyordu. Şimdi ise kalbimden dışarı çıkmamak için sahibini savunuyordu bana.

Hiçbir şey için zorunda değildi.

Yalan söylemek zorunda değildi.

Sadece sustum ve onun devam etmesini bekledim. Omzumdaki ellerini kollarım boyunca kaydırıp üst bacağım üzerinden bacaklarımı kavradığında beni kendisine biraz daha çekti. Kucağında başımı bükmüş oturuyordum ve o beni kendisine daha çok çekerek ikimizi de tehlike sahasına davet ediyordu.

Yüzüme doğru yaklaştığını hissettiğimde başımı avcuma gömerek yüzümü kapadım. Şu an hissettiğim duygular çok karışıktı. Ne hissedebileceğimi bile bilemezken en ağır basanı da utançtı. O gece onunla öpüştüğümüzde kendimde değildim ve şu an da. Alkolün vücuduma yaydığı ısı yanaklarıma depolanıyordu.

"Jiwoo ve benim hakkında bilmediğin şeyler var."

Kulaklarıma dart tahtası misali çarpan oklara karşı kalbime giren sancıyı göz arkası ederek ellerimi hala yüzümden çekmedim. Onun elleri bacaklarımın üzerine oyalanırken konuşmaya devam etti.

"Seneler önce onu ilk defa sokakta dans ederken görmüştüm. Ardından da kaderin işidir ki yollarımız hep birbirimizle kesişti. Gittiğim her yerde onu görüyordum. Hatta onu görmeye o kadar alışmıştım ki onun olmadığı bir ortamda bulunmak sıkıcı gelmeye başlamıştı. Bir gün dans kulübümüzle katılacağımız etkinlik üzerine şehir dışına çıkmak zorunda kalmıştık. Büyük bir otelde görkemli bir gösteri olacaktı."

DÜELLØ°JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin