Kantin

8 2 0
                                    

-Seni seviyorum.
-Bende seni seviyorum prensim.
İkiside çok mutluydu, sanki ruh ikizi gibiydiler. İki yarım kalp sanki artık tam bir kalp gibiydi. Biranda kapı çaldı. Ekin, Berk'e sarılmayı bıraktı ve kapıya doğru yöneldi.
-Geldim.
Kapıyı açtı. Kapının arkasında Can vardı.
-Merhaba, aç mısınız?
-Biraz.
-Yemekler hazır isterseniz kantine gidebiliriz.
Ekin başını tamam anlamında salladı. Can, Berk'e baktı.
-Berk, geliyor musun?
-Evet geliyorum.
Berk'te kapıya doğru yöneldi ve Ekin ile birlikte koridora çıktı. Elif,Buse ve Mert'de oradaydı.
-Hadi gidelim.
Hepsi Can'ı takip etti. Asansörle aşağı indiler ve kantine doğru ilerlediler. Önlerinde kırmızı bina vardı. Can, kapıyı açtı ve hepsi içeriye girdi. İçerde kırka yakın insan vardı. Can eliyle sol tarafı gösterdi.
-Yemeklerinizi burdan alabilirsiniz. Size afiyet olsun.
Can kapıdan dışarı çıktı ve gitti. Diğerleride yemek sırasına gittiler ve sıraya girdiler. Ekin diğerlerine bakarak,
- Burayı beğendiniz mi?
-Evet.
-Evet güzel.
-Aynen bende sevdim.
Sırada ilerlemeye devam ettiler. Berk diğer dördünün arkasındaydı. Berk, kadının uzattığı tavuğu aldı ve ilerlemeye devam etti. Berk'in arkasındaki kişi,
-Bende tavuk alabilir miyim?
-Üzgünüm son tavuğu öndeki arkadaş aldı.
Berk, bunu duyunca arkasındaki çocuğa baktı.
-İstersen bunu alabilirsin.
-Yok ya, teşekkür ederim.
-Emin misin?
-Evet, evet teşekkürler. Bu arada ben Emre.
-Bende Berk.
-Memnun oldum.
-Bende.
Bu sırada Ekin, Berk'e seslendi,
-Berk hadi.
-Benim gitmem lazım.
-Tamam sonra görüşürüz.
-Görüşürüz.
Berk diğerlerinin oturduğu masaya gitti ve Ekin'in yanına oturdu.
-O kim Berk?
-Emre.
-Aa adınıda öğrenmişsin.
-Kendisi söyledi.
Ekin yüzünü buruşturdu.
-Anladım.
Ekin içinden, sen git başkalarıyla konuş dedi.
-Afiyet olsun arkadaşlar.
-Afiyet olsun.
-Afiyet olsun.
Hepsi önlerindeki yemekleri yiyordu bu sırada kantine uzun boylu, beyaz tenli bir çocuk girdi. Yanında üç kişi daha vardı. Dördü, Berk'lerin olduğu masanın önüne oturdu. Aradan bir kaç dakika geçti, uzun boylu ve beyaz tenli olan çocuk Berk'e baktı. Bunu fark eden Ekin,
-Yemeğiniz bittiyse arkadaşlar dışarıya çıkalım.
-Tamam olur.
-Olur.
-Tamam.
Beşide masadan kalktı ve kapıya doğru ilerlediler. Uzun boylu ve beyaz tenli olan çocuk Berk'e bakmaya devam ediyordu. Yine bunu fark eden Ekin, Berk'i arkadan sararak ilerlemeye başladı ve içinden, bu çocuğu sana yedirmem dedi. Beşide kantinden çıktı ve etrafta yürümeye başladılar. Yürürken küçük bir park gördüler ve oraya doğru ilerlemeye başladılar. Parka varınca kapıdan geçtiler ve içeriye girdiler. Buse, az ilerdeki bankları gösterdi.
-Şurda biraz oturalım.
-Olur Buse.
Beşide banklara doğru ilerledi ve banklara oturdular.
Bu sırada yan taraftaki banklarda oturan üç kişi aralarında bu akşam olacak büyük filim gösterimini konuşuyordu. Bunu duyan Elif,
-Aa duydunuz mu? Akşam filim gösterimi olacakmış.
-Evet, gidelim mi?
-Olur gidelim.
-Olur.
-Tamam, olur,
-Ben saatini ve yerini sorayım.
Elif ayağa kalktı ve üç kişinin oturduğu banka gitti.
-Pardon, kulak misafiri oldumda. Akşamki filim gösterimi saat kaçta ve nerede?
-Merhaba, saat 8'de ve kantinin arkasındaki üstü açık alanda.
-Tamamdır, teşekkür ederim.
-Rica ederim.
Elif, diğerlerinin yanına döndü.
-Saat 8'de ve kantinin arkasındaki üstü açık alandaymış.
-Tamam o zaman, odalarımıza gidip hazırlanalım.
Beşide parktan çıktı ve odalarının olduğu binaya geldiler. Asansöre binip odalarının olduğu kata çıktılar.
-Aşkam görüşürüz arkadaşlar.
-Görüşürüz.
-Görüşürüz.
Ekin ve Berk odalarına ilerlerlerken, karşıdan kantin sırasında Berk'in konuştuğu Emre geliyordu. Emre, Berk'i görünce durdu.
-Selam Berk.
-Merhaba.
-Akşamki filim gösterimine geliyor musun?
-Evet, geliyorum.
-Güzel.
Ekin, biraz sesini yükselterek,
-Bende geliyorum.
-Ah pardon, ben Emre.
Ekin bir şey demedi. Berk'te, Ekin'i göstererek,
-Bu da Ekin, kendisi sevgilim.
-Aaa öyle mi, memnun oldum.
-Bende.
-Tamam o zaman, ben gideyim akşam görüşürüz.
-Görüşürüz.
Emre gidince, Ekin ve Berk'te odalarına doğru ilerlemeye devam ettiler. Odalarının kapısına gelince Ekin kapıyı açtı ve içeriye girdiler. Berk, Ekin'e bakarak,
-Sevdiğin mi?
-Kimi, çocuğu mu?
-Hayır, burayı.
-Ha, evet güzel. Berk bir şey diyecem.
-Söyle Ekin.
-Bu çocuk niye bu kadar seninle konuşuyor?
-Ya Ekin saçmalama, sadece akşamki filim gösterimine gelip gelmeyeceğimi sordu.
-İyi peki tamam.
-Duydun beni, sevgilim dedim sana.
-Evet biliyorum, tamam neyse hadi hazırlanalım.
-Tamam aşkım.
-Aşkım yer seni.
-Nerden?
-Dudaktannn.
-Başka?
-Oralarıda yerken görürsün.
-İyi bakalım.

Felaketin İçinde Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα