"Evet, maalesef öyle." diyerek ellerini bir kez daha ovuşturdu. "Bana çok mu kızdın?"

"Kızmadım sadece ikimizi de düşürdüğün bu durumdan hoşlanmadım."

Başıyla onaylayıp bıkkın bir nefes verdi. "Peki şimdi kabul ettiğin için pişman mısın?" diye sorduğunda bakışları parmağımdaki yüzükteydi.  Benimle göz göze gelmekten kaçınır gibi o noktaya takılmıştı sanki.

Kararlılıkla, "Hayır." dedim. "Pişman değilim tabii ki." Biraz duraksadıktan sonra sorma ihtiyacı hissettim. "Peki anlamadığım, neden telefonda o kadar mutlulardı? Gerçekten sadece staj için mi?"

"Çünkü tam o sırada ikinci olay gelişti."

"Başka ne vukuatın var?"

Yüzünü kaldırıp içtenlikle, "O olay benim tamamen dışımda gelişti" diye başladı." Sana sürpriz olacağı için söylemem ne kadar doğru olur bilmiyorum ama artık senden bir şey gizlemek istemiyorum."

"Doğru karar."

"Söylediğim anda çok şaşırıp aynı zamanda çok sevineceksin ama babanlar sana sürprizlerini açıkladıklarında ilk kez duymuş gibi yaparsan iyi olur. Onlarla ilişkim zaten sıkıntılı bir hal aldı, en azından bir de güvenlerini kaybetmeyeyim."

"Peki. Söyle bakalım neymiş bu sürpriz?"

"Baban okuldan istifa etti."

Yerimde doğrulup şok olmuş halde, "NE?" diye bağırdım. "İstifa mı etti? İyi de neden?"

"Sadece o da değil. Evinizi de satışa çıkardılar. Emlakçının yönlendirdiği bir müşteri evi gezip çok beğenmiş."

Nutkum tutulmuş halde Arda'nın ağzından çıkan sözleri dinliyor, bir yorum yapamıyordum. Sonunda, "Neler oluyor?" diye sorabildim.

"Pelin, babanlar doğup büyüdükleri bu şehre dönmeye karar verdiler."

"NE? Yani buraya mı taşınacaklar? Ne zaman?"

"Pazartesi geldiklerinde birkaç ev bakacaklarmış."

"İyi de babam ne iş yapacak? Hangi okulda öğretmenlik yapacak? Bu koca şehirde öğretmen maaşıyla nasıl geçineceğiz?"

Son soruyu duyduğunda Arda hafifçe kamburlaştı, başı öne düştü. O zaman durumu kavradım. Ailemin buraya taşınması demek, benim bu evden çıkıp onlarla yaşamam demekti ve Arda'yı en çok düşündüren bu husustu.

"İşler bayağı karışmış." diyerek ellerimi saçlarımdan geçirdim.

"Hiç sorma." dediğinde arkasına yaslanıp yüzünü sıvazladı. "Tek bildiğim, senden çok fazla uzak kalamayacağım. Aynı çatı altında bile yeterince özlüyorken, ne yapacağımı ne edeceğimi bilemiyorum. Aklıma tek bir çare geliyor ama..."

"Hemen evlenelim diyeceksin, değil mi?"

"Evet. Tek düşünebildiğim bu. Ama annenle baban henüz istemiyor."

Başımı geriye atıp bir süre yüzümü örttüm. Benden habersiz neler olmuştu böyle? Her şey nasıl bu kadar üst üste gelmişti? Tekrar doğrulup oturdum. "Peki amcam bu olayların neresinde?"

Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz