63. BÖLÜM

12.9K 1.2K 1.2K
                                    

Uyandığımda bir an nerede olduğumu anımsamak için gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım. Yutkunmaya çalıştım ama boğazım, cam parçası yutmuşum gibi acıyordu.

"Tünaydın güzellik." diyen Kaan'ı fark ettiğimde zorla gülümsedim.

"Saat kaç?" Sesim hırıltılı çıkmıştı.

"Öğleden sonra beş oldu."

"Çok geç olmuş, beni keşke uyandırsaydın." dedim yerimde doğrularak.

"Ben de yoktum. İşlerim olduğu için dışarı çıkmıştım. Seni hala burada uyurken bulduğumda şaşırdım."

"Keşke giderken uyandırsaydın."

"İhtiyacın varmış gibi duruyordu. Ayrıca can sıkıntısının ilk ilacı uykudur. "

"İkincisi nedir?" Sancıyan göz yuvalarımı ovuşturdum.

"Canının sıkılmasına sebep olan nedenle yüzleşmek."

"İşte bunu yapamam, çünkü beni görmek istemiyor." dedim hüzünle.

"Eminim o da yaptığından pişman olmuştur. Gel önce bir şeyler yiyelim. Sonra Arda'nın yanına git, sorun ne olursa olsun konuşarak çözeceğinize inanıyorum."

"Onu çok kırdım galiba."

"Hastanedeyken birbirinizi deli gibi sevdiğinize bizzat şahit oldum. Birbirinizi ne kadar kırmış olursanız olun, konuşmak her sorunu çözer, inan bana. Biz Alara ile birbirimize hiç açık olmadık Pelin. Lütfen siz yapmayın. Birbirinize yazık edersiniz."

Gamzelerini ortaya çıkaran zoraki bir gülümsemeyle göz kırptı. Bana güç veriyordu ama aslında kendisi de henüz atlatamamıştı. "Gel, yemek yiyelim, sonra da git konuş."

"Canım bir şey istemiyor Kaan, açlık bile hissedecek halim yok. Haklısın onunla konuşacağım. Artık gitsem iyi olur." diyerek bacaklarımı aşağı sarkıttım. "Beni yalnız bırakmadığın ve soru sormadığın için teşekkür ederim." Ayağa kalktım, bir süre dengemi bulmak için adım atmadan bekledim.

"Tek başına gidebilir misin? İstersen seni odana ben çıkarayım."

"Hayır, sağ ol. Ne kadar zor olabilir ki?" diyerek güldüm. "Şu anda kaçıncı kattayız?"

"Dört."

"Tamam o zaman, ortak alanlara inip karşıdan asansöre binmem çocuk oyuncağı." Onu ikna etmek için gülümsemeye çalıştım. "Tekrar sağ ol, hoşça kal."

Yere saçılmış olan çantamı toparlayıp fermuarını çektim. Kaan'a veda ettikten sonra, ağır adımlarla asansöre bindim.

Canım hiç odaya çıkmak istemiyordu. Kaan'ın dediği doğruydu, Arda'yı görmem gerekiyordu. Nasıl defalarca özür dileyeceğimi, kendimi nasıl affettireceğimi düşüne düşüne kampüsten çıktım.

Konağa kadar yürüdüğümde evin tüm ışıklarının sönük olduğunu gördüm. Yine de zili çalıp bekledim. Yaklaşık üç kere daha çaldıktan sonra adını seslenip kapıdaki tokmağı da vurdum, sonra pes ettim.

Bundan sonra ne yapacağımı bilemeden kaldırımda bir kaç kere gittim geldim. Gözlerim buğulandığında yine ağlamaya başladığımı fark ettim. Onu hem merak ediyor hem de feci halde özlüyordum.

Gözlerimle sokağı taradım. Arabası ortalarda görünmüyordu. Yurda dönsem, odama kapanıp yalnızlığıma acıyacaktım. Onun yerine şehir merkezine gidip aklımı dağıtmak için biraz dolaşmaya karar verdim.

Henüz erkendi beş buçuğa geliyordu. Durağa gidip ilk otobüse atladım. Zihnim o kadar bulanıktı ki, nereye gittiğim umurumda değildi. Aklımda yalnızca Arda ve onu kaybettiğim düşüncesi vardı. Bir süre sonra gözlerimin ağırlaştığını fark ettim.

Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin