40. BÖLÜM

28.4K 2.2K 1K
                                    

Güneş tepeye ulaştığında kalkma vaktimiz de gelmişti. Erkenden şehre dönmeye karar vermiştik.

Bu hafta içinde Arda'nın taslak projesini teslim etmesi gerekiyordu. Bugün akşama kadar eksik malzemelerini tamamlayacak, tüm pazar da projesiyle uğraşacaktı. Çizim aşamasında yardım teklifimi memnuniyetle kabul etmişti, bu ona biraz zaman kazandıracaktı.

Dağ evine dönüp eşyalarımızı topladık. Diğer işleri biz çıktıktan sonra Fatoş teyze halledecekti. Arda kapıyı kapatıp kilitlerken, nedense hüzünlenmiştim. İçimi çekip derin bir nefes bıraktım.

"Ne oldu?" diye sorduğunda beni bir kokuyla sardı.

Basamaklardan inerken, "Önemli değil, sadece biraz hüzünlendim." diye açıklamada bulundum.

Arabanın kapısını açıp beni bindirmeden önce, "İstediğin zaman yine gelir kalırız." diyerek alnımı öptü.

Arabanın etrafından dolanıp direksiyona oturduğunda gülümsüyordu. "Burayı beğendiğini duymak hoşuma gitti." Sonra muzipçe ekledi. "Yeterince romantik miydi?"

Daha önceki iddialaşmamızı hatırlattığında gülümsedim. "Evet, çok romantikti. Teşekkür ederim." dediğimde mutlulukla kahkaha atarak anahtarı kontağa sokup arabayı çalıştırdı.

"Sen burayı bir de baharda ve yazda gör. Havalar sıcakken terasta oturup yemek yemek, akşama kadar şezlongda yatıp manzarayı seyretmek çok keyifli oluyor."

"Benim aklım şelalelerde kaldı. Piknik yaptığımız yerde yüzmek isterdim."

"Yazın gelir yüzeriz o zaman."

Arda arabayı park yerinden geri geri çıkarırken, kemerimi takıp, birbirimize aşkımızı anlattığımız bu eve bir kez daha baktım. Elim boynumdaki kolyeye gittiğinde gülümsedim.

Ana yola çıkmadan önce Arda duraksayıp bana baktı. "Seninle bir gün annemle babamı ziyaret edelim. Mezarlarına gitmeyeli uzun zaman oldu."

Bunu duyunca şaşırdım. Şaşırmamın sebebi mezarlığa gitmek istediğini söylemesi değildi. Asıl sebebi, anne ve babasından bahsettiğindeki o alışık olduğum hüzünlü tonun, artık belli belirsiz olmasıydı. "Sen nasıl istersen Arda. Onları ziyaret etmeyi ben de çok isterim."

Onun da bakışları boynumda asılı madalyondaydı. "Kolyeyi beğendiğine sevindim. Gereken değeri vereceğinden eminim."

"Seninle olduğum sürece onu sakınıp koruyacağıma söz veriyorum." Bu sözümü tüm samimiyetimle, beni sevdiği sürece tutacağımı biliyordum.

Dönüş yolumuz çok eğlenceli geçti. Beraber kaç şarkı söylediğimizi hatırlamıyorum. İkimizin de sesi birbirinden berbattı, onun için daha çok eğleniyorduk. Buraya gelirken ne kadar gerginsek, şehre dönerken o kadar hafiflemiştik.

Ama özellikle Arda bu hafta sonu çok değişmişti. Daha kararlı, daha rahatlamış görünüyordu. Yüzüne çok yakışan gülümsemesi gözlerinde pırıltılara yol açtığı için bakışlarımı ondan alamıyordum. Vücudunun her zerresine yayılan bu yepyeni canlılıkla, çok daha yakışıklıydı.

Bu kadar yıldır yalnız kaldıktan sonra, çevresine ördüğü duvarları bu hafta sonu yıkmıştı. Sanki geçmişin ağırlığını üzerinden atmış, geleceğini omuzlarına alacak kadar güçlenmişti. Bu değişimi, benim gibi Arda'nın da fark edip etmediğini merak ettim.

Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin