92. BÖLÜM

16.9K 1.5K 1.1K
                                    

"Bu kadar yorulacağımı hiç tahmin etmemiştim." diyen Esma, önüne düşen bukleyi arkaya yatırarak suyla ıslattı ama her zamanki gibi, bu nafile bir çaba oldu.

Aynadaki yansımamıza gülüp, "Al benden de o kadar." diye cevap verdim. "İki günlüğüne gelirsen olacağı bu."

Esma ofladıktan sonra, "Tel tokan var mı?" diye sordu. Cebimden çıkarıp uzattığımda, "Hızlandırılmış tur diyorsun yani." diyerek konuşmayı bıraktığımız yerden devam ettirdi.

"Ee mecburen." diyerek kıkırdadım. "Sen şükret bizi şehre kadar Arda götürdü. Yoksa bir saat otobüste sallana sallana içimiz dışımıza çıkacaktı."

"Ne o öyle şehirler arası yolculuk gibi? Bizim oralarda her yer yürüme mesafesi. Bu uzaklıklara nasıl alıştın?"

"Yurda geçtikten sonra nadiren şehre inme ihtiyacı duydum. Hayatım hep kampüs ve çevresinde geçiyor."

Sonunda buklesini tutturmayı başaran Esma kıkırdadı. "Arda şehirde yaşıyor olsaydı görürdüm ben seni. O zaman sen mi şehre iniyordun, yoksa şehir mi sana geliyordu görürdün."

"Hah! Bu konuda haklısın arkadaşım." diyerek kahkaha attım. "Ama o zaman da en yakın arkadaşımla şehre inip ayaklarımıza kara sular inene kadar dolaşmak bu kadar keyifli olmayacaktı."

"İşte bunda da sen çok haklısın." diyerek eliyle bana sevgi dolu bir öpücük gönderdi.

Bu iki gün süresince arkadaşımı mutlu etmek ve mümkün olduğu kadar çok yer gezdirmek için plan yapmıştım. Evet bugün gerçekten çok yorulmuştuk ama şu andaki mutluluğu elle tutulacak cinsten olduğu için buna değmişti doğrusu.

İlk iş, sabahki kahvaltıdan sonra Esma'yı alıp kampüse götürmek olmuştu. Bizim binanın olduğu batı kanadını tanıtırken Mert ve Selin'i bahçede görmüş onlarla arkadaşımı tanıştırmıştım. Selin hemen Esma'yı benimseyerek neşeli bir sohbet başlatmıştı. Sonradan Derya, Sude ve Okan'ın da katılmasıyla sohbet koyulaşıp uzadı.

Ara sıra göz göze geldiğimizde, yeni tanışmış olsa da  çekingenliğini üzerinden atmış olan Esma'nın mutluluğunun yüzüne yansıması, ışıl ışıl gülümsemesi beni de çok mutlu etmişti. Keşke annesi de kızının bu halini görebilseydi. O zaman eminim Esma'nın kendisinden uzakta okumasına bu kadar karşı çıkmazdı.

Öğle yemeğini de hep birlikte kafeteryada güle eğlene yedikten sonra, Esma'yı alıp okumayı düşündüğü mühendislik bölümüne götürdüm. Oradaki nano teknoloji ve araştırma laboratuvarına hayran kaldı. Birkaç öğrenci ve hocayla da tanışıp sorularını sorunca, Nano Teknoloji Mühendisliği tercihini netleştirdi. Bu ziyaret, Esma için hedeflerini kesin olarak belirlemesinde çok etkili olmuştu.

Kampüs turumuz tamamlanınca şehre inmek istedi. Önce otobüsle gitmeyi düşündüysek de, Arda zaten oraya gideceğini, Osman amcayla yapacağı kısa görüşmeden sonra Sedat'ın yanına geçeceğini söyleyerek bizimle kampüsün önünde buluştu.

Şehir merkezine vardıktan sonra Arda ile vedalaşırken yüzünde oluşan özlem dolu bakışın aynısı eminim benim yüzümde de oluşmuştu. Tahmin edileceği gibi, Esma iner inmez, Arda beklediği öpücüğü almadan benim de inmeme izin vermedi.

Şehrin kalabalığı, çok geniş caddeleri ve gürültü, ilk dakikalarda arkadaşımı biraz ürkütmüş olsa da, ben yanında olduğum için kaybolmayacağımızı anlayarak rahatlamıştı.

İki saat boyunca mağazaları gezmiş, Selin'in tarif ettiği ucuzcudan birkaç parça eşya almıştık. Bir ara kahve içmek ve dinlenmek için oturduğumuz kafede Seçil'i arayıp görüntülü konuşma bile yapmıştık.

Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin