11.10.2019

5.5K 395 229
                                    

y/n: Bir özel bölüm atacağım demiştim. Geciktirdiğini için üzgünüm umarım hala kitap kütüphanenizdedir. İyi okumalar.

medya: Fire On Fire/Sam Smith

"Yaşamda, ölümde ve sonsuzlukta."
-pomegranate

***

8 yıl sonra

"Nereye gidiyoruz?" Küçük kız yanında oturan abisinin oynadığı oyunu izlemekten sıkılmış olacak ki kafasını ön koltuğa dayayarak küçük ellerini Lisa'nın sarı saçlarına doladı. "Daha çok var mı?"

"Hayır, geldik hatta." Jennie direksiyonu sola kırıp taşlı bir yola saptı, ama zaten burada arabayı park edecekleri için için çıkma sıkıntısı yaşamayacaklardı. Burnunun ucundaki siyah güneş gözlüğünü taç gibi saçlarına takıp arkaya döndü, arabayı park edecekti etmesine ama arkadaki oğlan ve kız rahat duymadıkları için hiçbir şey göremiyordu.

"Kafanızı eğin, park edemiyorum." Diye homurdandı. Çocuklar sözünü dinleyip atışmalarına kafaları eğik halde devam ederlerken Jennie nihayet arabayı zaten boş olan alana park edebilmişti. Lisa , Jennie arabayı kapattığında ineceklerini fark etmeyen küçüklerin dikkatini çekmek için ellerini çırptı. "Hadi iniyoruz , kesin artık kavga etmeyi."

"Bana oyunlarından oynatmıyor." diye homurdandı küçük kız. "Hep arkadaşlarınla oyun oyna zaten."

"Bu kızlara göre bir oyun de..." Siyah saçlı oğlanın sözü Jennie'nin kafasına bir tane patlatmasıyla kesildi, gözlerini devirerek güldü. "Elin çok ağır anne!"

"Kız eli ağır olur mu hiç?" Diyip sırıttı ve çocukların arasına geçti. Az önceki neşeli hali bir anda gitmiş, tekrar ciddileşmişti. Bu gün zaten bir terslik vardı, çocuklar da fark etmişlerdi. Ama şimdi sebebini öğreneceklerdi galiba, bu yüzden sessiz kalmayı seçtiler.

"Burası neresi?"

Ya da seçmediler. Küçük kız merakına yenik düşmüştü.

Lisa derin bir nefes alıp Jennie'nin omzuna kafasını koydu ve destek verircesine kolunu sıvazladı. Jennie'nin gözlerinden çam ağaçlarına bakarken gri bulutlar geçip durmuştu öyle kaldıkları birkaç dakika boyunca, ardından fırtınalar getirseler de tamamen içine esen rüzgarlarla.

Kızdan birkaç yaş büyük, siyah saçlarına tezat şekilde bembeyaz tenli oğlan yavaşça annelerinin arasına girip tişörtlerinin eteklerini çekiştirdi dikkat çekebilmek için. "Neden mezarlıktayız?"

"Bu gün, sizi birileriyle tanıştıracağız çünkü." Diye yanıtladı Jennie. Oğlanın elini tutup yürümeye başladı, küçük kız da Lisa'nın eline tam ulaşamadığı için parmağını kavramış peşlerinden minik adımlarla yürümeye başlamışlardı.

Birçok mezar taşını geçtiler, kimi mezarın üstüne ölümü gizlemek ister gibi rengarenk çiçekler serpilmiş ; kimisinin herhalde artık ziyaretçisi olmadığı için topraktan başka bir şey kalmamıştı. Ya da boş mezarların bazı ziyaretçileri onu gizlemek istemiyor, öldüklerini her seferinde kendi yüzlerine vurmayı böylece acıyı unutmamayı sağlıyorlardı. Belki de, sadece kimsesizlerdi.

Büyük taşlı yolda yürümeye devam ederken sola saptılar, en sonunda bembeyaz mermer iki mezar taşının önüne durduklarında küçük kız biraz ürkmüştü. Mezarlıkta gezmek pek hoşuna gitmemişti. Mezar taşının üstündeki yazıları okumaya çalışmıştı hatta ama henüz ilkokul bile olmadığı için pek başarılı olduğu söylenemezdi.

pomegranate ℘ kookmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin