❦28❦

6.3K 538 292
                                    



"Yeraltı dünyasının bir kuralı vardır. Ölüler ülkesinde bir şey yiyenlerin yeryüzüne çıkma hakları yoktur.."
-pomegranate

medya: BTS/ House Of Cards

***

flashback

"Ben çıkıyorum Min!" Taehyung aynada açık kumral saçlarını son kez düzeltip sıcacık gülümsemesiyle içerde uzanan kardeşine seslendi. Cevap gelmeyince gene son ses müzik dinlediğini anlayarak odasına çıktı.

Jimin yatağa yayılmış , onu asla şaşırtmayacak şekilde kulaklıkları kulağında okuduğu tarihi romana gömülmüştü.

Taehyung yatakta yanına atlayınca can havliyle önce kitabı kurtarmıştı. Sayfası kırışsa oturur ağlardı kitaplarına karşı çok hassastı.

"Geri zekalı mısın?" Homurdanarak sırıtan Taehyung'a ters ters baktı. Yüzünden bir şey isteyeceği anlaşılıyordu, bıkkınlıkla oflayıp ellerini beline yasladı. "Gene o adamla buluşmaya gidiyorsun değil mi? Benden de durumu idare etmemi isteyeceksin."

"Gerçekten kıvrak bir zekaya sahipsin." Diyip yataktan doğruldu. "Min, lütfen lütfen lütfen..." Jimin yüzüne yavru kedi gibi yalvararak bakan bu ifadeyi çok iyi biliyordu ve hiçbir zaman karşı koyamadığı için oflayarak onu ittirdi. "Yapma şunu! Salağa benziyorsun."

"Bence tatlıyım." diyip omuz silkti Taehyung. Ardından gene Jimin'in yanında bitip arkasından sarıldı. "Lütfen , lütfen , lütfen! Sana pizza ısmarlayacağım."

"İki tane?"

"Fırsatçı şerefsiz! Tamam."

Jimin gülerek Taehyung'un kolları arasından kurtulup yüzünü ona döndü.

"Tae, o adamla annemgil görüşmeni istemiyorsa belki haklı olabilirler. Çok genciz , bak ben sadece seni korumak..."

"Gerçekten iyi biri Jimin. Tanışınca bana hak vereceksin, evet iyi bir aileden gelmiyor evet iyilik meleği falan da değil ama birbirimizi çok seviyoruz inan bana. Bunu ayırt edebiliyorum, o çok farklı."

Jimin ona söylemese de geçici bir heves olduğunu düşünüyordu. Yine de bir şey söylememeyi seçti, Taehyung ile bu yüzden bir kere tartışmışlardı ve konusu açılınca hemen korumaya geçtiği için tekrar aynı şeyi tekrarlamaya gerek yoktu.

"Peki. Öyle diyorsan.."

"Teşekkür ederim Min!" Jimin'in boynuna atlayıp Jimin'in sevmediğini bildiğinden uyuzluk olsun diye yanağını öptü. Jimin homurdanarak onu ittirmeye çalışsa da sülük gibi yapışmıştı ve beraber yere kapaklansana kadar bu devam etti.

"Geri zekalı!"

flashback end.

Delirmek, akıl ve ruh sağlığının bozulması diye basit tanımı olan bir sözcüktür.Kim Taehyung, delirdiğini kabul etmiyordu. Ama delirtildiğini biliyordu, seneler önceki o çocuğa gelecekte sen bu olacaksın denilse gülerdi oysa ki. Psikolojik kitaplar okuyup duran, büyük çerçeveli gözlüklü o genç üniversite öğrencisiyle şimdi gözünü kırpmadan cinayet işleyen ve daha çok kan dökmek için müthiş bir arzu duyan kişi inanılması zor ama aynı kişiydi.

"Sen... Bir kuşa bile zarar veremezdin." diye fısıldadı gözlerini duvara dikmiş Yoongi. Bir bez bebek gibi görünüyordu, kirli ve yara bere içindeki bez bebek. "Kaç kişiyi öldürdün Taehyung?"

pomegranate ℘ kookmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin