❦34❦

4.2K 401 132
                                    

y/n: MERHABALAR AQ
Çok geciktirdim bölümü diyecek bir şeyim yok açıkçası puştum biraz
Medyaya Him&I koymak hiç istemiyordum aslında çünkü Halsey o şarkıyı artık asla söylemeyeceğim falan demişti -haklı olarak- G-Eazy hiç sevmiyorum ama şarkı çok güzel napiyim

Neyse iyi okumalar

***

"Yaşamda ve ölümde."
-pomegranate

medya: G-Eazy ft. Halsey/Him & I

***

İki küçük erkek çocuğunun kurdukları hayallere büyük insanların çirkin ellerinin değmesiyle değişmiş ve sıkıcılaşmıştı belki de her şey. Mavi, sarı ve yeşil gibi basit renklerden oluşan kolay çocuk çizimlerinin yerini detaylı siyah beyaz boğucu tablolar almış, çizilen güneş yerini silik hayaletlere bırakmıştı.

Büyüdükçe daha çok yüzle karşılaşılıyordu, her bir yüz farklı , kimisinin yüzü hiçbir zaman görülememiş ardına saklandığı gülümseyen veya ağlayan maskelerden. Duyguları saklamak mümkündü pekâlâ onları tamamen yok saymanın mümkün olduğu gibi. İnsanı eğer hayvanlardan farklı yapan şeyse akıl ve beraberinde getirdiği hisler ; kapatılabilirdi , önemseyecek bir şey olmadıktan sonra. Ve düşününce, eğer bu mümkünse bir serçeden yahut bir kaplandan farkımız var mıydı?

Bu yüzden, deliren insanlar suçlanmamalıydı belki de. Delilik aşırılıktan kaynaklı bir durum olabilirdi , derdik ya delicesine sevmek veya delicesine nefret etmek. Ruh ve beden arasındaki dengenin bozulması olarak da basit bir kitap tanımıyla söylenip geçilmek istenirse pekâlâ anlaşılıyor ki aşırılıktı. Dengeyi aşırı az ya da aşırı fazla bozardı başka bir şey değil.

"...Önce yeniden bir hayat kurmak istedim, Seul'den ayrıldım. Tamamen sıfırdan başlamanın mümkün olduğunu falan sanıyordum o sıralar." Taehyung kafasını geriye atarak histerik bir kahkaha attı. "Ama her şey değişmişti, öldürme arzusuyla doluydum en başta. Hem korkuyor hem de çok istiyordum..Ben ilk defa kendimle tanışmış gibiydim belki de asıl ben buyumdur dedim kendi kendime.. Ve- ve sonra sokakta bana çarpan bir kadını öldürdüm."

Saatlerdir onu dinleyen Jimin'in arkasındaki eski duvara diktiği gözlerini sanki oradan söyleyeceklerini okuyormuş gibi hiç ayırmadan bakıyordu. "Bir sebebi yoktu, belki de vardı. Ona sapladığım her bir bıçak darbesinde sanki rahatlıyordum ve bu his müthişti! Yüzüne kan sıçradıkça güzelleşiyordu sanki, hatta sonra ismine baktım." Sanki o anı tekrar yaşıyormuş gibi oturduğu tahta sandalyeden doğruldu ve elinde olmayan bir kartı tutuyormuş gibi havaya kaldırdı. "Sürücü belgesinden ismini öğrendim, adı Lucienne Martin. Yirmi yaşında. Polis akademisine gidiyormuş." Gözlerini devirerek omuz silkti. "Polislerden nefret ederim, ilk onu öldürmem ironik bir tesadüf oldu."

"Bunları dinlemek istemiyorum, kes sesini artık." Jimin birkaç gündür soğuk zeminde eli kolu bağlı halde yattığı için her yeri tutulmuş,  aynı zamanda Taehyung'un kum torbası haline geldiği için berbat haldeydi. Sesi bu yüzden çok güçsüz çıkıyordu ama elinde değildi artık. Her şeyin üstüne karşısındaki yabancı daha çocuk kardeşini nasıl öldürdüğünü anlatıyordu.

Taehyung kimseye zarar vermezdi. Karşısındaki adam eğer kimse, Taehyung değildi. Jimin küçükken eve gizlice güvercin ya da kedi getirip durduğunu hatırlıyordu, yaralı olanları tedavi ediyor hep gözü gibi bakıyordu. Jimin o küçük çocuğu hatırlıyordu, onu özlüyordu.

pomegranate ℘ kookmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin