Bölüm 43

8.5K 735 147
                                    

Sınıra son 30 vote kala bölümü atıyorum. :D

Bu aralar çok yoğunum arkadaşlar, bu yüzden uzun bölüm kısa bölüm muhabbetine girmezseniz gerçekten çok mutlu olurum. :)

Burcu Demir, karşısında oturmuş olan adama şaşkınlıkla bakıyordu. Acaba henüz kendine gelememişti ve şu an bir rüya falan mı görüyordu?

"Sen ciddi misin? Gizli gizli girdiğin ameliyathane katında bana evlenme teklifi ediyorsun öyle mi Karan ? Üstelik geçen günün sabahında bir psikopat tarafından kaçırıldım, bıçaklandım, ameliyattan henüz yeni çıktım ve tam olarak kendime gelemedim bile." dedi ve elini başına dayadı Burcu. Gözlerinin üzerinde bir ağırlık vardı, başı ağrıyordu, görüşü bulanıklaşıyordu ara sıra ve midesi de bulanıyordu. Tüm bunlara karşın, karşısında elinde Elmas Karan 'ın gösterişli yüzüğünü tutan ve ona evlenme teklifi eden bir adet Mert Karan vardı.

Mert gülümsedi ve Burcu' nun elinin üzerine küçük bir öpücük kondurdu. "Güzelim, ben de romantik bir evlilik teklifi etmeyi isterdim sana fakat yaşadığımız onlarca şeyden sonra romatizmden daha çok birbirimize ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum." dedi Mert ve onun saatler süren ısrarını kıramayıp onu gizli gizli kata sokan genç hemşireye göz ucuyla baktı. Genç kadın sürekli etrafı gözetliyor ve oldukça tedirgin görünüyordu." Üstelik hemen bir cevap vermen gerek. Zira zamanım çoktan bitti. Hemşire birazdan beni kovmaya gelecek."

Burcu, Mert 'e baktı ve gülümsedi. Annesi ile babasının hep tuhaf bir hikayesi olmuştu, tuhaf, rastlanılması zor şeyler yaşamış, aşklarını ve evliliklerini sürdürmüşlerdi şimdiye kadar . Galiba bu yönlerini kendisine de bulaştırmışlardı. Zira genç kadın dünyada bu şartlar altında evlilik teklifi alan başka bir kadın olduğunu , hiç sanmıyordu.

Burcu Demir yutkundu ve Mert 'in elini tuttu. Dili damağı kurumuştu, ciğerleri yanıyordu. "Evlilik teklifini kabul ederim Karan ama bir şartım var."

"Şart mı?" diye sordu Karan memnuniyetsiz bir ses tonuyla. Şart ya da başka bir şey istemiyordu artık. Sadece Burcu' yu istiyordu. Sadece aşık olduğu kadını istiyordu artık.

"Babam ve annem bana çok düşkün Karan. Şu an nasıl kahrolduklarını tahmin  edebiliyorum. Üstelik seni de kendi oğulları gibi sevdiler. Şu an çok kızgınlar, bunu biliyorum, aslında haklılar çünkü onlara yalan söyledik. Ama bunu da onlara yapamayız Karan. Onlardan kaçıp gizli gizli evlenemeyiz. Buna özelikle de babamın hasta kalbi dayanmaz. " dedi Burcu ve parmağını uzatıp, Elmas Karan'ın hem maddi hem manevi anlamda çok çok değerli olan yüzüğünde gezdirdi. " Seninle evlenmeyi her şeyden çok isterim ama böyle olmaz Karan. Bu şekilde olmaz, düşün bana hak vereceksin. " dediğinde, Mert 'in suratı asıldı.

Düşündü ama ona hak veremedi.

"Bunun anlamı bizim hiç evlenemeyecek olmamız Burcu. Kimsenin suratındaki o ifadeyi görmediğin için böyle konuşuyorsun." dediğinde, yüksek çıkan sesi hemşirenin yanına gelmesine neden olmuştu.

"Lütfen artık çıkın. Hasta çok kısa süre sonra servise alınacak zaten." dediğinde, Mert ona baktı ve yardım dilenen bir ifadeyle "Lütfen, birkaç dakika daha." dedi. Hemşire tekrardan yanlarından ayrıldığında, Mert bakışlarını genç kadına çevirdi.

"Yine benden gideceksin, bu defa da ailen istemediği için." dedi Mert. Burcu uzandı ve Mert 'in elini sıkıca tuttu. Canı çok yansa da bunu mimiklerine yansıtmamak için uğraştı.

"Gitmeyeceğim Mert, sen de benden gidemezsin. Onlar yumuşayacak çok zor olsa bile. O zamana kadar sabredeceğiz. Annem ve babam bize kıyamaz, bunu biliyorum. Sen de göreceksin." dediğinde, Mert nefesini sesli bir biçimde bıraktı. Sabredecek gücü kalmamıştı artık. Bir güne bile tahammülü gerçekten kalmamıştı.

Aşk Affeder mi? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin