Bölüm 15

12.7K 836 94
                                    

Öncelikle merhaba. Bir yılbaşı özel bölüm durumu vardı lakin final haftası olduğu için ben o bölüme kafamı bir türlü veremedim . Kusura bakmayın. Özel bölüme başladım ancak bir türlü istediğim gibi yazamadım, bu yüzden evet yılbaşı özel bölüm yayınlayacağım ancak olması gereken gün de yani bu gün değil azıcık geç gelecek. Ama gelecek inşallah.

Yeni yıldan benim için çok önemli olan bir dileğim var. Lütfen bir 'inşallah' der misiniz? 2018 bana o dileğimi bir verse o kadar çok sevinirim ki...

Ve yılınız güzel geçsin. İnşallah seneye bu zamanlar yine bir arada olabiliriz. Bu benim wattpad de hikaye yazar durumda geçirdiğim dördüncü yılbaşım. Baya uzun zaman olmuş aslında. Bu dört yılda burada o kadar insan tanıdım ki... İlk yeni yılınızı kutlarken lise ikinci sınıftaydım, şimdiyse on sekiz yaşımı doldurmuş durumdayım.

Ve etkinliğe olan ilginiz için çok teşekkür ederim. Eğer katılımı iptal etmek isterseniz mesaj atabilirsiniz. Duyuru olduğu için okumayanlara etkinlik içeriğini bölüm sonuna da bırakıyorum. Katılmış olanlar ek olarak hangi hikayelerimi okuduğunu da mesajlarına yazarlarsa çok mutlu olurum. Ben duyuruda eklemeyi unutmuşum. Sonradan aklıma geldi.

2018 sizin yılınız olsun.

Gelmek isterseniz > İnstagram > bb_batur > link profilimde var.

Mert Karan gaza bastı. Araba tekerlekleri ince bir sesi arkasında bırakıp yolların kalabalığı arasına karışırken, içinde tüm dünyası sislerin arasına gömülmüş bir adamı taşıyordu. Açık olan camlar, sert rüzgarı Mert'in tenine iğne gibi sokup çıkartırken, onun bundan rahatsız olduğu falan yoktu.

Burcu Demir. Belki de  kapkaranlık hayatının içinde parlayan bembeyaz bir nokta gibiydi. Parlaklığıyla gözlerini kamaştıran, onun aklını başından alan ve sonra hayatından kayıp kendisine veda eden gösterişli bir yıldız... Canı yandı genç adamın, içinde bir çığlık kopup tüm benliğine karışıp her yeri titretirken gaza daha çok, daha fazla yüklendi. Asfalt yolda hızla kayarken nereye gittiğine dair bir fikri yoktu.

Bundan sonrasına dair de bir fikti yoktu.

Kafasında yığınla psikopat düşünce dönüyordu, zihninin içinde o piçin üzerinde uygulamak için birçok şey hayal ediyordu. O aptal cümlelerini ard arda sıralarken kanının damarlarına tüm gücüyle basınç yaptığını hissetmiş, bir an sanki tüm damarlarının bu basınca dayanamayıp patlayacağını ve kendisini yok edeceğini zannetmişti. İçinde çıkan fırtınalar onu mahvederken, tepkisiz ve hissiz görünüp öylece sahnede gösteri yapan bir hayvanın kıvrılışlarını seyretmişti. Belki o an o kadar sakin kalmasını sağlayan yalnızca Burcu'ydu. Onun yüzüne bakmış, mimiklerine aniden tünemiş hayal kırıklığının bizzat şahidi olmuştu. Mert, Burcu 'yu tanıyordu ve Kerem' e olan çocukça, masum düşünce ve hislerinin şahdiydi ancak o adamın aynı saflığa sahip olmadığını onu o gün, ilk gördüğü saniye rahatlıkla anlamıştı. Fakat dayanamıyordu.

Geçen üç yıl boyunca kaybı olan tek şey zamandı. Hayır o sevdiği kadını hiç unutmamıştı. Ona olan aşkından, sevgisinden ya da sadakatinden zerre bir şey kaybetmemişti. Burcu belki kendisinden farklı bir ülkedeydi, kendisinden kilometrelerce ötede nefes almıştı belki bunca zaman ama bunun da bir önemi yoktu. O aşık olduğu kadını her gün, her an, her saniye tam sol göğsünün üzerinde taşımıştı zaten. Onu her geçen zaman biraz daha kalbinde büyütmüştü.

Ve bir piç ortaya çıkıp kendisinin aşık olduğu kadına aşık olduğunu iddia edemezdi.

Yıllarca dost kardeş ayağına yatıp, onun sevdiği kadına sinsi sinsi sokulan şerefsizin ecdadını kurutmak istiyordu.

Aşk Affeder mi? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin