Bölüm 31

11.2K 432 75
                                    

Islak bir şekilde elele tutuşmuş, sadece evlerin ve ay ışığının aydınlattığı sokakta yürüyorduk.

"Ya sen şimdi beni öpmeyecek misin?" diye sordu Berk.

"Ne kadar inatçısın sen ya?" dedim.

"Bu, bulunduğumuz duruma özel inatçılık," dedi ve gözünü kırptı.

Pis pis sırıttıktan sonra, "O zaman inatçı olmaya devam et," dedim.

"Çok kötüsün," dedi. "Ben senin için hasta olmayı göze alayım, sen bana bir öpücük bile verme. Tamam, teşekkür ederim."

"Allah Allah, sanki ben ıslanmadım," dedim.

Ellerini teslim olmuş gibi havaya kaldırıp, "Tamam, sen kazandın," dedi.

Tekrar elimi tuttuktan sonra, "Hemen eve mi gideceğiz?" diye sordu Berk. "Daha yeni kavuştuk. Biraz daha kalalım, lütfen."

Sadece kafamı onaylarcasına salladım. İlerlerken bir anda durdum. Ben durunca otomatik olarak Berk de durdu.

Parmak uçlarımda yükseldim ve Berk'in yanağına uzun bir öpücük bıraktım. Böyle yapmamı beklemediği için bir an afalladı.

"Bari bunu yapayım," dedim.

"Bari bunu yap," dedi Berk hafifçe gülümserken.

"Hadi, gidelim," dedim ve Berk'i sürüklemeye başladım.

*****
Yeşim Kırak...

Sıkıntıdan patlama seviyesine gelmişken telefonumu elime alıp galeriye girdim ve eski fotoğraflara bakmaya başladım.

Birden telefonum elimde kısa bir şekilde titredi. Mesaj gelmişti.

Kimin mesaj attığına bakmak için galeriden çıktım ve mesajlara girdim.

05** *** ** **: Sitenin girişinde ki parka gel.

Yeşim: Sen kimsin?

05** *** ** **: Çok yakından tanıdığın biri. Beni özlediğini biliyorum :)

Yoksa... Hayır canım, imkansız.

Hemen yatağımdan kalktım ve gardrobun içinden siyah bir eşofmanla siyah bir tişört çıkarıp giydim. Telefonumu elime alıp hızla aşağı indim.

Annemle babamın bahçede ki çardakta oturduklarını bildiğim için arka bahçeye gittim.

Yanlarına gidip, "Ben sitenin girişinde ki parka gidiyorum," dedim.

"Bu saatte kiminle gidiyorsun kızım?" dedi babam.

"Şey... arkadaşlarım çağırdı baba," diye yalan söyledim.

"Tamam kuzum çok geç kalma," dedi annem.

İkisini de yanaklarından öptükten sonra, "Merak etmeyin siz," deyip bahçeden çıktım.

Parka geldiğimde bir süre etrafta gözlerimi gezdirdim. Fakat gözüme çarpan kimse olmadı.

Bir süre sonra biri arkamdan ağzıma ve burnuma hiç hoşuma gitmeyen kokuda bir bez bastırdı.

Her ne kadar debelenip kurtulmaya çalışsam da gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı.

*****
Öykü Keser...

Neredeyse yarım saattir Berk'le yürüyorduk. İkimiz de çok yorulmuştuk fakat söylemiyorduk.

Hırkamın cebinde olan telefonum çaldığında Berk'in elini bırakıp hırkamın fermuarını açtım ve telefonumu çıkardım.

Yeni HayatWhere stories live. Discover now