Bölüm 20

13K 537 83
                                    

Sabah telefonumdan bildirim sesinin gelmesiyle uyandım. Tek elimle sağ gözümü ovuşturup, diğer elimle de çalışma masamın üzerinden telefonumu aldım ve kilidini açtım. Whatsapp'tan mesaj gelmişti.

Yeşim, "Bacımsular" grubunu oluşturdu.

Eklendiniz.

Yeşim, Derin kişisini "Bacımsular" grubuna ekledi.

Yeşim: Günaydın sevgili kankalarım.

Derin: Günaydın sevgili mal arkadaşım.

Yeşim: Ayıp oluyor ama kanka.

Derin: Gerçekleri söylüyorum ben kankacım.

Yeşim: Salak söylüyor musun? Yazıyorsun ya.

Öykü: Sabah sabah niye kavga ediyorsunuz Allah'ınızı severseniz?

Derin: Bizim genlerimizde var bebeğim :)

Yeşim: Her gün üç öğün kavga etmeden duramıyoruz.

Öykü: Ay siz delirmişsiniz.

Derin: Yüz yüzeyken kavga edelim biz. Böyle tadı olmuyor.

Yeşim: Aynen.

Öykü: O zaman herkes hazırlansın. Hadi, marş marş!

Derin: Emredersiniz komutanım!

Yeşim: Görev beklemez!

Konuşmadan çıkıp, gülümseyerek telefonumu tekrar çalışma masamın üzerine koydum.

Yataktan kalkıp tuvalete gittim. Aynaya baktığımda saçlarım dolaşmıştı. Çok kötü görünüyordum.

İşlerimi hâlledip odama geri döndüm ve dolaşık olana saçımı, canımı acıtmamaya özen göstererek taradım.

Saçımı taradıktan sonra düzleştiricimi çıkardım ve saçlarımı düzleştirdim. İşim bittikten sonra okul formamı giydim ve makyaj masamın karşısına geçip, sadece rimel ile eyeliner sürdüm.

"Öykü! Kahvaltı yapıyoruz kuzum!" diye aşağıdan bağırdı teyzem.

"Geliyorum teyze!" dedim.

Odamdan çıktım ve yavaş adımlarla merdivenlerden aşağı inip, mutfağa gittim.

Gülümseyerek herkese, "Günaydın," dedim.

Selin hariç hepsi gülümseyerek, "Günaydın," dediler.

Benim için ayrılan sandalyeye oturup kahvaltımı yapmaya başladım. Annem de o sırada bana çay koyuyordu.

Selin'in gözlerinin üzerimde olduğunu bildiğimden dolayı, kendimi rahat hissetmiyordum.

Kahvaltımız bittikten sonra, okula gitmek için bahçeye çıktık. Biraz erken çıktığımızdan dolayı bir süre Koray Amca'yı beklemek zorunda kaldık.

Arabada en öne ben, arkaya da Selin ve Selim oturdu. Giderken hiçbir şey konuşmadan gittik.

Okula vardığımızda Selin, "Siz gidin, ben geleceğim birazdan," dedi ve arka bahçeye doğru ilerlemeye başladı.

Okulun içine girdiğimizde Derin ve Yeşim'le karşılaştık.

İkiside gülümseyerek, "Günaydın," dediler.

Bizde Selim'le gülümseyerek, "Günaydın," diye karşılık verdik.

Kantin tarafından bir çocuk, "Selim! Yanımıza gelsene!" diye bağırdı.

Selim, "Benim gitmem gerekiyor. Sonra görüşürüz," dedi ve hızlıca kantine doğru yürümeye başladı. Bizde kızlarla sınıfa doğru ilerlemeye başladık.

Sınıfa girdiğimizde çantamı oturduğum sıraya koydum. Zilin çalmasına daha çok olduğu için kimse sınıfta değildi.

"Hadi, bizde aşağı inelim," dedi Yeşim.

"Hadi," diyerek kapıya doğru yöneldim.

Merdivenlerden aşağı inerken karşımıza Melek ve Ceren çıktı. Bizi gördüklerinde göz devirdiler. Aynı şekilde bizde onlara.

Bahçeye çıktığımızda biraz çardakta oturmaya karar verdik. Hava bugün biraz soğuk olduğu için güneş alan bir çardağa oturduk.

Biraz oturup sohbet ettikten sonra Derin, "Biraz yürüyelim mi?" dedi. Yeşim'le beraber Derin'i onayladık ve ayağa kalktık. Yavaş adımlarla arka bahçeye doğru yürüyorduk.

"Bugün beden eğitimi dersi var. Eşyalarınızı getirdiniz mi?" diye sordu Yeşim.

"Ben getirdim," dedik Derin'le aynı anda.

"İkinci ve üçüncü dersti değil mi?" dedim.

"Evet," diye cevapladı Yeşim.

Arka bahçe gölge olduğundan dolayı biraz daha soğuktu. Soğuk olduğu içinde neredeyse kimse yoktu.

Biraz arka bahçede göz gezdirdikten sonra gördüğüm şey karşısında kaşlarımı çattım.

Ben mi yanlış görüyordum, yoksa Berk'le Selin sarılıyorlar mıydı?

Yazardan not: Püü sana Berk asdfksndn

Yazardan notun notu: Biraz kısa oldu kusura bakmayın.

Yeni HayatTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang