Bölüm 10

16.7K 666 78
                                    

Berk Keskin...

Kız giderken arkasından bakakalmıştım. Ne oluyordu bana ya? Daha kızın adını bile bilmiyordum. Bir dakika... Lan ben niye kızın adını sormadım. Beynime tüküreyim.

"Berk, benim tepemin tasını attırma. Yoksa sonu çok kötü olacak. Hadi lan, gelsene," diye bağırdı Emre. Salonun camı açık olduğu için sesi çok net geliyordu.

"Of, geliyorum lan. Daha bağırmayın. Kulaklarım iflas etti burada," diye bağırdım bende. Arkamı döndüm ve arka bahçeye doğru yürüdüm. Arka bahçeye geldiğimde, mutfak kapısını açtım ve içeriye girdim. İçeri biraz hava gelsin diye kapıyı kapatmadım ve sırtımı kapının yanındaki duvara yasladım. Elimi kalbime koydum ve küt küt attığını hissettim.

"Ne oluyor lan bana?" dedim sesli bir şekilde. Çekmeceden bir tane bardak aldım ve çeşmeden su doldurdum. Heyecanımın geçmesi için bir bardak suyu tek dikişte içtim. Daha önce hiçbir kıza karşı böyle hissetmemiştim.

"Çok şükür gelebildin kardeşim. 5 dakika hava almaya çıkıyorum dedin, neredeyse 10 dakika oldu lan," dedi Emre. Ardından mutfak kapısının orada Yusuf göründü.

"Oğlum seni kaçırdılar sandık. Biraz daha geç gelseydin polise gidecektik lan," dedi Yusuf gülerek. Bizde Emre'yle ona eşlik ettik.

"Abartmayın oğlum ya. Alt tarafı hava almaya çıktım." Yalan. Aslında bizim arka bahçeye doğru koşan kızı gördüğüm için bahçeye çıkmıştım. Hava almak istediğimden değil.

"Bahçede sanki bir kız sesi duydum. Sevgilinle mi konuşuyordun lan yoksa?" dedi gülerek Yusuf. Emre de Yusuf'un söylediğine gülmeye başladı.

İkisininde aynı anda kafalarına vurdum. Onlar elleriyle kafalarını ovuştururken bende hâlâ elimde tuttuğum bardağı tezgaha koydum.

"Ne sevgilisi lan? Saçmalamayın. Benim ne zaman resmî bir sevgilim oldu? Hep flört ettim ben kızlarla."

"O zaman bahçede ki kız sesi kime aitti kanka? Bak inkar etmeye falan çalışma çünkü kızın sana bağırdığını duydum," dedi Emre. Ne diyecektim şimdi? Yalan söylersem hemen anlayacaklardı, doğruyu söylersem de benimle dalga geçeceklerdi.

"Birincisi, kız bizim bahçe de değildi. İkincisi, bizim bahçede olmadığı için otomatik olarak benle de konuşmuyordu." Ve ben yalan söylemeyi tercih etmiştim.

"Emin misin?" dedi Yusuf.

"Eminim," dedim.

"Tamam o zaman. Seni zaten yeteri kadar bekledik. Hadi gidelim de Playstation oynayalım," dedi Yusuf ve mutfaktan çıktı. Tam bende peşinden gidiyordum ki Emre kolumdan tuttu.

"Kanka yalan söylediğini üçümüzde biliyoruz. Yusuf sen anlatmak istemiyorsun diye şuan çok üstelemedi ama sonra paşa paşa anlatacaksın," dedi ve mutfaktan çıktı.

"Ne diyeceksin şimdi çocuklara?" diyen bir kız sesi duydum.

Yeni HayatWhere stories live. Discover now