Bölüm 23

12.5K 527 76
                                    

Öykü Keser...

Okuldan sonra kızlarla beraber okulun yakınlarındaki kafeye gittik.

Benim canım tatlı yemek istediğinden dolayı ıslak kek ve limonata aldım. Kızlarda çilekli milkshake aldılar.

Derin, içeceğinden büyük bir yudum alıp arkasına yaslandı ve, "Beden eğitimi dersinde çok yoruldum ya," diye söylendi.

"Al benden de o kadar," diyerek Derin'e katıldı Yeşim.

Tam bir şey söyleyecektim ki çantamın içinde olan telefonum çalmaya başladı. Boş olan sandalyeye koyduğum çantamı elime aldım ve içinden telefonumu çıkardım. Annem arıyordu.

"Efendim anne," dedim ve ağzıma bir parça kek aldım.

"Neredesin kızım?" dedi annem.

Ağzımda ki lokmayı çiğnerken, "Kızlarla dışarıdayız, anne," dedim.

"Tamam kızım. Çok geç kalma. Akşam misafirliğe gideceğiz," dedi annem.

Ağzımdakini yuttuktan sonra konuşmaya başladım. "Kime gideceğiz?"

"Yan taraftaki komşularımıza gideceğiz," dedi annem.

Şaşkınlıktan gözlerimi kocaman açtım. Şaka falan mıydı bu?

Anneme belli etmemeye çalışarak, "Tamam anne, ben erken gelirim," dedim.

"Dikkat et kendine kızım," dedi annem.

"Sende," dedim ve telefonu kapattım.

"Ne oldu?" diye sordu Yeşim. Sorusuna cevap vermek yerine sadece omuz silktim.

Yarım saat daha kafede sohbet ettikten sonra hep beraber evlere dağıldık.

Eve gelir gelmez hemen odama çıktım ve okul formamı çıkarıp duşa girdim.

Duştan çıktıktan sonra altıma saks mavisi bir kot pantolon, üstüme de düz siyah bir tişört giydim.

Kıyafetlerimi giydikten sonra makyaj masamın karşısına geçtim ve makyaj yapmaya başladım.

Hafif bir makyaj yaptıktan sonra sandalyeden kalktım ve telefonumu alıp aşağı indim.

Aşağı indiğimde herkes buradaydı.

"Sonunda geldin. Bekle bekle ağaç olduk lan," dedi Selim.

Bir şey söylemek yerine ona sadece öldürücü bakışlarımı yolladım. Bakışlarım tehlike! diye bağırdığından dolayı, Selim cebinden telefonunu çıkardı ve kurcalamaya başladı.

Annem tam bir şey söyleyecekti ki telefonu çalmaya başladığı için kelimelerini yutmak zorunda kaldı.

Siyah deri çantasını açtı ve içinden telefonunu çıkardı.

"Efendim?"

"Geliyoruz Aysuncum."

"Tamam, canım. Görüşürüz."

Annem telefonunu kapatıp çantasına koyduktan sonra bize döndü ve, "Hadi, çıkalım artık," dedi.

"Abla evin anahtarını aldın mı?" diye sordu teyzem anneme.

"Aldım aldım," diye cevapladı annem.

Dışarı çıktığımızda, havanın bu kadar rüzgârlı olduğunu beklemediğim için yüzüme çarpan soğuk rüzgârla yüzümü buruşturdum.

Kapının önüne geldiğimizde Selin bir adım öne çıktı ve zili çaldı.

Birkaç saniye sonra tanımadığım bir kadın kapıyı açtı ve gülümseyerek, "Hoş geldiniz," dedi.

Kapıdan içeri girip kısa bir şekilde tanıştık. Salona geçerken Aysun Teyze, "Berk! Misafirlerimiz geldi oğlum!" diye bağırdı. Berk'in adını duyduğumda garip bir heyecan hissettim.

Berk, Aysun Teyze'nin bağırması üzerine, "Geliyorum anne!" diye bağırdı yukarıdan. Bizde o sırada salona geçtik.

Birkaç dakika sonra Berk, paldır küldür merdivenlerden indi ve salona girdi.

Yanıma oturduktan sonra hepimize hitaben, "Hoş geldiniz," dedi gülümseyerek.

Annem, teyzem ve Selin gülümseyerek karşılık verirken, Selim hiçbir tepki göstermedi.

Bir süre sonra büyükler kendi aralarında konuşmaya başladılar. Selim ve Selin de telefona odaklandılar.

Berk'in kulağına doğru eğilip, "Baban nerede?" dedim fısıldayarak.

O da aynı şekilde, "İşinden dolayı şehir dışına çıkmak zorunda kaldı," dedi. Anladığımı belirtircesine kafamı salladım.

Birkaç dakika sonra Aysun Teyze, "Hadi, yemeğe geçelim o zaman," dedi.

Kafede yediğim kekden dolayı çok aç değildim.

"Ben çok aç değilim. Afiyet olsun size," dedim.

"Bende yemeyeceğim," dedi Berk.

"Peki çocuklar, siz bilirsiniz," dedi Aysun Teyze. "Bizde yemek odasına geçelim."

Annemler yemek odasına geçtikten sonra Berk bana dönüp, "Bizde benim odama çıkalım mı?" dedi.

"Olur," dedim.

Yukarı çıktığımızda Berk bir odanın kapısının önünde durdu ve kapıyı açtı. Eliyle girmem için içeriyi gösterdi. Bende ikiletmeden hemen içeri girdim. Berk de arkamdan girdi ve kapıyı kapattı.

Odaya biraz baktıktan sonra yatağın üzerine oturdum ve, "Odan güzelmiş," dedim.

O da yanıma oturdu ve, "Annem seçti. Her zamanki gibi," dedi. Gülümsemeden edemedim.

Birkaç dakika konuşmadan öylece oturduk. En sonunda bu sessizlik sinirimi bozduğundan dolayı konuşmaya başladım.

"Hadi bir şeyler yapalım ya," dedim. Berk biraz bana doğru yaklaştı ve, "Ne yapalım?" dedi.

"Ay bilseydim sana sormazdım Berk," dedim.

Elini bacağına vurduktan sonra, "Madem bir şeyler yapmak istiyorsun, sana ne sorarsam cevap vermek zorundasın," dedi.

"Pekâlâ, gönder gelsin," dedim.

Biraz düşündükten sonra, "Hiç sevgilin oldu mu?" dedi.

"Olmadı," dedim.

"Aynı kaderi paylaşıyoruz desene," dedi ve güldü. Bende ona katıldım.

Biraz odada gözünü gezdirdikten sonra boş olan sürahi de gözü takılı kaldı. Sonra bana baktı ve, "Ben su içip geliyorum," dedi.

"Tamam," dedim.

Berk gittikten sonra yatağa boylu boyunca uzandım ve tavanı izlemeye başladım. Bugün beden eğitim dersinde çok yorulduğum için yorgunluktan gözlerim kapanıyordu.

Gözlerimi açık tutmak için büyük bir savaş veriyordum ama en sonunda dayanamadım ve uykuya daldım.

Yeni HayatWhere stories live. Discover now