AKHİRA ANSİKLOPEDİSİ (İKİNCİ KİTAP HAZIRLIK BÖLÜMÜ)

165 6 2
                                    

Hayal Dünyama hoş geldiniz, lütfen buraya okumaya başladığınız tarihi ekleyin.

Akhira'nın ıssızlığına Tengri tarafından ve yanlızca onun kudretiyle olabilecek mucizeyle başladı herşey, gece yada gündüz yoktu. Akhira güneşten koparak kaderine doğru sürüklenmeye başladığı zamanlarda güneşin kızıl ışıkları boydan boya Akhira'yı kucaklıyordu. Henüz çocuklarının keşfetmeyi başaramadığı belkide ilgilerini çekmeyen bu toprak parçası Tengri tarafından farkedilmişti. Göğsünden söktüğü bir ateş parçasını Akhira'nın derinlerine sakladı, böylece hayat Akhira'nın en izbe ve karanlık yerlerinde nefes almaya başladı. Derin soluğunu, bir meltem gibi Akhira'ya üfledi. Meydana gelen rüzgar, koca kayaları un ufak ederek tüm diyarı boydan boya gezdi. Kimi zaman toprağı oydu, kimi yerde koca kayalar ihtişamla ayağa kalktı, bazen ise topraktan yığınlar dağları oluşturdu. Üç insan ömrü boyunca süren rüzgar dindiğinde Tengri'nin nefesi gök yüzünün maviliğinde pamuk beyazı suretler oluşturdu. Bazıları insana, bazıları hayvana bazıları ise canavarlara benzeyen suretler gelecekte yaşanacak acı ve mulutuluga ağlamaya başladı. Mutlulukla akan göz yaşları bir insan ömrü boyunca sürdü, irili ufaklı oyuklar doldu taştı nehirler, göller oluştu. Acı, hüzün ve keder ile akan göz yaşları hem çok şiddetli hemde çok uzun sürdü, öyle ki gençliğini unutturup ihtiyarlığın yiyip bitirdiği kadar uzun beş insan ömrü boyunca... Koca yarıklar ovalar doldu taştı, tuzlu denizleri oluşturduğu şiddetiyle birlikte kendi kendini de yiyip bitererek bir daha yağmamak üzere kaybolup gitti. Tengri Akhira dediği, bu diyara bir perde çekerek çocuklarının bulmasının önüne geçtikten sonra yağmurun da dinmesiyle Akhira'nın derinlerinde bulunan hayat ateşi ilk hediyelerini sundu. Kahverengi topraklardan yeşil umutlar patlak vermiş ona selam durmuştu. Erlig'i yarattığı an içinde kabaran mutluluk yine nükseden Tengri bu mucizeyi öyle çok sevdi ki kavga halindeki oğullarını kendi hallerinde bırakarak Akhira ve yarattığı mucizeyi büyütmeye başladı. İki insan ömrü boyunca toprağın çocuklarını doğurmasını ve onların gök kubbeye yükselişini izledi. Nihayetinde, tuzlu denizler, tatlı sularla oluşmuş göller, onları besleyen nehirler ve ormanlar oluşmuştu. Serin esen rüzgarın sesi dışında lal olan Akhira da birşeyler eksikti, her ne kadar birbirleri arasında anlaşmazlık dahi olsa kendi çocuklarının cıvıltıları evrende yankı bulan Tengri işinin henüz bitmediğini düşünerek kuzular, keçiler, kuşlar, böcekler ve daha türlü türlü hayvanlar yaratmaya başladı. Her yarattığı canlı ona yeni bir ilham veriyordu sayısız insan ömrü boyunca yeni yeni hayatlar verdi Akhira'ya, Akhira da anne karnı gibi yaşam bulan tüm canlıları kucakladı, iyi, kötü, kibirli, alçak gönüllü, güzel yada çirkin diye birşey yoktu. Bir zaman sonra Tengri kendi evlatlarını unutmuş Akhira'nın huzur verici güzelliğiyle ilgilenirken olanlar oldu. Çocukları sınırı aşmış, anlaşmazlıklar nefrete dönmüş büyüdükçe büyümüş en sonunda dörtlü bir düello haline bürünmüştü. Tengri'nin yarattığı sonsuzluk evlatlarına küçük gelmiş birbirlerini öldürmeye teşebbüs etmeye kadar varmıştı.

Tengri evlatlarının son halinin öfkesiyle hiddetlenerek boşluğa öyle bir kükredi ki sonsuz yıldızlar, dünyalar, birbiri ardına savrulmaya başladı. Akhira da yaşayan canlıların bir kısmı yok olup gitti, bir kısmı hayata tutunmayı başardı fakat yaşlı ormana çöken karanlık orada ki canlıların bir çoğunu değiştirdi. Tengri evlatlarının gerçekliğine artık geri dönmüştü, onların şimdiki kudretlerinin bedenlerine fazla geldiğini de farketmişti. Dört çocuğunu Akhira ile terbiye etmek isteyerek onların güçlerinin belli kısmını ruhlarından söküp aldı ve hepsine farklı güçler verdi. Erlig ilk olan ve en güçlü olan oğuldu, en çok güneşi sevmişti Tengri onu güneşle lanetledi. Güneş Akhira'ya hayat verdiği zamanlar onun bedeni acı çekecekti. Od Tengri den bir parça taşıyordu yaratma, değiştirme gücü vardı, elinden bu kudreti alınsa da damarlarında akmaya devam eden gümüş kan hala ona sihir yapma gücünü veriyordu. Tengri onun bu denli tehlikeli gücünün diğer canlılara zarar vereceğini düşünerek gizemli Topraklar çağlayan vadisi onun emrine verdi. Ülgen daha ilk yaratıldığı zamanlarda güneşten kaçarak karanlıkta yanlız başına yaşama arzusuyla yanıyordu, Tengri yerin altında bulunan karanlığı ona ve ondan doğacaklara verdi. Diğer oğul Kayra han akıllı, merhametli ve adildi fakat merhametinin yanında haksızlık karşısında ketun alevden bir dehşeti vardı. Güçlüydü fakat bir o kadar kibirden uzaktı, Tengri belkide en çok ona ayrıcalık tanıdı. Yer yüzünü boydan boya ona verdi, denizlerde onundu dağlarda, yemyeşil ovalarda. Tengri evlatlarını Akhira üzerine çeşitli yerlere yerleştirip onlara kendilerinin özelliklerini taşıyan oğullar verdi. Hepsi yaşayabilsin diye Akhira'yı dönderdi, böylece Akhira gece ve gündüzle herkese paylaştırıldı.

AKHİRA - Kıyamet Vakti (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin