Bölüm 12 - KRALIN ASKERLERİ

14.1K 2.6K 133
                                    

      Yeni gün onlara umut getirmek bir yana aksine paslanmiş yüreklerini hüzünle dolduruyordu. Güneş ışıkları buz tutmuş ruhlarına bir nebze olsun ilaç olmuyordu. Her sabah güneşi ve kuşları selamlayan Aşula, aynada gördüğü yüzden olduğu gibi güneşin parlak yüzünden de nefret eder olmuştu. Oysa Aşula güzel olduğu kadar güçlü bir kadındı, ailesini kaybetmiş, elinde hiç bir şey olmadığı halde umutlarına sıkıca sarılmış bir kadındı ta ki umutları da elinden alınıncaya kadar.

      Zaten normal hayatında da çok konuşmayan Bars, kendine emanet olarak gördüğü bu insanları koruyamamış olmanın dehşet verici sancılarını kendi içinde bir kör kuyuya hapsedip, kendini kalabalığın ortasında yalnızlığa mahkum etmişti bile çoktan. Başarısızlık duygusu kalbini kemiriyor, ruhundan her an bir parça söküyordu. Artık günün doğup batması ile pek ilgilenmiyordu.

      Temir ve Yazgan olayların dışında kalmış geri kalan işleri yapmak ile ilgileniyorlardı. Günler geçip giderken Altay ve Bartu mümkün olduğunca Bars ve Aşula'ya görünmüyor, onlardan uzakta yapılması gerekeni yapıyorlardı. Kongar'ın bedenini hanın hemen dışına gömen de yine Altay olmuştu. O gecenin üzerinden on beş gün geçmiş handa yapılması gereken tüm işleri Yazgan yapmıştı. O günden sonra hana katılan on kişiyi de Yazgan idare ediyordu.

      Hana gelen kişiler arasında  yüz kırk yıllık bir ömrü çoktan aşmış, mazinin tozlu sayfalarına hakim iki yaşlı kadının isimleri; Gümüş nine ve Asena nine idi. On bir yaşında bir kız çocuğu olan Börte ve onun babası çiftçi Tanman. Bu dört kişi aynı köyden son kalan kişilerdi, onları buraya Tanman getirmiş ve yolda gelirken karısı Tansu'yu kaybetmişti. Diğer altı kişi ise eski askerlerden oluşuyor; bu olaylar başlarken Çirpe köyüne bir katili cezalandırmak üzere yola çıkmışlardı. Yol üzerinde Kurt adamların saldırısına uğrayınca on dört arkadaşlarını kaybetmişler, daha sonra hayatta kalma mücadelesi verirken yolları hana kadar gelmişti. İçlerinde bir tanesi hariç hepsi esmerdi. Beyaz tenli olanın ismi Sungur, esmer uzun boylu uzun saçlı olanın ismi Sencer, esmer şişman olanın ismi Tankut, esmer bıyıklı uzun boylu olanın ismi Togay, son olarak zayıf ve kısa boylu uzun saçlı uzun sakallı ikiz kardeşler Ogün ve Okaydı.

      Hana geldiklerinde hepsi Bars'a takdim edilmiş fakat Bars umursamaz bir tavırla onları geçiştirmişti. Zaman ilerlerken askerlerin Yazgan ve Temir'i dinlememeleri kendi başlarına buyruk hareket etmeleri artmaya başlamıştı. Bazıları asker olmaları ve sayıca fazla olmaları nedeniyle hanın idaresini almaları gerektiğini düşünmeye başlamışlardı.

      Bars bahçede dolaşırken Sungur'un Temir ile bir şey konuştuğunu, konuşmaktan ziyade hararetli bir tartışma yaşadıklarını fark etti. Uzun zaman sonra derin düşünceleri bölünmüştü. Hızlı adımlarla yemekhanenin girişinde bulunan Temir ve Sungur'un yanına gitti. Hanın içinde bulunan büyük bir masayı dışarı çıkartmak isteyen Sungur'a karşı Temir onlara dokunamayacağını anlatıyordu.

      Önemsiz birşey olduğunu düşünüp arkasını döndüğü esnada, Sungur: "Hey çocuk! Burayı sen yönetmiyorsun, biz yönetiyoruz, istediğimi istediğim yere koyarım. Çık çabuk yolumdan!" Neye uğradığını anlamayan Bars tekrar Sungur'a döndü ve yanına yaklaştı: "Sen o masayı hemen içeriye koy!" Bir anda herkesin dikkati buraya çevrildi ve tüm askerler toplandı, Çok geçmeden Yazgan ve Bartu da gelmişti.

      Sungur alaycı bir tavırla: "Demek konuşuyorsun, biz seni Kurt adam görünce korkudan dilini yuttu sanmıştık." Etraftaki askerlerden kahkaha sesleri yükselirken sinirlenen Bars: "O masayı hemen yerine koy yoksa s..!" Lafını bitiremeden Sungur hemen araya girdi: "Yoksa ne? Yoksa beni mi döversin?" dedikten sonra Bars'ın yanına kadar geldi. Adamın gözlerine bakan Bars, alaycı tavırlarla kendine bakan Sungur'u görünce öfkesini kontrol edemez bir hale gelmişti çoktan. Elleri kılıcında Bars'a bakan Sungur'un, kılıcına dokunduğu elini bükerek arkasına geçti, daha sonra boynunu kollarının arasına aldı. Sungur güçlükle nefes alırken, Bars kolları ile boğazını sıkıyordu, sağ ayağı ile Sungur'un sağ dizine vurunca Sungur dizlerinin üzerine çöktü.

AKHİRA - Kıyamet Vakti (KİTAP OLDU)Where stories live. Discover now