Bölüm 9 - 3 ADAM

14.3K 2.8K 99
                                    

Zaman suyun denize koştuğu gibi dolu dizgin akarken, bu korunaklı handa kimsenin aklına gitmek gelmiyordu. Önleri kış ve burada tüm kışı geçirecek erzak vardı. Dışarıda geçirdikleri zaman onlara böyle korunaklı bir yerin kıymetini anlatmıştı. Bazı geceler hanın tahta kapısı zorlansa bile Kurt adamlara geçit vermiyordu.

Yazgan artık yürüyor, Temir ve Beyge koşup oynuyorlardı. Bars tüm olanları uzaktan izliyor pek konuşmuyordu. Bir süredir o zulüm gibi gelen rüyayı görmüyordu. Aşula'nın dikkatli bakışlarından sürekli kaçıyor bahçede yürüyüş yapıyor ve her gün ikindi vakti Yazgan'ın Temir'e kılıç kullanma dersleri vermesini izliyordu.

Bars, hanın giriş bölümündeki dükkanları incelerken Temir atlara su ve saman veriyordu. Yazgan her zamanki gibi gün batmadan önce duvarın üzerine çıkmış etrafa bakınıyor olan biteni kontrol ediyordu. İkindi vakti geldiğinde Yazgan her zaman yaptığı gibi Temir'e ders vermek için duvardan aşağı inmeye yeltendiği sırada kapıdan sesler gelmeye başladı.

Herkes irkilip kafasını kapıya yönelttiğinde, Yazgan "Siz de kimsiniz?" Kapıya üç kişi gelmişti; bir tanesi sarışın, uzun boylu, parlak yüzlü bir genç, diğeri sarışın, kısa boylu, zayıf, bıyıklı, kırklı yaşlarda bir adam, sonuncusu ise esmer, bir yetmiş beş boylarında, sakallı, uzun saçlı, otuz yaşlarında bir adamdı.

Esmer olan adam seslendi: "Ne olur yardım edin, peşimizdeler!" Bars meraklı bir şekilde eli kılıcında: "Ne oluyor Yazgan orada?" Yazgan: "Üç adam var içeri gelmek istiyorlar." Bars: "Hadi gel kapıyı açalım" gürültüye dışarı çıkan Temir olup biteni izlerken Yazgan aşağı indi. Bars ile birlikte kapının üzerinde sürgü görevi gören latayı çıkarttılar. Kapıyı açtıklarında üç adamla karşılaştılar, onları içeri alıp kapıyı sürgülediler.

Bars: "Aç mısınız?" Sarışın büyük adam: "Evet iki gündür bir şey yemedik." Yazgan: " Gelin o halde bir şeyler yiyin." Yazgan ve Temir önde yürüyor adamlar peşlerinden ilerliyorlardı, Bars en arkada adamları süzerek yavaş adımlarla onları takip ediyordu. Şüphesiz onlara yardım etmeleri gerekiyordu ama bu adamların kim olduklarından bihaberlerdi. Hemen güvenip onları göz önünden ayırmaları doğru olmazdı.

Yemekhaneye geldiklerinde Aşula onları karşıladı. Yemekhanenin tam ortasında duran büyük masada Beyge ile oyun oynuyorlardı. Adamları görünce şaşkın gözlerle bakarak yavaşça ayağa kalktı. Yazgan: " Misafirlerimiz var ve çok açlar Aşula." Aşula istemsiz bir şekilde Bars'ın gözlerine baktı onay istercesine. Aşula'nın bakışlarını farkeden Bars yavaşça başını sallayarak onu onayladı. "Ben o hâlde bir şeyler getireyim." dedi. Aşula, yanına Beyge'yi de alarak mutfağa gitti. Adamlar ortadaki masaya oturdular. Yazgan ve Temir karşılarına oturdu. Kısa bir süre birbirlerine dikkatlice baktılar.

Çok geçmeden Aşula öğleden kalma, bulgur aşı ve domates çorbasını getirdi. Aşula elinde yemeklerle yemekhaneye girdiğinde adamlar gözlerini bir an için kırpmadan yemeğin masaya gelişini izliyorlardı. Nihayet yemek masaya konulmuştu, adamlardan ikisi izin istercesine Yazgan'ın gözlerine baktılar. Yazgan'ın müsade etmesini beklemeyen üçüncü adam çoktan yemeye başlamıştı ki Yazgan elleri ile masada duran yemekleri göstererek adamları yemeye buyur etti. O kadar hızlı ve iştahlı yiyorlardı ki uzun süredir aç oldukları her hallerinden belliydi. Ağız şapurtuları ve kaşık seslerini Yazgan'ın sesi böldü. "Sizler kimsiniz?" Sarışın kırklı yaşlarda olan adam ağızındaki lokmayı zar zor yuttu: "Benim ismim Altay," Yanındaki genç sarışın çocuğu göstererek; "Bu da Bartu" dedi. Esmer olan adam araya girerek "Ben de Kongar" diyerek araya girdi. Yazgan kendini ve diğerlerini tanıttı.

AKHİRA - Kıyamet Vakti (KİTAP OLDU)Where stories live. Discover now