8.Bölüm

22 10 1
                                    

Sitede biraz takıldıktan sonra ikimiz de siteden çıkıp yokuştan aşağı inmeye başladık.

"Hale bu park nerede şimdi?"

Etrafa biraz göz gezdirdi. "Aslında pek de yaklaşmış sayılmayız." dedi. "Şuradan dönersek.." derken sözü arkadan gelen korna sesleri ile bölündü.

Kaçtığımız taksi,peşimizden geliyordu. Tahmin ettiğim gibi.

"Hale bir şey bul" dedim koşarken. Cevap vermedi, sanırım tek çare koşmaktı.

Taksi hala peşimizden geliyor ve camdan kafasını çıkararak bize bağırıyordu ama biz son hızda koşmaya devam ediyorduk.

Üç yol arası bir yere geldiğimizde Hale ile bakıştık. Bu kez kararı ben verip sağdaki yola girdim.

"Dur,dur. Orayı bilmiyorum" diye bağırsa da Hale,araç yaklaşmıştı ve başka şansımız yoktu.

Sokak arası bir yere dalmıştık felan ama neresi olduğundan haberimiz dahi yok,belki çok alakasız bir yer. Issız bir sokağa benziyor,ve ortada garip bir yer vardı. Tam kaldırımın ortasında. Çöp yerine de benziyor,ama değil. Mahalle ortasında bir yerde,gereksiz bir kutu gibi.

"Neredeyiz biz?" dedim. Ama o da bilmiyordu, ben de. Birkaç dakika durduk,ama cidden kimsenin geçmediğine emin olunca dışarı çıktık.

"Bu mahalleyi daha önce duydun mu?" diye sordum. Etrafa göz gezdirdi.

"Hayır, hiçbir yerden tanıdık felan da gelmiyor. Bu sefer cidden bilmiyorum"

Ailem olmadan sokakta geçirdiğim o yıllar,bütün kararlarımı şansa bıraktım. Hatta birkaç insanın bahçesinde kaldığım da oldu,yada beni bir günlüğüne evine davet edenler. Ama böyle adını dahi bilmediğim sokaklarda büyüdüğüm için, her zaman yaptığımı yaptım.

"Bu tarafa doğru gidelim" dedim sağ tarafı işaret ederek.

"Emin misin?"

Değilim. Sadece içgüdü. Ama başımı salladım,o da gülümsedi.

"Hadi gidelim"

Yürürken etrafa baktım uzun süre,cidden ıssız bir ara sokaktı. Hatta doğru düzgün araba geçmiyordu. Etraf tamamen arsa,kulübe evler felan var. Yakın da,uzak da olmayan diğer taraflarda dışı bayağı soyulmuş apartmanlar vardı.

Hale ile gerçekten ürkünç bu sokakta yürüyorduk,yüzünde ilk kez çaresizlik vardı. Aklında plan yok gibi,ama ona güveniyordum. Bu saatten sonra zaten geri dönüşümüz yoktu.

Apartmanların arası daralmaya başlamıştı,diğer taraf ıssızdı. Daha ıssız, içimden bir ses kötü şeyler olacağını fısıldıyordu.

Ama yinede oraya doğru yürüdüm. Hale'nin aklına bile gelmediğinden eminim,başka bir şey düşünüyor gibiydi.

Uzaktan gelen bağırma sesleri vardı,iki kişinin kavgası gibi. Yaklaşmaya başladığımızda sesler daha anlaşılır bir hal aldı.

"Beni dellendirme bak! Herşey senin başının altından çıktı!!" diye bağırma sesi.

"Kes sesini,seni pişman ederim"

"Ne yapacaksın,Gülce'ye yaptığın gibi kafamdan aşağı çöp kovasını mı boşaltacaksın?"

"Gülce mevzusunu açma!"

"Niye,yoksa seni terk edip gitmesi fazla mı üzdü? Bir de gelip bana umrunda değil o kız demiştin"

"Seni son kez uyarıyorum"

"Aaa pardon,Gülce'ye yaptığın gibi numaramı internete yazıp başıma manyak insanlar mı salacaksın?"

"Senden bıktım!"

"Ne üzüldüm ne üzüldüm"

Hale ile ikimiz de yolda durmuş onların kavgasını dinliyorduk. Bilirsiniz Türkiye'de bu tarz olayların ilgilisi fazla olur. Çoğu kişi bizim gibi uzaktan onların gereksiz kavgasını dinliyor, hatta karışıyordu.

"Herşey senin yüzünden oldu. Kıyafetlerimi yakan sendin, ben uyurken eve girip başımdan aşağı buzlu su döken de sendin. Şimdi bana hava yapma,defol."

"Bunları neden yaptığımı sende adın gibi biliyorsun,burada kaç tane insan izliyor lan. Anlatacak mısın herşeyi?" deyip etrafta şok ve aşağılayıcı halde ona bakanlara -biz de dahil- "Bir şey bilmeden laf etmeyin,şimdi hepiniz kaybolun"

Olayları anlamamıştım,merak etmiştim etmesine ama bunun peşine düşmeyecektim. Zaten şuan ne ara oldu bitti halindeyim,meraklılığım yüzünden şuan,buradayım.

Ama iki aile arası sırrı öğreneceğim.

Kalabalık dağılmaya başlarken rahat bir nefes alıp oraya doğru yürümeye başladım. Geceleri burada mükemmel korku filmi çekilirdi,efsane alan. Sokak lambaları yanıp sönen,az ilerisinde orman olan,yolun direk kaldırımda bittiği ve birkaç binayı geçtikten sonra cidden ürkütücü bir yere ulaşacılacak bir sokak.

Kavga eden iki kişiden biri diğerine "seninle sonra görüşürüz" deyip apartmana girdi,diğeri ise farklı bir taraftan devam etti.

"O neydi ya?" dedi Hale bana bakarak. "Bunlar kaç kişi ortasında kavga edip milleti meraklandırdı ve bir saniyede dağıttı."

Gülümsedim. O tarafa doğru yürümeye devam ettik.

Git gide karanlığa bürünen yolun başında,köpek ve kediler istila etmişti. Onları umursamıyor olsam da,Hale hızlı adımlarla yanlarından geçmeye çalışıyordu. Ben ise korkmuyorum, hatta acelem olmasa oturup severdim.

Yedi-sekiz yaşlarındayken,hep kaldığım sokaktaki banka bir köpek gelmişti. Beni koruyor,peşime dolanıyor ve ben uyurken nöbet tutuyordu. Yiyip içtiğim her şeyi onunla bölüşür, hatta beni anlamıyor olmasını bile bile sohbet ederdim. Ancak parkı denetlemeye geldiklerinde,alerjik hastalık yapabilecek bir köpeğin sokakta gezmesini uygun bulmayıp kamyonla götürmüşlerdi.

"Köpekten mi korkuyorsun?" dedim alaycı halde.

"Evet"

Cevap vermedim. Öğle saatlerinde bile yolun karanlık olması cidden ürkütücüydü.

"Ormana girmeyi düşünmüyorsun herhalde" dedim.

"Yoo, öyle düşünüyorum"

Samanyolu fon müziği..

******

Gizemli AdresWhere stories live. Discover now